• DOLAR 34.697
  • EURO 36.74
  • ALTIN 2966.866
  • ...
Savcılığın Roboski katliamına görevsizlik kararına itiraz
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
DİYARBAKIR - Şırnak`ın Uludere İlçesi Roboskî Köyü`nde 34 kişinin katledilmesiyle sonuçlanan bombardımana ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı`nın görevsizlik kararı vererek, dosyayı Askeri Savcılığa göndermesine dosyanın avukatları tarafından itiraz edildi.
Malatya Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi`ne gönderilen 10 sayfalık itiraz dilekçesinde, savcılığın bu kararının hukuksuz ve insan haklarına aykırı olduğu belirtilerek, kararın kaldırılması talebinde bulunuldu. Av. Reyhan Yalçındağ, iç hukuk yollarında taleplerinin karşılanmaması halinde davayı uluslararası alana taşıyacaklarını söyledi.
 
Şırnak`ın Uludere İlçesi Roboskî Köyü`nde 28 Aralık 2011 tarihinde savaş uçakları tarafından düzenlenen bombardıman sonucu 34 köylünün katledilmesiyle sonuçlanan olaya ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı`nın verdiği görevsizlik kararına aralarından Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi`nin de bulunduğu dosyanın avukatları tarafından itiraz edildi.
 
Savcılığın 11 Haziran tarihli görevsizlik kararının yasal mevzuata, usule, hukuka ve insan haklarına aykırı olduğu gerekçesiyle, kararın kaldırılması talep edilen itiraz dilekçesinde, öncelikle savcılığın yürüttüğü soruşturmaya koyduğu gizlilik kararının kaldırılması talep ediliyor.
 
Cumhuriyet Savcılığı`nın kararını eksik soruşturma sonucu verdiği vurgulanan itiraz dilekçesinde şu belirlemelere yer verildi: "İHA görüntülerini inceleyen birimlerin, sınıra yaklaşan grupların `örgüt üyeleri veya kaçakçı vatandaşlarımız` olduğu değerlendirmesine varırken; öte yandan da dört ayrı bombardıman sonucu ölenlerin 17`si çocuk, 34 sivil kişi olduğuna atıfta bulunmak, soruşturmanın eksik yürüdüğüne delalettir. Çünkü hangi somut delille gelenlerin `sivil olmadıkları sonucuna ulaşıldığı` belirtilmemektedir. Gizlilik kararı devam ettiği için de, hangi kişi ve/veya kurumlardan beyan alındığını da bilememekteyiz. Eğer yetkililerin salt beyanlarına dayanarak böylesi bir sonuca ulaşılmışsa; itiraza konu kararın başında belirtilen `sınırdan içeri girenlerin örgüt üyesi veya kaçakçı olduklarının` bilinmesi meselesi ne kadar detaylandırılmıştır; bunu da bilememekteyiz. Sadece beyanlar ele alınarak bir inceleme yapılması mümkün değildir. Oysaki suçun unsurlarının değerlendirilebilmesi için suça konu olayın bir bütün içinde değerlendirilmesi, hangi yetkiler kullanılarak bombardımanların yapıldığının araştırılması gereklidir. Suçun manevi unsurunun var olup olmadığı; salt beyanlarla anlaşılabilecek bir durum değildir. Kaldı ki tüm dünyanın infialle izlediği böylesi bir olayda, sorumlu olan yetkililerin beyanlarında, `evet kasten öldürdük` demeyecekleri aşikardır. Bunun dışında, İHA görüntülerini inceleyen birimlerin içinde askeri birimlerin yanı sıra MİT görevlileri de bulunmaktadır. Sınır dışı operasyon emrini de Hükümet verebildiğine göre, salt `asker şahısların sorumluluğu` baz alınarak soruşturma dosyasının Genelkurmay Askeri Savcılığına gönderilmesi; failleri gizlemeye yöneliktir. Dolayısıyla müşteki vekilleri olarak, 18 ay boyunca tarafımızdan belge ve bilgilerin gizlenmesini, soruşturmanın eksik yürütülmesine bağlamaktayız. Bu nedenle görevsizlik kararının kaldırılması gereklidir."
 
Suça konu fiillerin TCK`da karşılığı olan `öldürme ve yaralama` suçları olduğu ve salt Askeri Ceza Kanunu`nda tanımlanan suçlardan olmadığı belirtilen dilekçede, "34 sivil yurttaşımızın öldürülmesi ve bir yurttaşımızın da yaralanması suçları, Askeri Ceza Yasası dışında tanımı yapılmamış suçlar değildir. Tam aksine TCK`da tanımlanmış suçlar olup, soruşturma görevli savcılık makamı, Genelkurmay Askeri Savcılığı olamaz. Söz konusu itiraza konu Görevsizlik kararının son bölümünde, `eylemi gerçekleştirenlerin asker kişi olması` gerekçesinden bahsedildiğine göre, hangi asker kişilerin, 34 sivil köylünün öldürülmesi olayına karıştığının da isimleriyle birlikte belirtilmesi gerekmektedir. Görevsizlik kararının içeriğinde tek bir şüpheli isminden veya verdikleri ifadelerden bahsedilmemesi manidardır. Sadece yaralı şahıs ile maktullerin yakınlarının ifadelerini alındığından bahsedilmektedir. 18 ay boyunca süren bir soruşturmada alınan şüpheli ifadesi yoksa; neye göre bu karar verilmiştir; bu sorunun acilen yanıtlanması gerekmektedir. Ceza soruşturmasında, şüpheliler belirtilmeden neye göre görevsizlik kararı verildiği konusu, araştırılmaya muhtaçtır. Ayrıca sınır ötesi savaş uçağı bombardımanları sonucu gerçekleşmiş bir olay söz konusudur. Sınır dışına operasyon yetkisi, yasalarımıza göre TBMM tarafından Hükümete verilmiştir. Sınır dışına yapılan bir operasyon ancak ve ancak Hükümet talimatı ve onanıyla yapılabileceğine göre, 34 sivil yurttaşın öldürülmesiyle ilgili Hükümet yetkilileriyle ilgili soruşturma yapılmadan görevsizlik kararı verilmesi; soruşturmanın etkisiz, yetersiz ve yanlı yürütüldüğünün ispatıdır. Nitekim görevsizlik kararının 3. paragrafında, bilgi ve belge istenilen askeri kurumların dışında ayrıca MİT Müsteşarlığından da bilgi istenildiği açıkça belirtilmektedir. O halde, MİT yetkililerinden bu konuyla ilgili alınan ifadeler ve bilgilerin de söz konusu kararda yer alması gerekirdi" denildi.
 
Dilekçede, yaşam hakkı gibi son derece kutsal ve dokunulmaz olan bir hakkın devlet görevlileri tarafından ihlal edilmesine rağmen, 18 ay sonra ortada bir askeri suç varmış gibi görevsizlik kararı verilmesinin bir hukuk devletinde olmaması gereken bir şey olduğu belirtilerek, bu kararla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi`nin tüm maddelerinin ihlal edildiği vurgulandı. AİHM`in bu konuda verdiği birçok karar olduğu kaydedilen dilekçede, savcılığın mevcut kararının kaldırılarak, failler hakkında kamu davasının açılması talep edildi.
 
Roboskî`nin katliamının aydınlatılmasının Türkiye için önemli bir sınav olduğunu söyleyen dosyanın müşteki avukatlarından Av. Reyhan Yalçındağ, "Siz bu davayı aydınlatamıyorsanız o zaman barıştan da bahsedemezsiniz. Roboskî aydınlatılmazsa, bu halkın devletin hiçbir hukuk mekanizmasına güveni kalmaz. Bu nedenle ivedilikle bu dava aydınlatılmalı, usulüne uygun soruşturma yürütülmelidir" diye konuştu. (Osman İçli-İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir