Epilepsi hastalığı ve epilepsi pili hakkında bilinmesi gerekenler
Epilepsi (sara hastalığı) ve epilepsi pili hakkında önemli bilgiler veren Beyin Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Okan Sait Öztürk, bir pilin epilepsi hastasına erken takılmasının uzun dönemdeki başarısının da yüksek olacağını belirtti.
Beyin Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Okan Sait Öztürk, epilepsi (sara hastalığı) ve epilepsi pilinin ülkemizde bu hastalığa yakalanmış kişi oranı, hastalık belirtileri, tedavi süreci ve tedavi sürecinden sonraki toparlanma aşaması hakkında konuştu.
Epilepsi hastalığına yakalanmış çocuk grubunun epilepsi pilinin erken takılması sonucu daha iyi bir sonuç alınabileceğini dikkat çeken Öztürk, epilepsi pilinin temel amacının hastalığı tamamen bitirmek olmadığı, kullandığı ilaçlara ek bir tedavi olarak düşünüldüğünü ifade etti.
"Epilepsi (sara) hastalığı en sık görülen nörolojik rahatsızlıklardan birisidir"
Doç. Dr. Öztürk, Epilepsi hastalığının ülke genelindeki orana ve hastalığın belirtilerine değinerek "Epilepsi hastalığı toplumda yüzde 1 oranda görmüş olduğumuz vücutta istemsiz kontrol altına alınamayan aniden genellikle kasılmalarla bazı hastalarda bayılmalar, bazı hastalarda sabit bir noktaya donup bakmalara karşımıza çıkan bir hastalıktır. 1 milyon nüfuslu bir şehirde maalef ki ortalama 10 bin epilepsi hastamız var. Bu yüksek bir orandır. Epilepsi, en sık görülen nörolojik rahatsızlıklardan birisidir." ifadelerini kullandı.
"Her hasta açık ameliyata uygun değildir"
Epilepsinin tedavi sürecine değinen Öztürk, "Epilepsi hastalığının temel tedavisi ilk etapta ilaçlarla yapılır. Ancak hastaların ortalama yüzde 30'unda ilaçlar yeterli gelmez. Çok çeşitli ve çok sayıda ilaç kullanılmasına rağmen bu hastalarımızda etkin nöbet kontrolleri sağlanamaz. Bu nedenle de dirençli epilepsi olarak tanımladığımız bu yüzde 30'luk epilepsi hastasında artık cerrahi tedaviler gündeme gelmektedir. Cerrahi tedaviler içerisinde de öncelikli olarak yapılması gereken eğer hasta uygunsa bir ekip tarafından değerlendirilip açık ameliyatta sara hastalığına neden olan beyin alanının çıkartılması öncelenir. Öte yandan her hasta açık ameliyata uygun değildir. O sebeple bu tip durumlarda da pil tedavisi uygulanmaktadır. Ülkemizde son yıllarda oldukça yaygınlaşan bir tedavi yöntemidir. Hatta bu tedavi için yurt dışından çok sayıda hasta ülkemize, merkezlerimize başvurmaktadır." şeklinde konuştu.
"Epilepsi pili ameliyatı riski düşük bir ameliyattır"
Beyin Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Okan Sait Öztürk
Öztürk, "Epilepsi pilinin temel amacı çok fazla sayıda ilaç kullanmaya rağmen etkin sonuç alınamayan hastalarda ilaca ek bir tedavi olarak düşünülür ve bir yılın sonunda ortalama yüzde 50 ila yüzde 60 oranında nöbet sayısının ve nöbeti şiddetinin azalması hedeflenir. Dirençli bir epilepsi hastasına pil ne kadar erken takılırsa, uzun dönemdeki başarı şansı o kadar yüksek olur. Epilepsi pili ameliyatı riski düşük bir ameliyattır. Ortalama bir saat süren bir ameliyattır. Kafatası ya da beyne herhangi bir müdahale yapılmaz. Boyun bölgesinde ve göğüs bölgesinde yaklaşık 4 santimlik bir yaramız olur Boyun bölgesinde şah damarının yanındaki bir sinire özel bir teknikle bir kablo yerleştirilir ve bu kablonun ucuna da pil takılıp göğüs bölgesinde pilimiz konulur. Ameliyattan sonraki süreçte pil ayarlamaları yapılır ve bir yılın sonunda ortalama öncelikli olarak yarı yarıya nöbet sayıları ve şiddetinin azaltılması hedeflenir." ifadelerini kullandı.
Öztürk, "Çocuk hasta grubunda dirençli çocuk hastalarda ne kadar erken takılırsa yüz güldürme ihtimali ve başarı şansı o kadar yüksek olur. Bu hastaların ameliyatı ortalama bir saat süren bir ameliyattır." dedi.
"Epilepsi pilinin temel amacı hastalığı tamamen bitirmek değil, mevcut kullandığı ilaçlara ek bir tedavi olarak düşünülür"
Epilepsi hastalığının tedavi sürecinden sonraki toparlanma aşamasına da dikkat çeken Öztürk, "Hasta ameliyattan 4 saat sonra beslenmeye başlar. 6 saat sonra yürümeye başlar, normal hayatına döner ve çoğu zaman bir gün sonra bazı hastalarda aynı günün akşamı taburcu edilir. Epilepsi pilinin temel amacı hastalığı tamamen bitirmek değil, mevcut kullandığı ilaçlara ek bir tedavi olarak düşünülür ve çoklu ilaç kullanmaya rağmen etkin sonuç alınamayan hastalarda bu etkinliği yüz güldürücü sonuç haline dönüştürmeyi hedefler." şeklinde kaydetti. (İLKHA)