GDO’nun tanımından bahseden Değirmenci, “Bir bitkinin genine başka bir bitkinin geninin aktarılması veya başka bir hayvan geninin aktarılması şeklinde dünyada bir teknoloji kullanılmaktadır.” diye belirtti. 

GDO’lu ürünlerin ortaya çıkma sebebini dile getiren Değirmenci, “Dünyada tarım toprakları azaldı. Tarım topraklarında kuraklık riski ve iklim değişiklikleri var. GDO teknolojisinin ortaya çıkmasının nedeni de bunlardır. Daha fazla verim veren ürünler, kuraklığa dayanıklı bitkiler veya bazı zararlılardan çok fazla bitkiler elde etmek için genler takviye edildi. Bu GDO’lu ürünlerle verimini 3 katına çıkardık. Böylece kuraklığa dayanıklı ürünlerin ölmelerini ve verimsiz bir üretim yapmalarını önlemiş olduk. Böceklerden etkilenmesini en az düzeye indirdik. Bunları yaparken GDO teknolojisinin bizlere ne kadar zararlı olduğunu çok araştırmadan piyasaya sürüldü. Böyle olunca da hem kamuoyunda hem de bazı bilim adamları tarafından GDO teknolojisinin zararlı olabileceği konusunda veya direk zararlı olduğu konusunda açıklamalar geldi.” ifadelerinin kullandı.

“GDO teknolojisi ihtiyatla yaklaşılması gereken bir teknolojidir”

Değirmenci, “GDO’lu ürünleri tüketen kişilerin bir sonraki aktarılan nesillerde ne tür bir tepkilere yol açacağı henüz kanıtlanmış değildir. Bunlar uzun sürede bilimsel çalışmalarla ortaya çıkacak şeylerdir. Bu yüzden bu teknolojiye ihtiyatlı yaklaşılmasını öneriyoruz. GDO ne zararlı ne faydalıdır dikkat edilmesi gereken bir teknolojidir.” sözlerini kullandı.

GDO konusunda dikkat edilmesi gerek unsurları söyleyen Değirmenci, “Burada bitkiden bitkiye gen aktarılması çok büyük bir problem gözükmese de bitkiye hayvan geninin aktarılması biraz daha şüphe uyandırır. Daha sonrasında ise genetik hastalıklara sebebiyet verebilir. Eğer ülke olarak o teknolojiye sahip değilseniz ve ürettiğiniz ürünlerle ilgili kullandığınız tohumlar ve o tür materyaller GDO’lu ise bir süre sonra o teknolojiyi kullanan, üreten ülkelere bağımlı hale gelebilirsiniz. Bu da gıda egemenliği anlamında ülkelerin dışa bağımlılığını daha da arttıracaktır. O yüzden biz bu GDO teknolojisine ihtiyatlı davranılmasını, politik anlamda riskleri olduğunu düşünmekteyiz.” şeklinde konuştu.

GDO’nun bulunduğu ürünleri söyleyen Değirmenci, “GDO mısır, soya, bazı patates ürünlerinde ve buğday gibi ürünlerde bazen birçok miktarlarda üretildiği bir gerçektir. Türkiye’de bu ürünlerin girişiyle Biyogüvenlik diye bir kanun yayınlandı. O kanuna göre kontroller yapılıyor. Ve bunların ülkeye girip giremeyeceği o kanunla uygulanmaktadır. Market raflarında gördüğümüz ürünlerin yüzde 70’inde GDO olma ihtimali var. Yasalarımızla engellendiği için bunların birçok limiti ve girmeyeceği ürünler var. Bu ürünlerin çoğunluğunda hammaddeler kullanılıyorsa bu teknolojide üretilmiş diyebiliriz.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)