Uzmanlardan varis uyarısı: Bacak bacak üstüne atmayın
Uzmanlar, en fazla bacak bölgesinde oluşan varislerin, önlem alınmadığı taktirde akciğer embolisi gibi ciddi rahatsızlıklar neden olabildiğine dikkat çekiyor.
Op. Dr. Rıza Aktaş, varis, tedavi yöntemleri ve varisi önlemek için önemli bilgiler verdi.
Aktaş, toplumunun neredeyse yarısında rastlanan varis hastalığının, genellikle bacaklardaki yüzeysel toplardamarlarda meydana gelen damar büyümeleri ve öncelikle kılcal damar çatlamaları olarak kendini gösterdiğini belirtti.
Cilt yüzeyine yakın olan damarlarda bu durum daha belirgin olarak oluştuğunu söyleyen Aktaş, "Kılcal damarlarda varis başlangıcı olarak görülen damar çatlamaları ise, estetik bir sorun olmasının dışında, hastalar için problem yaratmasa da ilerleyen aşamalarda ağrı ve iltihap kaynağı olabiliyor. Özellikle menopoz dönemi, gebelik, obezite, fazla ayakta kalmayı gerektiren işler, yaşlanma, duruş bozuklukları, hormon kullanımı ve aile öyküsünde varis bulunan hastalarda varis vakaları sıkça gözlemleniyor. Kadınlardaki varis vakaları ise erkeklerdeki vakalardan yaklaşık 4 kat daha fazla." dedi.
Gece krampları ve damarlarda belirgin renk değişimlerine dikkat!
Varislerin en fazla bacaklarda oluştuğunu söyleyen Aktaş, varisin iç organların duvarlarında, testislerde, kısacası damarların olduğu çeşitli bölgelerde de görülebileceğini ekledi.
Aktaş, varisin oluşum nedenini ise şöyle açıkladı: "Bacaklardaki toplardamarlarda kan aşağıdan yukarıya taşınır, yerçekimi etkisiyle kanın tekrar aşağıya dönmemesi için bazı kapakçıklar bulunur. Ancak bazen oluşan fonksiyon bozuklukları nedeniyle bu kapakçıklar görevini tam olarak yapamaz ve organ ve çevre dokulardan kalbe dönmek üzere toplanan kirli kan, kapakçıklardan sızmaya başlar, kanın sirkülasyonu bozulur. Kirli kan vücudun alt bölgelerinde, en fazla da bacaklarda birikmeye başlar."
Aktaş, bacaklarda meydana gelen ağrı, uyuşma hissi, gece krampları, uyuşma, parestezi (ciltte hissedilen ve belirgin uzun süreli etkisi olmayan, karıncalanma, uyuşma, iğnelenme, yanma hissi) huzursuz bacak sendromu, ağrı ve kaşınma, damarlarda belirginleşen mor-mavi renklerin varis belirtileri olduğunu söyledi.
Zamanında önlem alınmadığı takdirde ileriki aşamalarda cerrahi yöntemler gerekiyor
Bu bulgulardan biri ya da daha fazlasının gözlemlendiği durumlarda kişilerin hemen uzman bir hekime başvurması gerektiğini aktaran Aktaş, şunları söyledi:
"Tedavi edilmeyen varisler ilerleyen süreçlerde önemli sorunlar yaratır. Varis, bir çeşit dolaşım bozukluğu hastalığıdır. Bu nedenle ciddi sağlık sorunlarına ve estetik kusurlara yol açabilir. Ancak ilerlemiş vakaların sebep olacağı ağrılı durum, estetik sorunları ikinci plana atacağından bu vakalarda hemen müdahale yapılması önerilir. Varislerin tedavisinin gecikmesi durumunda hasarlı bölgeye oksijenli kan ulaşmaz. Yani bölgedeki hücrelerin kan damarlarıyla beslenmesi gerekirken besin kaynağı olan temiz kanı alamaz. Bu durumda renk değişimleri, bacakta anormal incelmeler, ödem ve ciddi derecede yaralar ile görülen venöz yetmezlik meydana gelir. Ayrıca damar içi pıhtılaşmalar olur ve küçük darbelerle bile bacakta kanama oluşabilir. Hatta daha ileriki durumlarda bu pıhtı akciğere kadar ilerleyip akciğer embolisi görülebilir. Venöz yetmezliğin son noktasında ise bacak ülseri denen oldukça ağrılı ve kanamalı yaralar oluşabilir."
Varis tedavilerinde ameliyatsız çözümler bulunduğunu ancak büyük boy varislerde cerrahi yöntemlerin kaçınılmaz olduğunu aktaran Op. Dr. Aktaş, cerrahi tedaviyi şöyle anlattı: "Kılcal damar varisleri ve retiküler varislerde lazer ışınları etkisiyle genişleyen ya da açılan damarlar kapatılır. Skleroterapi uygulamasında varisli damarların içine milimetrik boyuttaki iğnelerle sklerozan denen ilaç enjekte edilir. İşlem sonrası varis çorabı gibi sıkı bandajlarla bölgenin desteklenmesi tavsiye edilir. Köpüklü tedavide ise enjekte edilen ilaç özel bir yöntemle köpürtülerek hastaya verilir. Ağrı ve acı hissi olmadan uygulanan işlem birkaç seans sürer. RF ile tedavide ise radyo dalgalarının enerjisi ile yüksek ısıda genişleyen ya da açılan damarlar kapatılır."
Hareketli bir yaşam tarzı varis oluşumunu önlüyor
Aktaş, varis tedavisi sırasında ve varisi önlemek için şunları önerdi:
"Sedanter yaşam tarzı yerine hareketli bir yaşam tarzı edinmek.
Bacakları dinlendirerek gün içinde 10-15 dakika yukarı kaldırmak.
Topuklu ayakkabı kullanımını sınırlandırmak, 6 cm’den yüksek topuklardan kaçınmak.
Basit belli egzersizleri gün içinde tekrarlamak.
Bacak bacak üstüne atmamak.
İdeal kilonun korunması, sık kilo alıp vermemek.
Kan basıncını dengeleyen besinlerin tüketilmesi.
Sıcak su ile duş alım süresini uzatmamak." (İLKHA)