Kim Zarar Ederdi
İşten çıkıp turuncu otobüse bindi. "Çok şükür, yer var." dedi. Oturdu. Yanına ağzında sakızıyla orta yaşlarda bir adam oturdu.
Birkaç durak geçince otobüs hınca hınç doldu. Ahlâki yapıları giyim kuşamlarından belli olan iki genç ön tarafında oturuyordu. Hâl ve hareketleri canını sıkıyordu. Etrafındaki insanlara bir göz gezdirdi. Kimsenin umurunda değildi. Hatta bazı gençler gülerek bakıyorlar, fısıldaşıyorlardı. İçinden bir ses: "Hadi; uyarıver şunları! Anlasınlar yaptıkları şeyin yanlış olduğunu! Haydi, engelle kötülüğü!" Ama cesaret edemiyordu. Halbuki iki hafta önce dernekte katılmış olduğu sohbette nur yüzlü bir abi bir hadisi açıklamıştı. "Sizden biri bir kötülük gördüğünde eliyle, olmuyorsa diliyle düzeltsin. Olmuyorsa kalbiyle buğz etsin." Evet şu an kalbimle bunu yapıyorum ama devamında: "Bu da imanin en zayıf olanıdır." buyruluyordu. Yüzüne çarpıyordu cevabını. Teşvik ediyordu direkt. Ölüm yok ya ucunda, sen tersleseler ne olur sanki, sen yap! Başka bir ses de: "Bırak şimdi, iki sohbete gittin diye mücahid o oldun başımıza, sen kendine bak! Geçmişin ne ki?" diye cesaretini kırıyordu. Ama İslam`da tevbe edenlerin hani geçmişi silinirdi. Öyle demişti bir abi, yeter ki halis bir tevbe etsin. Dönmesin günahlarına... Doğru, peki niçin böyleyim? Ankara geldi aklına. Özellikle bazı otobüslere hep benzer tipler binerdi. Saçları, dişleri dökülmüş 75-80 yaşlarında, kafasında bazen tüylü bir şapka, bazen özenle yaptırılmış tek tük kalmış bembeyaz saçlarıyla, takım elbiseleriyle cumhur kadınlar ve erkekler binerdi. O zaman "Bunlar herhalde medeniyet dediğimiz tek dişi kalmış canavarın son kalıntıları." derdi. Peki bu manzaraların kalıntıları ne zaman kalkacak. Peki sen layık mısın böyle bir nimete. Boynunu büktü. Allah`a sığındı. Öndeki erkeğin omzuna dokundu. "Kardeşim, edepli oturun. Allah`tan korkun biraz." Kız "Emre!" demeye kalmadı, acı bir fren... Ayaktakiler tutacaklara asılınca ortadaki demir tamamen yerinden söküldü ve insanlar yerlere düştüler. Arkadan gelen başka bir otobüs yan taraftan çarptı ve yan camlar patladı. Çığlıklar, ağlamalar, dualar... Öndeki genç kız da `Bismillah` diye bağırıyordu. İsa da başını ön demire çarpmıştı ve kaşı yarılmıştı. O da korkmuştu. İnsanlar inmek için çırpınıyordu. O ise ellerini açtı. Gülümsüyordu. Rahman`a dua etti. "Ya Rabbi! Senin rızan için eksik de olsa bir adım attım. Sen beni bağışla." diyordu.
Ders almak gerekti, ibret almak ve düşünmek. Ya böyle ölseydin? Kim zarar ederdi, söyle İsa
Selami Özbay / Ceyhan - Yaş: 27
Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.
Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.