Baş başa gerçekleşen görüşmeden sonra Babacan, 97 ülkeden yaklaşık 600 kişinin katılımıyla basına kapalı düzenlenen programda bir konuşma yaptı. Edinilen bilgiye göre Babacan, yakın zamanda bölgedeki ülkelerde ekolojik sistem ve insan hakları gibi konularda birçok şeyin değiştiğini belirterek, iklim değişikliği konusunda "Küresel bir sorun olan iklim değişikliği için küresel çözümler bulunması gerekiyor" dedi.

Babacan, "bencil nesillerin" neden olduğu problemlerden birinin de iklim değişikliği olduğunu dile getirerek, bu problemin aşılması için global bir bakış açısına ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Enerji güvenliği endişeleriyle birlikte fosil yakıtların popülaritesinin artması sonucunda iklim değişikliğinin uluslararası gündemin alt sıralarına kaydığını ifade eden Babacan, “İklim değişikliğini küresel gündemin üst sıralarına taşımamız gerekiyor. Kalkınma hedefleri ile sürdürülebilirliğin el ele ilerlemesi lazım” ifadelerini kullandı.

Babacan, bir ülkenin tek başına izleyeceği politikaların iklim değişikliği sorununun çözümü için yeterli olmayacağını, küresel bir perspektifle tüm ülkelerin iş birliği içerisinde olması gerektiğini aktardı.

Temiz enerji odaklı ekonomilerin önümüzdeki yüz yılda daha başarılı olacağını ifade eden Babacan, dünyanın yüksek karbon ekonomisinden düşük karbon ekonomisine geçişin eşiğinde olduğunu kaydetti. Gelişmekte olan bir ekonomi olarak Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelede önemli katkı sağladığını ifade eden Babacan, “Türkiye ekonomisinin karbon yoğunluğu 1990 ile 2008 yılları arasında 0,6’dan 0,4’e geriledi. Bu düşüş enerji, sanayi, ulaşım, orman ve atık yönetim alanlarında hayata geçirilen projelerle sağlandı" değerlendirmesini yaptı.

"Ülkeler ve firmalar çevreye duyarsız kalmamalı"

Ali Babacan, Türkiye`nin bulunduğu coğrafya itibariyle iklim değişikliğinden en fazla etkilenebilecek ülkelerden birisi olduğuna dikkati çekerek, iklim değişikliğini kalkınma ajandasının üst sıralarına koyduklarını ve yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği eylem stratejileri hazırladıklarını belirtti.

Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye olarak önümüzdeki on yıl içinde izleyecekleri yol haritasını ortaya koyan İklim Değişikliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı hazırladıklarını aktardı ve 2014-2018 yıllarını kapsayan Kalkınma Planı’nda küresel çevre sorunlarının aşılabilmesi için Türkiye’nin hayata geçireceği eylemlere yer verdiklerini vurguladı.

Çevre ve iklim konusundaki sorunların sadece oturup izlenmemesi gerektiğini belirten Babacan, "Bunun için uğraşmalıyız. Ülkeler ve firmalar, çevreye duyarsız kalmamalılar" uyarısında bulundu.

Türkiye`de enerji üretimi için çok sayıda lisans başvurusu olduğunu aktaran Babacan, "Enerji üretimi alanında bütün yatırımlar özel sektör tarafından yapılmakta ve yine özel sektör tarafından finanse edilmektedir" dedi.

Babacan, Türkiye`de enerji verimliliğine büyük önem verildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Türkiye`deki sistemimizin önemli unsurlarından biri de, enerjide herhangi bir sübvanisyonumuzun bulunmuyor olmasıdır. Biz enerjiyi vergilendiriyoruz.

Türkiye`de gaz ve akaryakıt üzerinde yüksek bir vergilendirme bulunmaktadır. Örneğin otomobillerde silindir hacimlerine göre bir vergilendirme sistemi uygulanmaktadır. Aracın silindir hacmi ne kadar düşükse, uygulanan vergi de o kadar az olmaktadır. Aracın silindir hacmi eğer yüksekse, vergilendirme yüzde 130`lara kadar yükselebilmektedir. Bu anlamda Türkiye`de daha enerji verimli ve yakıt dostu araçların kullanımını artırılması için çok büyük bir teşvik bulunuyor."