İnzar Dergisi kasım ayında "Günahın Tahribatı" başlığıyla okurlarıyla buluştu
Yayın hayatının 19'uncu yılına istikrarlı bir şekilde ulaşan aylık ilim ve kültür dergisi İnzar, her ay olduğu gibi zengin ve kaliteli içeriğiyle okuyucularıyla buluştu.
"Günahın Tahribatı" başlığıyla okuyucusuyla buluşan dergi, Allah ve Resulünün emir ve yasaklarına ters yaklaşımların, temelleri sarsılmış bir kişilik ve toplumun, günah tahribatına nasıl maruz kaldığına dikkat çekti.
Derginin başyazısında, insanlığın Hazreti Âdem Aleyhisselamdan başlayarak günümüze kadar birçok kötülüğe şahit olduğu ancak her zaman tövbe kapısının da açık olduğu hatırlatıldı.
Allah'a hamd, Peygamber efendimize salat ve selamla başlayan başyazıda şu ifadelere yer verildi:
"Atamız Hazreti Âdem Aleyhisselam'ın zellesinden ilk insanın öldürülmesine, Hazreti Lut Aleyhisselam'ın kavminin lanetli günahından günümüze dek insanlık, birçok kötülüğe şahit olmuştur. Bu süreç, birçok olumsuzluğu beraberinde getirdiği gibi günahlardan uzaklaşmanın yollarını, arınmayı, tövbeyi de beraberinde getirdi.
Topluma mimarlık yapan ve yapı taşlarıyla oynayanların topluma yaymaya çalıştıkları günahların bir virüs gibi yayıldığını görmedikleri iddia edilemez. Ancak gaye ve hedef toplumu iyiden kötüye, doğrudan yanlışa yönlendirmek olduğu için çok da şaşırmış değiller. Belki de asıl şaşırması gereken bu virüse yani günaha ve tahribatına göz yummaya çalışanlar olmalıdır. Elbette bunu 'özgürlük' ve benzeri kulağa hoş gelen sözcüklere sığınarak yapmaları gözden kaçmıyor.
Evde, işte, okulda, sokakta ve toplumda Allah’ın ve Resulünün emir ve yasaklarına ters yaklaşımlar, ferdin ve toplumun dinamiklerini yerinden oynatmak demektir. Temelleri sarsılmış bir kişilik ve toplum, günah depremine/tahribatına maruz kalmıştır.
Günah ve tahribatının boyutunu geçmiş peygamberlerin kavimlerinin başına gelen ve onları helake götüren zararlar olarak görmeyen anlayış, toplumsal bozulmanın örnekleridir. İnsanlık bu kavimlerin maruz kaldığı günahtan ve bozulmadan yani günahın tahribatından ibret almadığında aynı tahribata uğrayacağını bilmelidir. Bu tahribatın tekrar yenileşme sürecine girmesinin en güzel yolu tövbedir. Kişinin yaptığı bireysel ve toplumsal tahribatı tevbe ile onarmaya gitmesi çorak araziyi sulamak ve yeşertmektir." (İLKHA)