Prof. Dr. Kuzucuoğlu: İstanbul depreme hazırlıklı olmalı
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpaslan Hamdi Kuzucuoğlu, olası bir depreme karşı alınması gereken tedbirlerle ilgili önemli bilgiler verdi.
Dünyanın pek çok yerinde meydana gelen depremler, önlem alınmadığı zaman birçok mal ve can kaybına neden oluyor.
1999 yılında Düzce'de meydana gelen depremin yıl dönümünde farkındalık oluşturulması amacıyla bugün saat 18.57'de ülke genelinde "çök, kapan ve tutun" tatbikatı yapılacak. İlk defa ülke genelinde düzenlenecek tatbikat ile deprem bilincinin artırılması hedefleniyor.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpaslan Hamdi Kuzucuoğlu, deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenlerle ilgili İLKHA muhabirine önemli değerlendirmelerde bulundu.
"Büyük bir İstanbul depremi söz konusu olabilir"
Yapılan olasılık tahminlerine göre İstanbul'da büyük bir depremin beklendiğine dikkat çeken Kuzucuoğlu, "Depremler, aniden gelişen yıkıcı etkiye sahip afetlerdir. Önlem alınmadığı takdirde insan kaynaklı da sorunlar oluşabiliyor ve zararın etkisi artabiliyor. Bu zararın etkisini minimize etmek için tedbirler alınması gerekiyor. Büyük bir İstanbul depreminde zincirleme etkilerle, binaların hasar görmesi ile beraber alt yapının da hasarı söz konusu olabilir. Zincirleme etkiler nedeniyle yangınlar, alt ve üst yapıda hasarlar meydana gelebilir; binalar çökebilir. Bu durum tamamen yapısal stoğumuzun kalitesi ile alakalıdır yani depreme dayanıklı bir yapı stoğumuz yoksa bu tip hasarlar beklenebilir. Depreme hazırlanabilirsek; depreme uygun yapılar inşa edilirse veya rehabilitasyon dediğimiz depreme dayanıklı binalar, kentsel dönüşümler yapılabilirse ve insanlarda bilinçli olursa zarar azaltılmış olur ama bizim yapısal manada iyileştirmeler ve zihinsel manada algılarımız açısından iyileştirmeye gitmemiz lazım." İfadelerini kullandı.
"Tatbikatlara toplumun her ferdinin katılması gerekiyor"
Afetlerin zincirleme etkilerinin de olabileceğinin altını çizen Kuzucuoğlu; "Bir depremle beraber yangında başlayabiliyor, bir baraj çökebiliyor. Bütün bu birincil ve ikincil zincirleme gelişecek afetlere karşı insanların rahat bir şekilde tahliye olacağı alanlar, geçici olarak barınabileceği alanlar ve çok amaçlı parklar planlama açısından çok önemlidir. İnsanların bir afette nereye gideceklerini, ne yapacaklarını önceden bilmeleri gerekir ve doğru bir adrese panik yapmadan gitmeleri gerekiyor. Kentler bazında tatbikatların çok önemi vardır. AFAD bu yılı 'tatbikat yılı' ilan etti, geçen sene 'afet eğitim yılı' ilan edilmişti. Kızılay geçen seneyi 'gönüllülük yılı' olarak belirlemişti. Bu tip farkındalık çalışmaları çok önemlidir. Bu çalışmalara toplumun her ferdinin katılması gerekiyor. Kentlerimizde de özellikle tatbikat açısından işyerlerinde de tatbikatların yapılması gerekiyor. İnsanların doğru kanalize edilmesi, doğru yerlere gitmesi, toplanma alanlarının önceden belirlenerek insanların da ayaklarının buraya alıştırılması ve 'fark et' sloganıyla farkındalık oluşturulması gerekiyor." diye belirtti.