• DOLAR 34.484
  • EURO 36.351
  • ALTIN 2927.08
  • ...
Bu Acı Hiç Unutulmayacak...
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

10 binden fazla Boşnak Müslüman’ın katledildiği olaylarda 500 kişiye ait kemikler katliamın yıldönümü 11 Temmuz’da defnedilecek. Soykırımın baş sorumlusu Ratko Mladiç yakalanıp yargılansa da ne Mladiç ne BM’nin ihaneti ve ne de Batı’nın seyirciliği, dünya var oldukça unutulmayacak…

Mehmet Özcan / Doğruhaber

Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği İkinci Dünya Savaşı sonrası ilk büyük ve toplu katliamı Sırplar Bosna Hersek’te yaptı. Dünyanın gözleri önünde Bosna Hersek’te 300 bin insan katledildi. Sistematik bir şekilde namuslar çiğnendi. En acı olanı da tam savaş bitti bitecek derken 11 Temmuz 1995’te 10 bin 700 kişinin toplu bir şekilde Bosna’nın Srebrenitsa kentinde katledilmesiydi.

Srebrenitsa’da gerçekleştirilen vahşet, katliam ve soykırımın üzerinden tam 16 yıl geçti. Bosna’da her sene yüzlerce cesede ait kemikler bulunuyor. DNA testlerinden geçiriliyor ve ailelere teslim ediliyor. Bu yılın 11 Temmuz’undaki anma etkinliklerinde de 500 kişinin daha cenazesi toprağa verilecek.

ÜÇ YIL İÇİNDE 300 BİN İNSAN KATLEDİLDİ

Bosna Hersek, bağımsızlığını ilan etmesi sonrası Sırplar tarafından 1992 yılında başlatılan savaş 1995 yılına kadar sürdü. Dağılmasının yanı sıra dünyanın sayılı orduları arasında gösterilen Yugoslav ordusuna hâkim olan Sırplar, bağımsızlığını açıklayan Bosna Hersek Cumhuriyetini tanımadıklarını ilan ederek kendi devletlerini kurduklarını duyurdular. Daha sonra kendi bölgelerindeki Boşnak ve Hırvatların evlerini bırakıp gitmelerini isteyen Sırplar bu süreci hızlandırmak için de katliamlara başladılar. 3 yıl içinde 300 bin civarında insanı katlettiler.

SREBRENİTSA KATLİAMI BM’NİN KONTROLÜNDE GERÇEKLEŞTİ

Bosna’daki katliamların en korkunç ve büyük olanı Srebrenitsa kentinde 10 bine yakın Boşnak Müslüman’ın katledilmesi olayıdır. Bosna’nın doğusunda bulunan ve nispeten daha izole bir bölgede bulunan Srebrenitsa’nın savaş öncesinde %75’i Müslüman Boşnak olmak üzere 24 bin civarı nüfusu bulunmaktaydı. BM’nin “Korunaklı Bölge” olarak ilan ettiği altı bölgeden (Saraybosna, Bihaç, Gorajde, Zepa, Srebrinitsa, Tuzla) biri olan Srebrenitsa’nın bu özelliğinden dolayı komşu bölgelerden de bölgeye mülteci akını yaşanmış ve katliam öncesinde 45 bine yakın bir nüfus Srebrenitsa’da toplanmıştı. Srebrenitsa’daki Boşnak erkek ve 14 yaş üstü çocuklar, Bosnalı Sırpların generali Ratko Mladiç’e bağlı birliklerce sığındıkları Birleşmiş Milletler’e bağlı Hollandalı askerlerin elinden alınarak otobüslere ve kamyonlara doldurulup, götürüldükleri ormanlık alanlarda, kapatıldıkları fabrikalarda katledildi. Cenazeleri ise toplu mezarlara gömüldü. Srebrenitsa yakınlarında bulunan 13 ayrı toplu mezarda binlerce Boşnak erkeğe ait cesetler bulundu. Günümüze kadar da Srebrenitsa’da veya başka bölgelerde katledilenlerin cesetlerine ait kemikler bulunmaya devam ediyor. Srebrenitsa katliamının baş sorumlularından Ratko Mladiç ise geçtiğimiz ay Sırbistan’da bir bağ evinde yakalandı ve uluslar arası ceza mahkemesinde yargılanıyor.

BM, ADETA SIRPLARIN ORTAĞI GİBİ HAREKET ETTİ

Bosna’da yaşanan akıl almaz cürümler için Birleşmiş Milletler de (BM) iğrenç yüzünü göstermişti. Bölgeye barış gücü olarak giden; ama Sırpların düzenlediği tecavüz partilerine katılan BM askerleri, güvenli bölge olarak ilan edilen Srebrenitsa’da iğrenç yüzünü açık bir şekilde tüm dünyaya göstermişti. Bosna’da Sırpların uyguladığı teröre destek veren BM, işlenen savaş suçlarına ve katliamlara karşı hiçbir zaman etkili bir tutum sergilemeyerek adeta Sırpların ortağı gibi hareket etti. Bütün bunlar yapılırken BM hiçbir şey yapmamış, hatta Müslümanların Sırplara karşı tam da toparlandığı bir zamanda silah ambargosu uygulayarak Sırpları ödüllendirmişti.

MÜSLÜMANLAR GÜÇLENİNCE ANLAŞMA SAĞLANDI

Sırpların yaptığı bu vahşi saldırılar karşısında İslam dünyası ayağa kalkmış, birçok ülkeden Müslümanlar Bosna’ya giderek Sırplara karşı Boşnak kardeşlerinin safında yerini almıştı. Savaşın seyrinin değişeceğinin farkına varan ve o ana kadar sessiz kalan Batılı Avrupa ülkeleri ise derhal devreye girerek Dayton anlaşmasını taraflara imzalattılar ve savaşı sonlandırdılar. Sonuç olarak binlerce ırzın çiğnenmesi vakasının yanında ülkede 300 bin civarında masum insan katledildi.

BM, KURULDUĞU GÜNDEN BUGÜNE HEP ZALİMDEN YANA OLDU

Burada Birleşmiş Milletlerin misyonunu sorgulayacak olursak, kuruluş amacı istikrar ve barışı tesis etmek olan Birleşmiş Milletler (BM), kurulduğu 1945 yılından bu yana sürekli veto yetkisine sahip beş üye ülkenin kontrolünde hareket etti. Filistin, Bosna, Lübnan, Keşmir, Çeçenistan, Afganistan, Irak gibi birçok İslam ülkesi topraklarının işgal edilmesine, katliamlar yapılmasına hep göz yumdu. Aldığı tüm kararlar, sürekli İslam dünyasının aleyhine oldu. İslam ülkelerinde yapılan katliamlara bırakın ses çıkarmayı kimi olaylara bir kınama yayınlayacak cesareti bile kendinde bulamayan Birleşmiş Milletler, aslında haksız da sayılmazdı. Çünkü toprakları işgal edenler, katliamları yapanlar ya BM’de veto hakkına sahip beş ülkeden birileri veya bu ülkelerin yandaşlarıydı.

Hâkim, Mladiç’i salondan kovdu

Soykırım suçlamasıyla yargılanan eski Sırp general Ratko Mladiç, 4 Temmuz’da çıktığı ikinci duruşmasında salonu karıştırdı. 8 binden fazla Boşnak Müslüman’ın katledildiği Srebrenitsa katliamının sorumlusu olan eski Sırp general kendisine yöneltilen 11 suçlamanın ayrıntılarının okunduğu sırada tercüme kulaklığını çıkartıp atarak, suçlamaları dinlemek istemediğini söyledi. Şapkasını çıkartmayı reddeden ve yargıcın sözünü sık sık kesen Srebrenitsa katliamının baş sorumlusu Mladiç, uyarılara da kulak asmayınca salondan atıldı. Daha sonra Mladiç olmadan duruşmaya devam edildi.

Mladiç’in yargılandığı mahkemenin başkanlığına bir Hollandalı yargıcın getirilmesi gözlemciler tarafından ‘Hollanda’nın vicdanlarda aklanma girişimi’ olarak değerlendiriliyor. Mahkeme başlamadan önce ağır hasta olduğu ve hayati risk taşıdığı ileri sürülen eski Sırp generalin mahkeme heyetine verdiği sert tepkilerdeki canlılığı gözlerden kaçmadı.

Bosnalı Sırpların siyasi lideri Radovan Karadziç’in 2008 yılında yakalanmasının ardından firardaki Ratko Mladiç de, geçen 16 yılın ardından Belgrad yakınlarındaki Lazarevo Köyünde, ağabeyinin evinde yakalanmıştı. 3 Haziran’da görülen ilk duruşmanın ardından 4 Temmuz’da Mladiç ikinci kez hâkim karşısına çıkmış oldu. Bir sonraki duruşmanın tarihine ise karar verilmedi.

Soykırımın diri şahidi; Munira Subasiç

Bosna Savaşı sırasında Srebrenitsa’da gerçekleşen katliamlara şahitlik eden Srebrenitsa ve Jepa Bölgeleri Anneleri Hareketi başkanı Munira Subasiç, kendi hikâyesini anlatırken insanın adeta kanı donuyor. Savaşta ailesinden 22 kişiyi kaybeden Munira Subasiç, eşinin ve erkek kardeşinin cenazesini bulmuş ama oğlununkine ulaşamamış. Subasiç o günleri şöyle anlatıyor;

“Biz çocuklarımızı başı, ayağı ve kolu düzgün olarak doğurduk. Maalesef şimdi bir kemikten fazlasını bulamıyoruz. Herkesin yaşadığı hikâye, kendisine göre en zor olandır. Mesela benim için en zor, en üzücü olan, oğlumu benden aldıkları ve götürdükleri an. Yalvardım, ‘Benden almayın, götürmeyin’ diye. Ancak nafile! Oğlumun en son sözleri, ‘Annem, lütfen git ve üzülme’ oldu. Nasıl üzülmeyeyim! Onu bir daha bulamadım. Yavrum benim, benim üzülmem gerekirken o beni düşünüyordu. Bu tırnağı parmaktan ayırmaktan daha acıdır. Oralarda üç gün içerisinde dehşetli ve anlatılmaz şeyler yaşandı. Gökyüzü yanıyordu, hava kan kokuyordu. Gece-gündüz anlatmaya çalışsam bile nafile! Yaşadıklarımız sözlerle tarif edilemeyecek kadar zor şeylerdi. Çocuklarımızı çaldılar, yeni doğan bebeklerin, ağlayan çocukların boğazlarını kestiler, gözlerimiz önünde kızlarımıza tecavüz ettiler. Ve bütün bunları sadece 3 gün içerisinde yaşadık. Bu olaylar gözlerimizin önünde gerçekleşti. Biz bu olayların diri şahitleriyiz. Lahey’de şahitlik yapan insanlarız. Savaş suçları mahkemelerinde şahitlik ettik.”

Bu haberler de ilginizi çekebilir