Doç. Dr. Abdurrahman Ensari: Sadaka ve infakta esas olan ihlas, samimiyet ve içtenliktir
İnfak ve sadakanın ehemmiyetine değinen Mardin Artuklu Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Ensari, Allah yolunda yapılan infak ne kadar samimi ne kadar doğru ve ihlaslı ise yüce Allah'ın karşılığını ona göre verdiğini belirtti.
İnfak ve sadakanın toplumsal faydalarına ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Yazar, Doç. Dr. Abdurrahman Ensari, günümüzde yapılan birçok infakın sonrasında bir minnetin olduğunu görüldüğünü, bunun son derece tehlikeli olduğunu, sadaka ve infakta da ihlas ve samimiyetin olması gerektiğine dikkat çekti.
Bugünün insanlarının amel ve fazilet bakımından sahabelerden çok uzak olduğunu dile getiren Ensari, onların halis bir şekilde bu işi Allah rızası için yaptığını söyledi.
Sadaka ve faiz ile ilgili konuşan Ensari, faizin karşıdaki insanın sürekli kemirme ve sömürme durumunun olduğunu, sadakada ise fedakarlığın olduğunu ve fakirin kalkındırılmasının düşünüldüğünü belirtti.
"İslam dini fedakârlık dini esası üzerine kurulmuş bir dindir"
İslam dininin fedakârlık esası üzerine kurulmuş bir din olduğunu ifade eden Ensari, " Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Mekke'de davetine başlarken her çeşit sıkıntıya duçar olduğu her çeşit sıkıntıya maruz kaldı, sahabeler büyük sıkıntılar gördüler. Bu fedakârlık hem can ile alakalı fedakârlık olabiliyor. Onun için Allah yolunda cihat etmek de hem can hem de mal ile alakalı fedakarlıklar olabiliyor. Allah (Celle Celaluhu) kendi yolunda yapılan infakın ne kadar önemli olduğunu çok önemli, vurgulayıcı bir ayetle bize şöyle ifade ediyor; Allah yolunda mallarını infak edenler için bir habbe örneği veriyor. Öyle bir habbe ki 7 başak veren bir habbe, her başağında da 100 habbe, yani 1 burada 700'e çarpılmış oluyor. Allah yolunda yapılan bir harcamanın karşılığı 700 kat. Bu kadar mı sadece? Allah dilediğine daha fazla katlandırır bunu." şeklinde konuştu.
Ensari, "Bu bize neyi gösteriyor? Allah yolunda yapılan iş, yapılan infak ne kadar samimi ne kadar doğru ne kadar ihlaslı ise katlamaları da ona göre olur. Biz bugün sahabelere yetişmede çok uzağız çünkü biz günümüzde maalesef yaptığımız bütün her şeyin bir karşılığını belki bir dünyada bekleriz ama onlar halisane muhlisane bu işi Allah rızası için yaptıkları için hatta yaptıkları iyilikler karşısında bazen şiddete duçar kaldıkları için Allah onların çabaları sürekli katlamıştır." ifadelerini aktardı.
"Sadaka ve infakta esası olan ihlas, samimiyet ve içten bu işi yapabilmektir"
Mardin Artuklu Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Ensari
Günümüzde yapılan infak ve sadakada bir amaç ve çıkara elde edilmesi durumu söz konusu olduğu bu durum ise çok tehlikeli olduğunu vurgulayan Ensari, "İnfak öyle bir şey ki günümüzde mesela yapılan birçok infakın sonrasında bir minnetin olduğunu görürüz. Bu son derece tehlikeli bir durumdur. Allah Celle Celâluhu infakta bulunup infakı sonrasında minnet ve eziyet katmayanları övüyor. Ama tüm zamanlarda olan şey imanı zayıf olan ya da yaptığı işin karşılığını dünyada bir beklentiye bağlanmak isteyenlerde bu zafiyeti görürüz. Birinci hedefte Allah'ın rızasını gözetmek esas almadığı için bazen yapılan hasenatlar boşa çıkabiliyor. Çünkü kıyamet gününde Allah yolunda dünyada iken canını vermiş bir insan Allah'ın huzuruna çıkınca dünya ölçülerinde işte falankes cihad etti ve şehit oldu diyoruz. Allah katına çıktığında Allah Celle Celâluhu soracak ona sen neyle geldin bana der ki ya Rabbi ben canımı verdim sen uğrunda. Allah Celle Celâluhu der ki ona, hayır sen şöyle şöyle desinler diye yaptın bunu ve bunlar sana dendi. Dolayısıyla senin burada bir karşılığın yok. Bundan dolayıdır ki sadaka ve infakta esas olan ihlas, samimiyet ve içten bu işi yapabilmektir." dedi.
"Faizde karşıyı sürekli kemirme ve sömürme var"
Sadaka ile faizin arasındaki farklara ve yüce Allah'ın bizlere gösterdiği yollara değinen Ensari, "Sadaka ile faiz arasında çok zıt bir uç var. Mesela sadakada kişi sürekli fedakârlık yapmayı düşünür, fakiri kalkındırmayı düşünür. Bunun tam tersi olan faizde karşıyı sürekli kemirme ve sömürme var. Ne hikmetse Allah (Celle Celaluhu) Bakara Süresi'nde, faiziyle sadakayı beraber zikrediyor. Sanki işte kötülerin izlediği yol bu, iyilerin de izlediği yol bu. Bu üslupta da sanki bize hangi doğru yolu tercih etmenin gerektiğine işaretler veriyor. Yüce Rabbim'den yapmış olduğumuz bütün amellerde olduğu gibi sadakada da cihatta da mücadelede de işlerimizi icra ederken de ihlası tattırmasını diliyorum." ifadelerini belirtti. (İLKHA)