EVLENMEK ZORLAŞTI BOŞANMALAR ÇOĞALDI
Günümüzde mutlu bir aile yuvası kurmak hem insani hem maddi anlamda kolay olmadığı gibi evlenip de yuva kurduktan sonra gereği gibi sürdürebilmek de zorlaştı. Şer güçlerin, sapkın güruhların, Aile kurumuna yönelik saldırıları bir yana çocuklarını evlendirecek ailelerin ise evliliği zorlaştıracak maddi külfeti adeta zorunlu kılmaları, evlenecek gençleri kara kara düşündürüyor. Gazetemize açıklamalarda bulunan TESSEP Dönem Başkanı Bildane Kurtaran, “Maddenin yüceltildiği, mananın küçümsendiği ve değer yargıların hızla değiştiği büyük bir toplumsal değişim süreci yaşıyoruz” diye konuştu,
DOĞRUHABER
Evlenmek, mutlu bir aile yuvası kurmak her insanın hayali ve önceliği. Hz. Âişe’den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Nikâh benim sünnetimdir. Kim benim sünnetime uygun davranmazsa benden değildir. Evlenin. Çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim…”
Yüce Allah insanı bir erkek ve bir dişiden yarattı. Allah (c.c.), İlk insan ilk peygamber Hz. Adem’i ve sonrasında Hz. Havva’yı yaratmasıyla birlikte başlayan insanlık serüveni ve dahi aile olma mefhumu günümüze kadar süregelmiş ve kıyamete kadar da devam edecektir. Şanı yüce Allah’ın Meleklere, “Halifem” dediği Hz. Adem’e secde etmelerini istemesi, İblis’in(Şeytan) ise “Beni ateşten yarattın, O'nu (Adem'i) ise topraktan...” diyerek isyan etmesiyle başlayan ve Allah’ın kıyamete kadar süre verdiği Şeytan ile insanoğlunun mücadelesidir süregelen…
Günümüzde mutlu bir aile yuvası kurmak hem insani hem maddi anlamda zorlaştığı gibi evlenip de yuva kurduktan sonra gereği gibi sürdürebilmek de her babayiğidin harcı olmaktan çıkıyor, çıkarılıyor adeta. Son zamanlarda şer güçlerin, sapkın güruhların, Aile kurumuna yönelik saldırıları bir yana çocuklarını evlendirecek ailelerin ise evliliği zorlaştıracak maddi külfeti adeta zorunlu kılmaları, evlenecek gençleri kara kara düşündürüyor. Diğer yandan ise istatistik verilere de yansıyan ve çevremizde artık çok sıkça duyduğumuz, şahit olduğumuz boşanmalar… İslam’ı gereği gibi yaşamama, dünyaya meyletme, kanaatsizlik gibi sebeplerin yanı sıra bir ceviz kabuğunu doldurmayan nedenler ve hatta hiçbir sebebin olmadığı boşanmalar, neslin tehlikeye girdiğini en bariz şekilde ortaya koyuyor.
TÜİK verilerine göre Türkiye’de son 20 yılda evlenme oranı düşerken boşanma oranı hızla yükseliyor. 2021’de 562 bin evlilik yapıldı, 174 bin de boşanma kayda geçti. 2001-2021 arasını kapsayan son 20 yılda bin kişilik nüfus başına düşen evlenme sayısını ifade eden 'kaba evlenme hızı' yüzde 20 düşerken 'kaba boşanma hızı' ise yüzde 47 arttı. Boşanmaların başlıca nedenleri arasında ‘Sorumsuzluk ve ilgisizlik’, ekonomik nedenler, İçki ve uyuşturucu madde kullanımı, Dayak, Kötü muamale’ gibi sorunlar oluşturuyor.
BİR İYİLİK HAREKETİ OLARAK TESSEP…
Ancak ailenin tahrip edilmesine yönelik tüm Aile kurumunun sağlamlaştırılması için toplumda ciddi anlamda çalışmalar yapan iyilik hareketleri de mevcut. Bu iyilik hareketlerinden biri de TESSEP.(Tesettür Seferberliği Platformu)
Evliliklerin zorlaştırılması ve boşanmaların artmasına yönelik olarak gazetemize konuşan Tessep Dönem Başkanı Bildane Kurtaran, önemli açıklamalarda bulundu.
MADDENİN YÜCELTİLDİĞİ, MANANIN KÜÇÜMSENDİĞİ BÜYÜK BİR TOPLUMSAL DEĞİŞİM SÜRECİ YAŞIYORUZ
Aile kurumunun içine düştüğü tehlikelere dikkat çeken Kurtaran, “Türkiye’de son 20 yılda evlenme oranlarının hızla düştüğü herkesçe malum. Ancak 2021 ve 2022 yıllarında bu oranın daha fazla arttığını ve buna paralel olarak, boşanma oranlarının da hızla arttığını görüyoruz. Hatta bu sadece Türkiye’ye has bir durum değil, tüm dünyada da yaşanan bir durum. Her ne kadar bu sonuçta pandemi döneminin ve son dönemlerde yaşanan ekonomik krizlerin etkisi çok büyük olsa da, genel olarak değerlendirdiğimiz zaman, çok daha farklı etkenler olduğunu söylememiz gerekir. Zira dünya ölçeğinde değerlendirdiğimiz zaman, gerek pandemiler, gerekse ekonomik krizler ve savaşlar daima olmuştur. Ancak bu durum evlenmeye, aile olmaya, aile olarak kalmaya dair, bu denli olumsuz bir tesir bırakmamıştır. Buradan yola çıkarak şunu ifade edebiliriz: Özellikle kentleşmenin, sanayileşmenin ve buna paralel olarak da teknolojinin neden olduğu büyük bir toplumsal değişim süreci yaşıyoruz. Maddenin yüceltildiği, mananın küçümsendiği bir süreç.” Diye konuştu.
DEĞER YARGILARI HIZLA DEĞİŞİYOR
İnsani değerlerin hızla değişime uğradığı bir sürecin yaşandığını ifade eden TESSEP Başkanı Kurtaran, “Bu değişim süreciyle beraber değer yargıları da değişiyor hızla. Bu bağlamda evlenmeye, aile olmaya dair bakış açıları ve yüklenen mana da değişmiş durumda. Örneğin fedakârlık, sabır, kanaat, sadakat, vefa gibi- aile olmanın mayası olan erdemlerin yerini farklı kıstaslar almış durumda. Bunun yanı sıra empoze edilen, cinsiyet rollerinin yer değiştirmesini de zikretmemiz gerekiyor.
Tüm bu etmenler neticesinde, seküler, maddeci ve faydacı bir yaklaşımla evlenen çoğu fert, daha aile olmanın tadına varmadan, en ufak problemlerde dahi boşanmayı tercih edebiliyor.
Somut bir örnek verecek olursak; günümüz şartlarında çoğu evlilik adayının önceliklerinin madde endeksli olduğunu görüyoruz. Ev almadan, evini modern dünyanın empoze ettiği şekilde dayayıp, döşemeden, evlenmeye yanaşmayan gelin adayları, iyi bir iş sahibi olmadan, en az önündeki birkaç yılı maddi anlamda garanti (!) altına almadan evlenmek istemeyen damat adayları çoğunlukta. Hatta maddiyatın bu kadar öncelenmesi nedeniyle çeyrek asırlık evliliklerin çatırdadığına şahit oluyoruz toplum olarak.” diyerek toplumsal gerçekliği ortaya koydu.
MESELE SADECE EKONOMİK OLMAKTAN DA ÇIKTI
TESSEP Başkanı Kurtaran, evliliğin zorlaştırılması ya da boşanmaların çok kolay hale gelmesinin sadece ekonomik nedenlerden kaynaklanmadığını, gelinen aşamada İslam’dan uzak yaşamın ve kişinin kültür ve geleneklerinden uzaklaşmasıyla artık neden aramaksızın da gelişebildiğini ifade etti.
Kurtaran, “Sadece ekonomik anlamda da değil, değişen değer yargıları nedeniyle de sabır ve anlayıştan uzak yaklaşımlar da boşanmaların bir diğer nedeni. Evlilik sürecinde ve sonrasında da, her türlü problemin yaşanması olası bir durumdur. Fakat bu konuda da benmerkezci yaklaşımların, biz olmaya engel olan fedakârlıktan uzak menfaatçi yaklaşımların etkisini de unutmamak gerekiyor.
Zira popüler kültürden, dijital dünyadan beslenen insan için, maddi, manevi sorunlarda sabretmek, çare aramak, birbirine destek olmak yerine evliliği bitirmek daha makul bir seçenek olarak sunuluyor. Merhamet, vefa, kanaat, sabır, şükür gibi, evliliğin yaralarını saracak, tedavi edecek sabiteler alaşağı ediliyor. En nihayetinde evlilik ve boşanma konusu değerlendirildiğinde şunu görüyoruz. Evliliğe yüklenen anlam, evlilikten yana beklentiler, evliliğe karşı bakış açısı, sonraki zamanlarda boşanmaya dair yaklaşımları ve kararları da etkiliyor, yönetiyor.” dedi
VAZİFEMİZ; ÖRNEK AİLELER İNŞA ETMEK
Evliliğin yüce Allah tarafından kodlanan fıtri bir ihtiyaç olduğunu belirten Kurtaran, şöyle konuştu;
“Boşanmak Allah’ın sevmediği bir helâldir ve ancak başka çözümün olmadığı durumlarda başvurulacak bir çıkış kapısıdır. Evlilik ve aile olmak ise insanın fıtratına yüce Allah tarafından kodlanan fıtri bir ihtiyaçtır. Varlığı rahmet ve bereket. Yokluğu ise insan için daima huzursuzluk, mutsuzluk ve karanlık bir boşluktur. Çok zikrettiğimiz ve belki de üzerinde hakkıyla düşünemediğimiz Rum süresinin 21. Ayetinde ne buyuruyor Rabbimiz:
“Onda ‘sükûn bulup durulmanız’ için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir toplum için gerçekten ayetler vardır.”
Ekonomik krizler, pandemiler, maddi manevi her türlü imtihanlar muhakkak olacaktır. Ancak, evlilikte, aile olmakta arayacağımız en önemli hususlar, sükûn bulmak, ayrıca sevgi ve merhamettir... Geri kalan diğer arayışlarda kaybolan her fert, ya evlenmekten kaçınacak veya boşanmaya meyledecektir. Bu durumda topluma rol model olan müminlere ve müminelere çok büyük bir vazife düşmektedir. Her türlü olumsuzluğa rağmen, sevgi, merhamet, sadakat, vefa ve özenle beslenen bir ilgiyle, örnek aileler inşa etmek. Hem kendilerine ve hem de topluma sükunet aşılayacak İslam’ın evlerini.. Karanlık asrın, topluma yön verecek, yordam kazandıracak nurdan kandillerini oluşturmalıyız.”