Yaz tatilini geçirmek için Türkiye’ye gelen gurbetçiler hırsızların hedefi haline geliyorlar. Otoyolda akaryakıt istasyonu veya dinlenme tesislerinde dinlenme amaçlı mola veren gurbetçilerin araçları hırsızlar tarafından soyuluyor. Bu durumdan rahatsız olan gurbetçiler, “kendi ülkemize korkuyla gelir olduk” diyorlar. Hırsızlık vakıalarının şebeke işi olduğunu dile getiren gurbetçiler bu duruma bir çözüm bulunmasını istiyorlar.

 

 

Yaşanan hırsızlık olaylarının son mağduru Almanya’dan özel aracıyla eşi ve dayısıyla beraber Türkiye’ye gelen Abdurrahman Uğurlu. Edirne’den Türkiye’ye giriş yaptığını söyleyen Uğurlu, yaşanan hırsızlık olayını Doğruhaber’e anlattı. Otoban gişelerini geçtikten kısa bir süre sonra gece geç saat olması nedeniyle dinlenmek için Metro Dinlenme Tesisleri’nde mola verdiğini belirten Uğurlu, araçlarını uygun bir yere çekip uyuduklarını belirtti. Yorgun olmaları nedeniyle derin bir uykuya daldıklarını anlatan Uğurlu, daha sonra araçlarının soyulduğunun farkına vardıklarını söyledi. Uğurlu, “Aracın içinde biraz dinlenelim dedik ve uyuduk. Özel bir tesis olduğu için aklımızdan aracımızın soyulacağı geçmedi. Bir ara uyandım ve arabanın arka kapısının camının kırık olduğunu gördüm. Camı kıran hırsızlar eşimin çantasını ve el çantalarımızı alıp kaçmışlardı”

 

 

Olayı fark ettikten sonra hemen tesis yetkililerine bildirdiklerini belirten Uğurlu, yetkililerin vurdumduymaz bir tavır içinde olduklarını ifade etti. Görevlilerden kamera kayıtlarını izlemek istediğini dile getiren Uğurlu, “Tesiste çalışan görevlilere kamera kayıtlarını görmek istediğimi söyledim. Önce anlamazlıktan geldiler. Kamera kayıtlarını çalıştırabilecek bir tek görevli bulamadım. Belki de anlamıyormuş gibi yapıyorlardı. En sonunda anlayan birisi çıktı. Ancak bu kez de kamera kayıtlarının birçoğunun olmadığını gördük yani kameralar çalışmıyordu. Olayı kaydeden kamera da problemliydi ve görüntülerden hiçbir şey anlaşılmıyordu. İşin ilginç yanı bu tesiste devamlı hırsızlık olayı oluyormuş. Ancak tesis yetkilileri buna rağmen kameraları yaptırma ihtiyacı hissetmemişler.”

 

 

Daha sonra tesisin yetkilileri ile görüştüğünü belirten Uğurlu, “Önce ilgisiz davrandılar, sonra kendilerinden şikâyetçi olacağımı söyleyince, ‘Biz de mağduruz, devamlı hırsızlık olayı oluyor. Bir şey yapamıyoruz’ dediler. İnandırıcı gelmedi. Çünkü eğer mağdur olsalardı güvenlik önlemleri alırlardı. Ancak tesiste hiçbir güvenlik önlemi yoktu. Bir yaşlı bekçi ve birkaç bozuk kamera, başka bir şey yoktu.”

 

 

Tesis yetkilisinin anlattıklarının inandırıcı gelmediğini belirten Uğurlu, hırsızlık olaylarının bir şebeke işi olduğunu söyledi. Uğurlu, “Bu hırsızlık olayları bir şebeke işi. Çünkü tesis yetkilisi devamlı hırsızlık olayı oluyor, diyor. Ancak bir türlü hırsızları yakalayamamışlar. Düşünün otobandasınız tek yol. Başka yol yok. Ve birileri gelip araçları soyuyor ve ıssız yolda ortadan kayboluyorlar. Bu iş bir şebeke işi olmasa böyle bir yerde yaşanan hırsızlık olayı çok kısa bir sürede aydınlatılır.”

 

 

Tesis yetkililerinden bir sonuç alamadığını dile getiren Uğurlu  bu kez de jandarmaya gittiğini anlattı. Jandarmanın da tesis yetkililerine benzer şeyler söylediğini belirten Uğurlu, “Jandarmaya gittik, yaşadığımız olayı anlattık. İfademizi aldılar. Bana bu tesiste devamlı hırsızlık olayı olduğunu fakat bir türlü hırsızı yakalayamadıklarını söylediler. Hatta şunu da eklediler. Bir ara hırsızlık olayları dolayısıyla tesisin yakınlarında 21 gün boyunca nöbet tutmuşlar. Bu yirmi bir gün süre zarfından hiç hırsızlık olmamış. Nöbet yerinden ayrıldıktan hemen sonra hırsızlık olmuş. Bu durum bile yaşanan hırsızlık olaylarının bir şebeke tarafından yapıldığını gösteriyor. Edindiğimiz izlenimler tesis yetkililerinin veya çalışanlarının bu işin içinde olduğunu gösteriyor” dedi.