• DOLAR 34.467
  • EURO 36.364
  • ALTIN 2869.732
  • ...
Karne döneminde çocuk psikolojisi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DENİZLİ - Uzun ve yorucu bir eğitim öğretim yılının ardından öğrencilerin sabırsızlıkla beklediği yaz tatilinin nihayet başlamak üzere olduğunu belirten Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Ülkü Akyol Ardıç, ailelerin de heyecanlı ve endişeli bekleyiş içerisinde olduğunu söyledi.


Ardıç, "Çocukların karne alacakları dönemler yaklaştıkça her ailede büyük bir heyecan başlamaktadır. Karnedeki notların nasıl olacağı önceden bilinse de bu heyecanın yaşanması kaçınılmaz olmaktadır. Çocuğun sınav sonucunda aldığı notlar her zaman gerçeği yansıtmasa da maalesef hayatı yönlendiren değerlendirmeler arasında yer almaktadır. Bu noktada karnesi kötü gelenlere özellikle gelecek eğitim öğretim yılına hazırlık açısından ailelerin çok kötü davranmaması, çocuğu çok ezecek cezalar vermemesi, iyi gelenlere ise özellikle çok pahalı hediyeler alınmaması gerekmektedir. Her anne baba çocuğunun okul yaşamında başarılı olmasını yüksek notlar almasını istemekte ve bunun için birçok fedakârlıkta bulunmaktadır. Okul yıllarının başından itibaren çocuğa başarı ve ya başarısızlığının öncelikle kendi yaşamı için önemli olduğunun uygun bir şekilde anlatılması gerekmektedir. Böylece çocuk etrafındakileri memnun etmek ya da cezalandırmak için değil, kendi yaşamı için başarılı olma motivasyonunu kazanabilecektir" diye konuştu.


"Çocuğun okul yaşamı takip edilmeli"
Ailelere düşen en önemli görevlerden birinin çocuğun okul yaşamını yakından takip etmek olduğuna vurgu yapan Ardıç, bunu gerçekleştirmenin yolununsa yargılamadan, hemen çözüm üretmeye ya da akıl vermeye çalışmadan çocuğun kendileriyle rahatlıkla konuşabileceği, sorunlarını paylaşabileceği ve gerektiğinde yardım isteyebileceği aile ortamını yaratmaktan geçtiğini belirtti.


Ardıç sözlerini şöyle sürdürdü, "Böylece anne-babalar çocuğun okul yaşamı ya da derslerle ilgili yaşayabileceği zorlukları zamanında fark edip, öğretmenlerle ilişkiye geçerek çocuğun ihtiyaçları doğrultusunda olumsuz bir karneyle karşılaşmadan önce önlem alma şansını yakalayabilmektedir. Bu noktada başta Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olmak üzere Disleksi, Depresyon ve Davranım Bozukluğu gibi çocukta akademik başarısızlığa da neden olan hastalıkların önceden tanınıp tedavi edilmesi de önem kazanmaktadır."


"Yaz tatili başıboşluk anlamını taşımamalıdır"
Ardıç, ailelere çocukların yaz tatilini nasıl geçirmeleri gerektiği konusunda da uyarı ve tavsiyelerde bulunarak şunları kaydetti: "Yaz tatili boyunca tatil yapamayacak olan bir grup var; üniversite sınavına hazırlananlar. Onlara özellikle tatilin bir ayını dinlenerek geçirmelerini öneriyorum. Ancak bu konuda karar verirken çocuk ile beraber karar vermek, ilgi alanlarına yönelik bir okul seçmek gerekmektedir. Bu süre de bir ayı çok geçmemelidir. Çünkü zaten yıl boyunca bu disiplinden sıkılan çocuk yaz boyunca aynı disiplin devam edince bunalıma girebilir. Bunun haricinde ergenler ise daha çok arkadaşlarını tercih etmekte, arkadaşları ile vakit geçirmeyi seçmekteler. Onlara da bu özgürlüğü tanımak önemlidir. Ama her zaman için aileler, yaz tatilinin başıboşluk, bütün gün oturup televizyon seyretmek ve bilgisayar başında vakit geçirmek anlamına gelmediğini akılda tutmalıdırlar" dedi.


Ardıç, ailelerin, yaşı ve cinsiyetine göre çocuğu tanıdık bildik bir yere yarım gün çalışacak şekilde bir işe yerleştirebileceklerini, böylelikle okulda edinilmiş olan sorumluluk duygusunu, becerileri ve disiplini de devam ettirmiş olacaklarını sözlerine ekledi. (Necmi Durmazer-İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir