Su stresi nedir, nasıl tedbir alınmalıdır?
Son yıllarda dünya genelinde küresel iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan kuraklık ve insanların bilinçsizce su tüketimi, birçok su kaynağının kurumasına ve dünya genelinde su kıtlığı tehdidine neden olmaktadır.
Kuraklık ve susuzluğun alarm verdiği bugünlerde su kullanımına dikkat etmek çok önemli ve hayati bir durumdur. Dünya çapında kuraklıkla ilgili birçok uyarı ve çalışma yapılmasına rağmen ihtiyaç dışı su tüketiminin önüne geçilemiyor.
Uluslararası yapılan su stresi ile ilgili sıralamada ülkemiz “Su stresli ülke” kategorisinde yer almaktadır. Durum böyle olunca ülkemizdeki kaynakları doğru ve tasarruflu kullanmak daha kritik bir hale geldi. Eğer ülkemizde bulunan su kaynaklarımızı düzgün kullanmazsak gelecekte susuzluğun, kuraklığın yanında, tarımsal üretimde de düşüş yaşanacaktır. Bu durumun önüne geçmek için kuraklığı ve susuzluğu sadece evimizde yapıncağımız tasarrufla değil tarım alanlarında da yapacağımız tasarrufla da desteklememiz gerekiyor.
“Türkiye su zengini bir ülke değildir”
Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu
Dünya genelinde ve ülkemizde yaşanması muhtemel olan su stresine değinen Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünden Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, kara alanlarında yaşayan bütün canlıların suya ihtiyaç duyduğunu çünkü suyun hayatın kendisi olduğunu söyledi.
Su stresi denilen olayın, su arzının talebi karşılamaması olayı olduğuna dikkat çeken Alaeddinoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Talep arzdan fazla olunca su stresi yaşanır. Yani suya ulaşım sorunu yaşanır. Su stresi yaşayan ülkelerin geneline baktığımızda yine içinde bulunduğumuz coğrafya yani Türkiye, orta doğu ülkelerinin tamamı, Akdeniz havzasında bulunan ülkeler, Afrika ülkelerinin bir kısmı su stresini yaşayacak ülkelerdir. Son tarihlerde yapılan bir rapora göre Türkiye’de 2010 yılındaki su stresi yüzde 3.3 civarındayken, 2040 için ön görülen tahmin yüzde 4.3’tür. Yani Türkiye’nin su stresi giderek artıyor. Çünkü Türkiye su zengini bir ülke değildir. Su kaynakları sınırlı. Dolayısıyla 2040’ta 4.3’e çıkarsa demek ki Türkiye su zengini değil artık yeterli su kaynağı olan bir ülkeden de çıkıp, su fakiri bir ülkeye dönüşecek. Dolayısıyla bizlerin su stresini bütün canlılar için doğru hesaplamamız, mevcut kaynakların, arzın talebi karşılayacak düzeyde yeniden tanımlamamız ve yönetmemiz gerekecek.” (İLKHA)