Batının Anlayacağı Dille İslamı Sunmalıyız
Washington Üniversitesinin İslami Okumalar bölümünden ve Pakistanın eski İngiltere ve İrlandadaki yüksek...
Washington Üniversitesinin İslami Okumalar bölümünden ve Pakistan’ın eski İngiltere ve İrlanda’daki yüksek komiteryasından olan Ahmet Ekber’e göre İslam’ın Batı ile ilişkileri günün konusu olup Batı toplumlarında gündem teşkil edecek canlı bir mevzudur. Batı toplumlarında İslam’ın anlaşılması ve İslam dünyasının tanınması amacıyla yirmi yıllık çalışmalarından bahseden Ahmet Ekber, şunları dile getirmektedir:
Selman Rüşdi’nin Şeytan Ayetleri kitabı yayınlandığında Cambridge Üniversitesinde görev yapıyordum. O günlerde İslam dünyasından birçok âlim ve aydınla bir araya gelme ve konuşma imkânım oldu. Batı dünyasında Müslüman bir ülkenin elçisi unvanıyla yaptığım araştırmalar neticesinde, anladım ki asıl sorun Batı toplumları tarafından İslam’ın anlaşılamaması problemidir. Zira Batı insanının bütün sıkıntıları İslam’ı anlayamamaktan kaynaklanmaktadır. Yanlış anlama ise düşmanlığa ve daha başka kötü neticelere yol açmaktadır.
11 Eylül olayından sonra İslam dünyası ve bu çerçevede İslam kültürü Batılının zihninde şiddet ile birlikte anılmaya başlandı. Durum bu olunca bazı Müslümanlar Batı ile İslam dünyası arasındaki ilişkileri iyi bir noktaya getirmek için İslam kültürünün Batı tarafından gereği gibi anlaşılması amacıyla kimi çalışmalar gerçekleştirdiler. Bu ciddi çalışmalar kimi yerlerde ilgi çekip insanları cezp etti. Bunların neticesinde manevi yönden büyük bunalımlar yaşayan Batı insanı, İslam’a ilgi duymaya başladı. Ancak Amerika’da ard arda yaşanan olaylar, Batı insanının İslam’ı anlamasının önünde yeni setler inşa edilmesine yol açtı.
Özelikle Boston’da meydana gelen ve bizzat Amerika’nın derin güçleri tarafından düzenlendiği kimi medya organları tarafından ispat edildiği halde Müslümanlara mal edilen saldırılar, Batı insanının İslam’ı bir kez daha şiddetle anmasına neden oldu. Bu gelişmeyi fırsat bilen kimi çevreler yoğun propagandalarla halkı İslam’a karşı kışkırtmaya çalıştılar. Oysa bu gelişmelerde Müslümanların hiçbir müdahalesi yoktu. Kurban olarak seçilen Çeçen gençlerin de bir suçu yoktu.
Batıda İslam’a yönelişleri ve sempatileri sona erdirmek için hemen işin başında bu tür programları icra edip bütün Müslümanları şiddet yanlısı olarak göstermeye ve onları Batı toplumlarında tehlike unsuru olarak sunmaya çalıştılar.
Ancak bilinmelidir ki cehalet baskın olması, şefkat ve merhamet yoksunluğu ve kendilerini üstün görme, Batıda insanlarda öfke patlamasına ve birbirlerine saldırmaya yol açmaktadır.
Nisan 2012’de Georgetown üniversitesinde dünyada dinler ve barış merkezinin yayınladığı bir araştırmaya göre 18–24 yaş arasındaki Amerikalı gençlerin yüzde 47’si İslam kültürünün Batı kültürüyle uyuşmadığını, onların birbirlerine aykırı kanatlar olduğunu savunmaktadır.
Aynı yıl dini araştırmalar merkezinin yayınladığı diğer bir araştırmaya göre Amerikalıların yüzde 47’si, İslam’ın Amerikalıların yaşamıyla uyuşmadığına inanmaktadır. Ancak, bu karşı çıkış büyük bir cehaletin ve İslam’dan bihaber olmanın göstergesidir.
Bir insanın inancından dolayı birinden nefret etmesi doğru bir yaklaşım değildir. Muhatabıyla çay içme ya da yemek yeme imkânı bulunca, ya da onun ilim ve tecrübesinden haberdar olunca ya da karşı tarafın tutum ve davranışlarına tanık olunca öncelikle bir insan olarak onu kabul edip irtibata geçmektedir. Washington’daki İslam toplumunda faaliyet yürüten arkadaşlarım diğer dinlere mensup insanlarla irtibat kurmak için atılan adımları desteklemektedirler. Bunun için zamanı ganimet sayıp kimi zaman Hristiyanlara ait merkezlere ciddi şekilde yüklenmektedirler. Hatta bazen Hıristiyanların Pazar ayinlerine katılıp onlarla toplantılar düzenlemekte onları İslam’dan haberdar etmeye çalışmaktadırlar.
Amerika’da faaliyet yürüten İftiraya Karşı Mücadele Birliği farklı dinlere mensup insanların bir araya gelerek birlikte çalıştığı bir alandır. Burada faaliyet yürüten kimi tanınmış ilim adamları, Müslümanlar aleyhinde yapılan propagandalardan rahatsızlık duyduklarını zaman zaman dile getirmektedirler. Müslümanlar aleyhinde nefrete dayanan edebiyatın yayılmasını kınamakta, Amerika da yaşayan Müslümanların ibadetlerini yerine getirmeleri için inşa ettikleri mescitleri hedef alan propagandaların yanlış olduğunu, derhal önünün alınması gerektiğini ifade etmektedirler.
Amerika İslam toplumunun son günlerde yayınladığı bir rapora göre İslam düşmanları, Kur’an ayetlerini yanlış şekilde açıklamakla, İslam’ı Batı kültürüyle hiçbir şekilde uyuşmayan bir din olarak nitelendirmektedirler. Bu sorunların tek çözüm yolu İslam’ın Batı toplumlarında gereği gibi gündeme getirilip tanıtılmasıdır. Bunun için de Batı insanına İslam’ı anlatacak şahıslar itina ile seçilmeli, uygun programlarla başarılı ve tecrübeli mübelliğler görevlendirilmeli ve İslam, gerçek şekliyle Batı toplumlarına sunulmalıdır.
Sadece dini alanda değil, siyasi ve toplumsal bütün alanlarda İslam’ın yanlış anlaşılması sıkıntılara yol açmakta, Batı insanı ile Müslümanlar arasında fasılayı arttırmakta ve İslam’dan bihaber Batı insanının zihninde kötü bir iz bırakmaktadır.
Yazan: Ahmet Ekber
Kaynak. Le Soir Gazetesi
Çeviren: Hanefi Aydın