Mezopotamya Üniversitesi hangi ekol üzerine eğitim verecek?
Demokrat Eğitimciler Sendikası Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Başkanı Eyüphan Kaya, eğitim dili Kürtçe olacak olan Mezopotamya Üniversitesi ile alakalı yaptığı açıklamada, "Mezopotamya Üniversitesi hangi ekol üzerine eğitim verecek?" diye sordu.
DİYARBAKIR - Demokrat Eğitimciler Sendikası Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Başkanı Eyüphan Kaya, eğitim dilinin Kürtçe olacak olan Mezopotamya Üniversitesi üzerine bir değerlendirmede bulundu.
Kürtlerin tarihi bir fırsatı olduğunu belirten Eyüphan Kaya, "Kanaatimce Kürtler iki şartla tarihi bir fırsat yakalamak üzereler. Birincisi kendi aralarında iç barışı sağladıkları, ikincisi de eğitim öğretime önem verdikleri zaman. Elbette ki diplomasiye, stratejiye, ticarete de önem vermeliler, ama ilk ikisi bu sürecin motor gücü olsa gerek" dedi.
Kürdistan Konferansı'nda sadece bir kesim dile getirildi
Diyarbakır'da Kürt Konferansı adı altında verilen konferanstan, katılımcıların bir kısmının memnun kalmadığını vurgulayan Kaya, Kürtlerin bir kanadı orada temsil edilmediği gibi, ılımlı dindar olarak katkı vermek amacıyla konferansa katılanların da pek memnun kalmadığını ifade ederek, "Çünkü seküler zihniyet konferansa damgasını vurdu ve maalesef insanlığın arayıp da bulamadığı Kürtlerin manevi değerleri rengini konferansa yansıtamadı. Keşke Güney Kürdistan'dan azıcık ders alınabilinseydi. Bildiğim kadarıyla orada anayasal düzeyde şöyle bağlayıcı bir ifade var, 'Çıkarılan yasa ve yönetmelikler Kur'an'ın özüne aykırı olamaz.' Kürtler eğer bu konuda hem fikir olurlarsa gelecekleri parlak olur, yoksa hep bir fitne başlarında dolaşacak gibime geliyor" diye konuştu.
Mezopotamya Üniversitesi hangi ekol üzerinde eğitim-öğretim verecek?
Kürtlerin eğitim öğretim geçmişinde dini ilimlerin önde tutulduğunu belirten Kaya, "Doğrusu Mezopotamya Vakfı'nın ciddi çalışmalar yaparak 'Mezopotamya Üniversitesi' kurma kararı ve yasal düzeyde bir mücadele vererek belli bir aşamaya gelmesi de önemsenmeye değer bir gelişme. Fakat önemli olan bir mevzu daha aydınlanmaya kavuşmadı. Bu Üniversite hangi ekol üzerinde hangi felsefe temelinde eğitim öğretim yapacak? Kürtlerin eğitim öğretim geçmişine baktığımız zaman medrese geleneğinden geliyor ve yabancı dil Arapça olmak üzere eğitim dili Kürtçedir. Başta dini ilimler olmak üzere edebi sanatlar, mantık, felsefe ve tarih okutulmuştur. Acaba Mezopotamya Üniversitesi bu ekol temelinde ilerleyebilecek mi?" şeklinde konuştu.
Bu üniversite Ahmedê Xanî ve Said-i Nursi'yi Pir olarak kabul edecek mi?
Eğitim dili Kürtçe olan bir üniversite açılacaksa Müslüman Âlimleri Pir olarak kabul eden bir üniversite olması gerektiğinin altını çizen Kaya, "Prof. Dr. Kadri Yıldırım'ın ifade ettiği gibi bu üniversite Ahmedê Xanî ve Said-i Nursi'yi Pir olarak kabul edecek mi? Eğer cevap evet ise ne ala, fakat eğer Feqiyê Teyran, Melayê Cezeri gibi değerleri devre dışı bırakacak bir sistemin temeli üzerinde eğitim öğretim yapmaya kalkışılırsa vay halimize. Üstelik Kürtlerin kahir ekseriyeti açısından eleştiriye maruz kalacak, birleştirici bir unsur olması gerekirken, Kürtlerin birlik-beraberliğine bir darbe daha indirecek.
İşin doğrusu Kürtlerin edebiyatından inancı çekerseniz geriye bir şey kalmaz. Başka bir ifadeyle Kürtler adam olmak istiyorlarsa bir an evvel İslam dini ile barışık bir duruma gelmeliler diye düşünüyorum. Yanlışsınız diyen varsa buyursun dayanağını, delilini ortaya koysun. Üç şey var ki insanı sınırsız düzeyde değerden düşürüyor. Basit bir ifadeyle kaşmer edip bırakıyor; para sevgisi olan tamahkârlık, kadın peşinde koşuşturmak ve İslam dinine düşmanlık yapmak. Bu üçünden daha büyük bir musibet dünyada yok galiba. Bunun o kadar çok örnekleri açık ki hangisini dile getireyim, çünkü bilmeyen yok" ifadelerini kullandı.
Kürt politikacılar Süryani, Yezidi, Alevi zihniyetinin eteğine niye bu denli yapışmış?
Kaya açıklamasının devamında, "Kürt halkının inancı Süryanilik, Yezidilik ve Alevilik olmadığı halde Kürt politikacılar Süryani, Yezidi, Alevi zihniyetin eteğine yapışmış vaziyette. Adeta taparcasına dilden dile gündemde tutarak yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Bu inançların mensupları az ama çok, varlar, inançları da kendilerine mübarek olsun. Ama bunların taşıdığı inanç geleneğe dönüşmüş mesnetten yoksun hale gelmiş, Kur'an karşısında sıfırın altında kalan bir mistik inanç haline gelmiştir. Fakat şunu bilmeliler ki Kürt âlimleri hala bunu deşifre etmedi. 'Ya Sebur' çekerek; bu gün yarın yanlışın farkına varılır diye bir umutla bekliyorlar. Ayrıca şimdiye kadar Kürtlerin devletle sıkıntıları vardı. Şimdi artık eleştiri zamanı. Alimlerin eleştirilere karşı hazırlıklı olmaları gerekir. Daha doğrusu âlimlerin eleştirilerine hedef olmamak için her türlü yanlıştan kendini korumaları lazım diye düşünüyorum" dedi.
İnançtan arınmış aro/garo edebiyatı öğretilmeye kalkışılırsa bu zahmete hiç katlanılmasın
Eğer bu üniversiteye siyaset karışırsa, eğer seküler zihniyet baskın gelmeye çalışırsa, eğer inançtan arınmış aro/garo edebiyatı öğretilmeye kalkışılırsa yazıktır. Bu kadar zahmete katlanılmasın, zaten böyle bir kurum şimdiden ölü doğmuş sayılır. Yok, eğer Kürt Dili'ni alfabeye kurban etmeyecekse, dinini diyanetini hakir görmeyecekse, tarih ve kültürünü yaşatacaksa şimdiden bin alkış benden. Hayırlı olsun. Sadece Kürtlere değil dünya edebiyatına katkı vereceğine inanıyorum. Her şeyin hayırlı olması dileğiyle" diye konuştu. (Hüseyin Yalçın - İLKHA)