Özellikle gençler arasında daha sık görülen gelecek kaygısı ve buna bağlı olarak yurt dışına çıkma hayallerine ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Psikolog Kerem Gümüş, hayatın devamlılığı için biraz kaygının olmasının her insan için normal olduğunu, bunun artması halinde kişiye psikolojik etkilerinin yanında fiziki etkilerinin de olduğunu söyledi.

Yurt dışına çıkma hayalleri olan gençlere de her zaman itidalli olmaları ve aşırıya kaçmamalarını tavsiyesinde bulunan Gümüş, gençlere umutsuzluğa kapılmadan kendilerine yatırım yapmaları tavsiyesinde bulundu.

"Hazırlıklı olmak her zaman kaygıyı azaltır"

Gümüş, "Gelecek kaygısı korku ve şiddette olabilen bir huzursuzluk hissidir. Herkes hayatında kaygı, endişe, korku gibi duyguları belli bir ölçüde deneyimlemiştir. Kaygı ve korku da aslında varoluşumuzun temelinde bulunan ve devamlılığını sağlayan duygulardır. Bizim için bir şeyin zarar veriyor olması, gelecek kaygısı atfediyor olması ve bunu artık bir problem olarak adlandırmamız için ölçünün biraz daha dışına çıkması gerekir. Gelecek kaygısında belirsizlik ve bilinmezlik ağır basar ve bu hayatın akışını olumsuz anlamda etkiler. Çünkü bilinmezlik kavramı, gelecek hakkında düşünmek, ileride karşılaşılabilecek seçeneklerin ne olduğu belli olmamasından kaynaklı ortaya bir kaygı çıkar. Bu kaygı ve bilinmezlik bazı kişileri daha çok etkiler. Bu duygunun belli bir ölçüde salgılanması normaldir. Ölçünün yukarısına doğru gittiğinde hayatı etkiler ve enerji düşüklüğü, bedensel yorgunluklar, baş ağrıları, mide ağrıları gibi süreçler ortaya çıkar. Psikolojik olduğu kadar bedensel etkiler de ortaya çıkar. Aslında buna en güzel çözüm hazırlıklı olmaktır. Çünkü hazırlıklı olmak her zaman kaygıyı azaltır." dedi.

Gelecek kaygısı en çok üniversite öğrencilerinde görülüyor

Gelecek kaygısıyla ilgili en çok üniversite 3'üncü sınıf ve son sınıf öğrencilerin kendilerine mesaj atarak kaygılarını dile getirdiklerini aktaran Gümüş, Özellikle ekonomik durumlar ya da iş bulma ile alakalı öğrencilerin 'işsizlik her geçen gün daha çok artıyor' gibi yorumları var. Şunu yine söylemek gerekir ki, biraz kaygı iyidir. Çünkü kaygı insanın yaşamını devam ettirir. Bu kaygı ve endişelerin hayatınıza olumlu katkılarına odaklanın." diye konuştu.

"Gençlerin vazgeçmemeleri gereken tek şey kendilerine sürekli yatırım yapmalarıdır"

Son dönemde gençlerin yurt dışına çıkmak gibi ciddi bir popülerlik olduğunu ve bu anlamda kendilerine çok sayıda kişinin danıştığını hatırlatan Gümüş, son olarak şu ifadeleri kullandı:

"Burada 'hayallerin yapına ne kadar uygun, öncelikle bunu analiz etmen gerekiyor' önerisinde bulunuyoruz. Çünkü işin bir diğer tarafı kişi gitmek istese bile gideceği ülke onun gelmesini beklemiyor. Çok istekli olabilir ama bir de ülkenin kabul edip etmemesi var. Sonuçta bugün hiçbir ülke 'hadi gelsinler, bizde çalışsınlar' diye beklemiyor. Bu hayallerin yine dengede, minimum seviyede, mantığa uygun şekilde kurulması gerekiyor. Sosyal medyada 'sosyal medya kibri' diye bir tabir var. Bu kibir sürekli bir şeyleri eleştirmek, beğenmemek ya d aşağılamak gibi tehlikeli kavramlar içeriyor. Mesela; bu ülkede çalışıyorsan yetersizsin, sen Türkiye'de mi çalışıyorsun? Gibi sağlıksız yaklaşımlar oluyor. Bu da çocukların ve özellikle gençlerin psikolojilerini etkiliyor. Gençler, 'o zaman benim de burada çalışmamam lazım' algısı oluşturuyor. Hâlbuki sağlam bir kariyer planı, kendini sağlam yetiştirme ile çok rahat Türkiye'de de barınabilirsin. Çünkü hepimizin bildiği gibi bu işler biraz da nasip işleri. Nasip için vazgeçmemen gereken tek şey kendine yatırım yapmak. Ne olursa olsun kendine yatırım yapmaktan da vazgeçmemek. Mezun olur olmaz iş bulamayabilirsin ama iş bulamadığın dönemde bile kendine yatırım yapman lazım. Çünkü hangi kapının ne zaman açılacağı belli olmaz. O yüzden gençlerden ricam sosyal medyanın kibrine kapılıp ta küçük görme, bu ülkenin çalışanlarını yetersiz görme gibi kavramları bir nebze olsun dengeli bir seviyede yaşasınlar ve törpülesinler." (İLKHA)