Okulların açılmasına sayılı günler kala okullarda yaşanan sıkıntıların çözülmesi gerektiği ile ilgili açıklamada bulunan Uca, temizlik ve güvenliğin okullar için vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğuna değindi.

"Okul alanı okul bahçesinden ibaret değildir"

Okul alanının sadece okulun bahçesi ile sınırlı olmadığına dikkat çeken Uca, "Okul alanı, öğrencinin evinden başlar sınıfın içine kadar gider. Okul bahçesinin dışı ile çocuğun evi arasındaki mesafe de aslında okul alanı olarak ifade edilmelidir. Resmi olarak böyle bir tanım yok ama çocuğun güvenliği açısından duruma böyle bakmak gerekiyor." dedi.

Kötü niyetli insanların sadece uyuşturucu pazarlayanlar ve çocukları bu şekilde zehirleyenler olmadığını dile getiren Uca, "Çocukların mevcut zihniyetlerini bozmak üzere çalışan kesimler de var. Dolasıyla olaya topyekûn bakmak gerekiyor. Ülkemizin yüzde 99'u Müslüman diyoruz ama artık her yerde ve okul çevrelerinde Hıristiyan ve Yahudi yayılmacılığı yapan insanlar var. Bu insanlar maalesef bizden olan insanlar. Bunlarla ilgili aralıksız sürdüren yapılar var. Bunu gizli değil açık açık yapıyorlar. Dolayısıyla okul çevresini sadece okulun bahçesinden ibaret görmemek gerekiyor. Asıl tehlike çocuk okul bahçesinin dışına çıktıktan sonra başlıyor." ifadelerini kullandı.

"Veliler çocuklarını mutlaka takip etmeliler"

Velilerin sorumluluk alarak çocuklarını takip etmeleri gerektiğini söyleyen Uca, "Bu takip gizli bir takip şeklinde değil, çocukların durumlarını okuldan sürekli olarak sormak, çocukla beraber okula gitmek, çocukları telefonla aramak, çocukların evde internete bağlı olduğu zamanı takip etmek ve gözlemlemek bunların hepsi bir takiptir. Bu durum çocuğun hoşuna gitmese bile gerekirse çocuktan telefonu alır 1-2 saat inceleriz. Öğretmeni ile sürekli olarak iletişim halinde olunmalıdır. Çünkü çocuğu en iyi takip eden kişi öğretmendir." şeklinde konuştu.

"Bütün devlet kurumlarında güvenlik görevlisi var ama okullarda yok"

Özel güvenlik görevlisinin olmadığı bir okulun okul sayılmadığını ifade eden Uca, "Hangi devlet dairesine giderseniz gidin mutlaka bir özel güvenlik görevlisi vardır. Ama hiçbir devlet kurumu okuldaki kadar hareketli değil, okuldaki kadar sirkülasyonu bol olan bir merkez değil, okuldaki kadar riskli değildir. Teneffüste bin öğrencinin küçücük bahçede hareketlendiğine şahit oluyorsunuz. Bu durum hiç kolay değildir. Devlet kurumlarına özel güvenlik görevlisi veriliyor ama okulları devlet kurumu olarak görmüyorlar. Bu çok mantıksız bir şey." diye konuştu.

"Güvenlik ve temizlik görevlisi İŞ-KUR tarafından verilen geçici personelle çözülemez"

Güvenlik ve temizlik görevlisinin İŞ-KUR ile çözülecek bir durum olmadığını belirten Uca, şunları söyledi:

Eğer gerçekten biz çocuklarımıza değer veriyorsak, devletimiz çocuklarına değer veriyorsa ve onları ülkemizin geleceği olarak görüyorsa o zaman zamanı ve yeri gelmişken buna bir el atmalı. Bununla ilgili 20 bin güvenlik ve 30 bin temizlik görevlisinin alınacağı ile ilgili duyumlarımız var ama bunlar sadece kulaktan doğma bilgilerdir. Bu önemli bir adımdır. Bu durum okullara, öğretmen, öğrenci ve velilere gösterilen bir saygının göstergesidir. Öğretmene şiddet vakaları da artmış durumda. Sağlıkta şiddetin önlenmesi için çıkarılan caydırıcı yasaların eğitimde de olması gerekiyor. Eğitimde öğretmenlere karşı yapılan saygısızlıkların haddi hesabı yok. Bunun önüne mutlaka geçmemiz gerekiyor.

"Okullarda temizlik ve güvenlik çok önemli"

Okullarda temizliğin güvenlikten, güvenliğin ise temizlikten önemli olduğuna vurgu yapan Uca, "Yeni eğitim öğretim yılında toz ve çamur içinde okullar görmek istemiyoruz. Çocuklarımız kendi çabaları ile temizliklerini yapsınlar. Ben bunu bir veli, öğretmen ve sendikacı olarak savunurum. Çocuklarımız ellerine fırça alsınlar. Çünkü bu durum o çocuk için ileride çok iyi bir tecrübe oluyordur. Ben her sene okullar açılmadan gider okul idaresine derim ki eğer benim çocuğumun fırça kullanması gerekiyorsa kullandırın. Onu bir temizlikçi gibi yormayın ama o an sınıfı temizlemesi gerekiyorsa temizlesin, fırçayı eline alması gerekiyorsa alsın, çöp kutusunu dökmesi gerekiyorsa döksün, bahçede çöp toplaması gerekiyorsa toplasın. Buna ben veli olarak razıyım. Devletimizin de okullarımızın temizliği ile ilgili tedbir alması gibi önemli bir görevi var. Şimdiye kadar İŞ-KUR ile bu işi yaptılar. Ama artık bunun İŞ-KUR ile çözülecek bir tarafı kalmadı. Özellikle temizlik görevlilerinin de okullara alınması gerekiyor. Bunun geçici değil kalıcı bir şekilde yapılması gerekiyor." dedi.

"Bakanlık ilk defa bu sene okullara ödenek gönderdi"

Millî Eğitim Bakanlığının ilk defa bu sene okullara ödenek gönderdiğine değinen Uca, "Bin öğrencisi olan okula 100 bin TL'ye yakın para gönderildi. Bu iyi bir gelişme, okullarımız bu para ile temizlik malzemelerini kendileri alabilecektir. Öğrencilerin fotokopi ve diğer ihtiyaçlarını karşılayabileceklerdir. Türkiye'deki bütün ilk ve ortaokullara bu ödenek gönderildi. Aynı hassasiyeti güvenlik ve temizlik görevlisi konusunda da yerine getireceklerini düşünüyorum." ifadelerini kullandı. (İLKHA)