Malatya’da Türkiye’deki NATO üslerinin kapatılması amacıyla basın açıklaması düzenledi
Mavi Marmara Gazisi Mehmet Tunç, siyonist işgal rejimine hizmet eden başta Kürecik NATO Radar Üssü olmak üzere tüm üslerin sökülmesi ve burada çalışan ABD’li ve siyonistlerin ülkelerine gönderilmesi gerektiğini söyledi.
Kürecik NATO Radar Üssüne Hayır İnisiyati, Cuma namazı sonrası saat 14.00’te Yeni Camii meydanında Türkiye’deki NATO üslerinin kapatılması amacıyla basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklamasını okuyan Mavi Marmara Gazisi Mehmet Tunç, NATO’nun asıl görevinin, üyelerini savunmak değil büyük şeytan ABD’nin çıkarlarını korumak olduğuna dikkat çekerek siyonist işgal rejimine hizmet eden başta Kürecik NATO Radar Üssü olmak üzere tüm üslerin sökülmesi ve burada çalışan ABD’li ve siyonistlerin gönderilmesi gerektiğini söyledi.
Mescid-i Aksa’ya yönelik siyonist tehdidin artarak devam ettiğini ve tüm Müslümanların Mescid-i Aksa’yı savunma yolunda harekete geçmeye davet ettiklerini kaydeden Tunç, hükümetin büyükelçi atamasını da şiddetle kınadıklarını belirtti.
Tunç, 2014 yılında kurban eti dağıtırken PKK/HDP’lilerce hunharca şehit edilen Yasin Börü ve arkadaşlarının şehadetlerinin yıldönümünde kendilerini rahmetle andıklarını kaydetti.
“NATO ülkelerindeki Özel Harp birimleri genellikle Gladyo’nun askerî alandaki çekirdek gücünü oluşturur”
Mavi Marmara Gazisi Mehmet Tunç
Tunç, “ABD’nin NATO ülkelerini yönetmede kullandığı mekanizmaya kendi içlerinde SüperNATO demişlerdir. Bu derin yapı, Norveç ve Almanya’dan Yunanistan ve Türkiye’ye kadar bütün NATO ülkelerinin içinde gizli anlaşmalarla örgütlenmiştir. SüperNATO, üye ülkelere yerleştirilmiş paralel yönetim merkezleridir. Her ülkede SüperNATO’ya genellikle o ülke tarihinden ‘millî’ isimler verilmiştir. ABD emperyalizminin çıkarlarına hizmet eden sözde ’milliyetçilik’, örneğin İtalya’da Latince kılıç anlamına gelen Gladyo adını alarak İtalyanlaştırılmıştır. Gladyo’nun NATO ülkelerindeki işlevini anlamamıza yarayan en açık bilgileri bir zamanların İtalya Cumhurbaşkanı Fransesco Cossiga vermiştir. NATO, Cossiga’nın Nur Batur’a anlattığı gibi, Stay Behind Nets (SBN) denen gizli örgütlenme aracılığıyla bağlı ülkelerin cumhurbaşkanlarını dahi ülkesinin başına Amerikan bekçisi olarak oturtur. İtalya Cumhurbaşkanı; kendisiyle birlikte Fransa Cumhurbaşkanı Giscard d’Estaing, İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher ve Almanya başbakanları Helmut Schmidt ve Helmut Kohl’ün ABD’de eğitilerek ülkelerinin başına adeta atandıklarını itiraf etmektedir. Gladyo’nun başında öncelikle NATO ülkesinin hükümet yöneticilerinin bulunması sağlanmaktadır. Ordu, onların komutası altındadır. NATO ülkelerindeki Özel Harp birimleri genellikle Gladyo’nun askerî alandaki çekirdek gücünü oluşturur.” dedi.
“Kenan Evren yönetimindeki Türkiye’ye, 1980 yılında ABD’nin Ortadoğu jandarmalığı görevi verildi”
NATO tarihinde Gladyo’nun, en büyük sabotajlarını Türkiye’de yaptığına dikkat çeken Tunç, “Emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, 6-7 Eylül 1955’te İstanbul ve İzmir’de azınlıklara karşı uygulanan terör ve yağmayı ‘Muhteşem bir Özel Harp operasyonu’ olarak nitelemişti. 12 Mart 1971 öncesinde arabalı vapurların batırılması, Atatürk Kültür Merkezinin yakılması, şiddet hareketlerinin kışkırtılması, Sunay-Tağmaç darbesini hazırlayan eylemler ve arkasından getirilen ünlü müdahale ve uygulamalar da toplum olarak Gladyo’nun istikrarsızlaştırma ve sözde ‘Huzur Operasyonu’ idi. Türkiye’deki 1977-1980 arasındaki istikrarsızlaştırma operasyonu ve 12 Eylül 1980 darbesi de Gladyo tertibiydi. 12 Eylül 1980 sabahı CIA İstasyon Şefi Paul Henze, Washington’a ‘Bizim oğlanlar başardı’ diye Gladyo operasyonunu rapor ediyordu. Böylece Kenan Evren yönetimindeki Türkiye’ye, 1980 yılında ABD’nin Ortadoğu jandarmalığı görevi verildi. NATO Gladyosu, 1973 yılından sonra Ermeni terör örgütlerini ülkemize karşı kullandı. Yine Gladyo, 1971 ve 1980 darbelerini hazırlama sürecinde ve 1990 sonrasında etnik ve mezhepsel ayrılığı kışkırttı; gençliği birbirine kırdırdı, 1 Mayıs Taksim, Kahramanmaraş, Erzincan, Çorum, Sivas Madımak, Kemaliye Başbağlar katliamlarını tertipledi. Çeşitli sabotajlar düzenleyerek çok sayıda sivil ve askeri katletti.” şeklinde konuştu.
“Hiç şüphesiz son 70 yılın bütün ‘faili meçhullerinin’ faili, NATO’dur”
NATO’ya girmek uğruna ABD emperyalizminin emrinde Kore’ye asker yollandığını anımsatan Tunç, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri Cezayir başta olmak üzere mazlum milletlerin kurtuluş savaşlarına karşı emperyalist işgalcileri destekledi. NATO’ya girdikten sonra Millî Savunma Sanayimiz ağır darbe yemiştir. ABD’nin hibe ya da çok düşük fiyatla silah vermesiyle başlayan sinsi girişimler, savunma sanayimizin körelmesine neden olmuştur. ABD, bazı silah, donanım ve yedek parçaları yapmaya giriştiğimizde, o malzemeyi hibe olarak göndermek yoluyla yerli üretimi önlemiştir. ABD bütçesinden Türkiye’ye ayrılan yardımlar, daha Türkiye’ye gelmeden, nakit hibe denen yoldan ABD’den yeni silah alımlarına aktarılmıştır. Diğer yandan ABD’nin modası geçmiş silahları da yine hibe adı altında Türkiye’ye verilmiştir. Ancak bunların kullanılması için gerekli yedek parça ve diğer aksamlar gerçek değerinin üstünde fiyatlarla satılmış ve Türkiye bunları almak zorunda bırakılmıştır. NATO sürecinde Türkiye, ABD için bulunmaz bir silah pazarı hâline getirildi. NATO ortak istihbarat paylaşımı kapsamında sahte düşmanlar imal edilerek ve o sahte düşmanların elinde olmayan silahlar varmış gibi gösterip Türkiye’yi millî güvenlik stratejisinin ve ihtiyacının dışında silahlanmaya zorlamıştır.” diye belirtti.
“siyonistlere hizmet eden Kürecik NATO Radar üssü hiç vakit kaybetmeden sökülmeli”
NATO’nun bugün çıkmazda olduğunu kaydeden Tunç, “ABD, NATO’yu, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra müttefiklerini kontrol amacıyla kullandı. ABD’nin ‘Tek Kutuplu Dünya’ iddiası yerle bir oldu. ABD, dünya imparatorluğu kuramadı ve kuramaz. Washington yönetimi, ‘tek dişi kalmış canavar’ durumuna düştü ve NATO ülkeleri üzerindeki denetimini kaybetti. ABD’nin yenilgileri, NATO’da iç çatışmaları gündeme getiriyor. NATO, doğuya doğru hamle yaptıkça, kendi uçurumuna doğru gidiyor. Allah’ın izniyle Türkiye’nin NATO’dan ayrılması, Atlantik İttifakı’nın dağılması sürecini hızlandıracaktır. Dünyada yaşanan son sıcak gelişmeler dikkate alındığında ülkemizin bir an önce NATO’dan çıkma süreci başlatılmalı bu bağlamda ilk iş olarak Seyyid Battal Gazi’nin şehrinde yani Malatya’mızda kurulu olan ve siyonistlere hizmet eden Kürecik NATO Radar üssü hiç vakit kaybetmeden sökülmeli burada çalışan ABD’li ve siyonist personel ülkelerine gönderilmelidir.” çağrısında bulundu.
“Tüm siyasi partileri ülkemizin NATO’dan çıkması ve üslerin kapanması yönünde ortak irade göstermeye çağırıyoruz”
Tunç, “Biz, tüm siyasi partileri ülkemizin NATO’dan çıkması ve üslerin kapanması yönünde ortak irade göstermeye ve karar almaya; ayrıca Sivil Toplum Kuruluşlarını, alimleri, aydınları ve kanaat önderlerini bu konuda toplumu cesaretlendirecek açıklamalar yapmaya davet ediyoruz. Biz, ülkemizde anti emperyalist ve anti siyonist bilincin artması ve kök salması ve ayrıca Türkiye’nin NATO’dan çıkması ve üslerin kapanması talebimizi gündeme getirmek için her ayın ilk Cuma’sında burada olmaya devam edeceğiz. Her ayın ilk cuma gününü ‘NATO’ya ve Üslerine Hayır Cuma’sı’ olarak çeşitli etkinliklerle ihya edeceğiz İnşallah. Başta siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere toplumun tüm kesimlerini bu önemli konuda Anadolu’muzun tüm şehirlerinde harekete geçmeye çağırıyoruz.” dedi.
“Tüm Müslümanları Kudüs’ümüzü ve Mescidi Aksa’mızı savunma yolunda harekete geçmeye davet ediyoruz”
Mescid-i Aksa’ya yönelik siyonist tehdidin artarak devam ettiğine dikkat çeken Tunç, “Dini bayramlarını bahane eden siyonistler her gün Mescid-i Aksa’ya baskın düzenliyor. Tüm Müslümanları Kudüs’ümüzü ve Mescidi Aksa’mızı savunma yolunda harekete geçmeye davet ediyoruz. Yoksa yarın çok geç olabilir. Ayrıca hükümetin büyükelçi atamasını da şiddetle kınıyoruz.” diyerek tepkisini dile getirdi.
Tunç, “Öte yandan kurban eti dağıtırken teröristler tarafından 2014 yılında hunharca şehit edilen Yasin Börü ve arkadaşlarını şehadetlerinin yıldönümünde rahmetle anıyoruz.” dedi.
Basın açıklaması Yasin Börü ve arkadaşları için okunan Fatiha’nın ardından sona erdi. (İLKHA)