Yapıcıoğlu: İşgal rejimiyle ilişkilerin geliştirilmesi mutlaka Filistin'e zarar verir
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "İşgal rejimiyle ilişkilerin geliştirilmesinin mutlaka Filistin'e, halkına ve Mescid-i Aksa'ya zarar verdiğini düşünüyoruz. Siyonizm çok tehlikeli bir ırkçılıktır, uzak durulması gerekir." dedi.
Yapıcıoğlu, Kırklareli'nde temasları kapsamında bir düğün salonunda basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Suriye meselesine değinen Yapıcıoğlu, Suriye'de acil bir ateşkesin sağlanması, iç savaşın sona erdirilmesi, siyasi müzakerelere başlanabilmesi, yeni bir anayasa ve sistemin kurulması için mutlaka böyle bir sürecin başlaması gerektiğini söyledi.
Suriye meselesi
Yapıcıoğlu, "Eğer 11,5 yıl devam eden bir iç savaşın ardından hükümet hâlâ ayaktaysa en azından silahla ya da silahlı bir direnişle bu hükümetin devrilmeyeceğinin artık anlaşılmış olması gerekiyor. Evet halkına haksızlık eden, zulmeden bir rejim-sistem var. Fakat bunun iş başından uzaklaştırılmasının yolu, yöntemi iç savaş değildir. Bunu baştan söyledik. Mutlaka akan kanın durdurulması gerekiyor. Akan kanın durdurulması için hükümet yetkililerinin görüşmesi gerekiyorsa bundan da kaçınılmaması gerekir." dedi.
"Siyonizm çok tehlikeli bir ırkçılıktır"
Türkiye'nin işgalci siyonist rejimle normalleşmesiyle ilgili konuşan Yapıcıoğlu, "Filistin yönetimi başındaki Devlet Başkanı olarak kabul edilen Mahmut Abbas, Sayın Cumhurbaşkanı'nın daveti üzerine Ankara'yı ziyaret etti. Burada Filistin davasına ilişkin hassasiyetlerin devam edeceğine yönelik en üst perde ve makamdan açıklamalar yapıldı. Biz özellikle işgal rejimiyle ilişkilerin geliştirilmesinin mutlaka Filistin'e, halkına ve Mescid-i Aksa'ya zarar verdiğini düşünüyoruz. Siyonizm çok tehlikeli bir ırkçılıktır, uzak durulması gerekir. Onlara yaklaşmak-yakınlaşmak tehlikelidir. Bu konuda hükümetin yapmış olduğu yanlıştan bir an önce dönmesini temenni ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
25 yıl evli kalan kadınlara emeklilik hakkı ve gençlere evlilik fonu desteği
Yapıcıoğlu, parti olarak 25 yıl evli kalan kadınlara emeklilik hakkı ve gençlere evlilik fonu desteği önerilerine ilişkin şunları söyledi:
Boşanma istatistiklerine baktığımızda 2020 yılı içerisinde 136 bin 570 boşanma gerçekleşmiş, 2021'de bu sayı 174 bin 85'e yükselerek yüzde 27,47'lik artış olmuş. Aile kurumu çatırdıyor, ayakta tutmak lazım. Aile çökerse toplum çöker. Bu boşanmaların 3'te birinden fazlası evliliği ilk 5 yılında gerçekleşiyor. Biz de diyoruz ki ilk 5 ya da 10 yıl aşıldıktan sonra boşanma riski iyice düşüyor. 25 yıl evli kalanlara emeklilik hakkı tanınması belki aile kurumuna da bir katkısı olacaktır. Ayrıca kadınlara yönelik bir pozitif ayrımcılık da yapılmış olacaktır. Şu anda boşanmış bir kadın anne-babadan kalma bir emekli maaşı varsa almaya hak kazanıyor ama evliyse bu haktan mahrum oluyor. Bununda adaletsizlik olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle böyle bir öneri getirdik, dillendirmeye de devam edeceğiz.Başka bir önerimiz de boşanmalarda artış olduğu kadar evlilik oranlarında da bir düşüş var. Evlilik yaşı sürekli erteleniyor. Bunun da önemli bir kısmı ekonomik imkansızlıklardan kaynaklanıyor. Ekonomik nedenlerle yuva kuramayan gençlerin evlenebilmeleri için evlilik fonu oluşturulması yönünde önerimiz var.
Kırklareli'nin sorunları
Kırklareli'ndeki temasları kapsamında vatandaş, esnaf ve STK'ların kendisine ilettiği sorunlara değinen Yapıcıoğlu, "Kırklareli, geçiminin yüzde 70'ini topraktan, denizden veya ormandan karşılayan bir memlekettir. Sanayisi yeterince gelişmemiş, daha çok çiftçilik ve tarım üzerinden geçinmeye çalışan bir ilimiz. Genel anlamda tarımsal girdi fiyatlarının aşırı yükselmiş olmasından ve ürünlerinin yeterince para etmediğinden çiftçilerimiz şikayetçi. Son dönemde açıklanan bazı taban fiyatlar bir nebze olsun bu sıkıntıları gidermiş olsa da halen çiftçinin sıkıntıları devam ediyor. Bize göre en önemli sıkıntılardan biri tarımın yeterince planlı olmamasıdır. Belki çiftçiye illaki bunu yapacaksın diye zorlanamaz ama teşvik politikalarıyla hangi ürüne ne oranda ihtiyaç varsa tarım planlanmalı ve çiftçinin ürettiği ürün hak ettiği değeri bulmalı, maliyetin altında satmamalı. Daha önce hükümete bu çağrıları yaptık ve Kırklareli'nden bu çağrımızı yenileyerek diyoruz ki: Çiftçi çok değerli bir hazine gibi görünüp korunmalı. Her ne ekerse eksin zarar etmeyeceğini ve planlı bir tarım sonucunda ürettiği ürünün elinde kalmayacağını da bilmelidir. Çiftçiye alım garantisi verilmeli ve aynı zamanda sattığı ürünün maliyetinin üzerinde bir fiyatla gerektiğinde Toprak Mahsulleri Ofisine satabileceğini bilmelidir." diye konuştu.
Hayat pahalılığının vatandaşın gündeminde olduğunu belirten Yapıcıoğlu, "Özellikle dar ve sabit gelirli vatandaşlar geçinmekte zorlanıyor. Bereket versin ki burada diğer büyükşehirler gibi çok yüksek değil. Belediye hizmetleriyle ilgili şikâyet eden vatandaşlarımız oldu. Alt yapı çalışmalarını yaparken açtığı yerleri kapatmakta geç davrandığını, defalarca müracaat etmelerine rağmen bu konuda belediyenin ağır davranmasının devam ettiğini şikâyet eden esnafımız oldu. Bazı sokaklarda altyapı çalışmaları tamamlanmamış, kaldırımlar yok. Bu Kırklareli gibi bir memlekete yakışmıyor. Umuyor ve diliyoruz ki bir an önce bu eksiklerde hallolur. Kırklareli'nin yeterli sanayisi yok, bu konuda da belki biraz daha ağırlık verilmesi gerekir. İstanbul gibi Türkiye'nin en büyük kentine yakın ve tarımsal üretimi iyi olan bir ilde tarıma dayalı sanayinin gelişmesi için bazı önlemler alınmalı ve bu konuda teşvik paketleri açıklanmalıdır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)