Kuduz, eski çağlardan beri bilinen ve halk sağlığını tehdit eden önemli bir zoonotik enfeksiyondur.

Kuduz hastalığı ile ilgili bilgi veren Veteriner Nuri Tolga Kelleci, hayvanın aşısız ve 3 aydan büyük olduğunda ısırma yoluyla herhangi bir canlıya kuduz bulaştırabileceğini söyledi.

Kuduzun ölümcül bir hastalık olduğunu ifade ederek geç kalındığında tedavisinin bulunmadığını dile getiren Kelleci, herhangi bir hayvan tarafından ısırılan kişinin hemen en yakın sağlık kuruluşuna gitmesi gerektiğini belirtti.

Kuduzun insana bulaştığının birçok belirtisi olduğunu söyleyen Kelleci, ısırılma anından sonra geçen sürenin çok önemli olduğuna vurgu yaptı.

Herhangi bir hayvan tarafından ayaktan veya kafadan ısırılmanın arasında bir fark olduğunu söyleyen Kelleci, kafaya yakın bir bölgeden ısırılmışsa yaklaşık 45 dakika, ayaktan ise 2 saate kadar bir sürenin olduğunu aktardı.

Hayvanların 3 ay geçtikten sonra bağışıklık ortadan kalktığı için kuduza yatkın hale geldiklerini belirten Kelleci, "Kuduz evcil ve vahşi hayvanlarda görülen zoonoz viral bir hastalıktır. Isırılma yoluyla bulaşan ölümcül bir hastalıktır. Kuduz genellikle 3 aydan büyük hayvanlarda 3 aya kadar anneden aldığı antikorlardan dolayı bağışıktırlar. 3 ay geçtikten sonra da bu bağışıklık ortadan kalktığı için kuduza yatkın hale gelirler. Hayvan aşısız ve 3 aydan büyükse ısırma yoluyla herhangi bir insana ya da hayvana kuduz bulaştırabilir." dedi.

"Kuduz ısırılma yoluyla bulaşmışsa tedavi edilmesi mümkün değil"

Kuduzun tedavisinin olmadığını söyleyen Kelleci, "Kuduzun tedavisi maalesef bulunmamaktadır. Bu konuda 'Koruyucu Hekimlik' adı altında daha çok çalışıyoruz. Kuduza karşı önlemler alınabilir; ancak kuduz ısırılma yoluyla bulaşmışsa maalesef tedavi edilmesi mümkün değil." diye konuştu.

Isırılan kişi en yakın sağlık kuruluşuna gitmeli"

Kuduz hayvan tarafından ısırılmada neler yapılması gerektiğini aktaran Kelleci, "Bu durum ısırılan bölgenin nerede olduğuna bağlıdır. Isırıldığı zaman eğer bu hastalık merkezi sinir sistemine yerleştiyse ısırıldığı bölgeden dolaşıma gider. Ayak ile kafadan ısırılmanın arasında bir fark vardır. Kişi ayaktan ısırılmışsa zamanı biraz fazladır. Kafadan ısırılmışsa zamanı kısıtlıdır. Isırılan kişinin müdahale için en yakın sağlık kuruluşuna gitmesi gerekiyor. Burada zaman çok önemlidir. Bunun dışında yapılabilecek pek bir şey bulunmamaktadır." şeklinde konuştu.

"Kişi kafaya yakın bir bölgeden ısırılmışsa yaklaşık 45 dakikası var"

Kuduzun belli başlı semptomlarının olduğunu ifade eden Kelleci, "Isırıldığı bölgeye göre değişiyor. Görülen en sık semptomlar; sudan korkma, atak geçirme, aşırı derecede tepki gösterme gibi durumlardır. Kişi kafaya yakın bir bölgeden ısırılmışsa yaklaşık 45 dakikası var. Ayaktan ısırılmışsa da 2 saate kadar bir süresi var. Kuduz çok hızlı bir şekilde dolaşıma girip direk merkezi sinir sistemini etkiler." diye konuştu.

"Kişiye hemen ısırılıp ısırılmadığı sorulmalı"

Kuduz hastalığında erken tanının önemli olduğuna vurgu yapan Kelleci, "Kuduzda erken tanı, ilk olarak mide bulantısıyla başlar. Ağızda köpürmeler meydana gelir. Bu durumda kişiye hemen ısırılıp ısırılmadığı sorulmalı. Böyle bir durumla karşılaşmışsa en erken tanısı budur. Bunun dışında başka bir semptomu yok. Biraz daha ilerleyen süreçlerde sudan korkma ve sinir atakları geçirme başlamıştır. Bu da hastalığın ilerlemiş olduğu anlamına geliyor." ifadelerini kullandı.

"Geç kalındığı için kurtarılamadı"

Bitlis'te köpek ısırması sonucu hayatını kaybeden çocuk ile ilgili konuşan Kelleci, "Çocuklar bazen korkup durumu ailelerinden saklayabiliyor. Bu sürede virüs dolaşıma katıldığı için de hastalık ilerlemiş olup müdahale geç kalınmış oluyor. Vefat eden kişi önceden hastaneye gitmiş olsaydı ve erken müdahale edilmiş olsaydı dolaşımı kesilip kan akışının durdurulup kan dışarıya çıkarılabilinirdi. Serum ve vücuda bağışıklık katarak hastalığın bir nebze de olsa önüne geçilebilinirdi. Geç kalındığı içiin kurtarılamadı. Kuduz ölümcül bir hastalıktır. Maalesef tedavisi bulunmamaktadır." dedi.