Teknoloji ve madde bağımlılığına karşı nasıl tedbir alınmalı?
Her türlü bağımlılıkla mücadelede alınması gereken önlemler ile ilgili konuşan Temiz Toplum Derneği Başkanı Bilal Ay, intihar ile sonuçlanabilen oyunlara karşı çocukları korumak için onlarda daha fazla zaman geçirmek gerektiğini söyledi.
İnternet, hayatımızı birçok alanda kolaylaştırsa da içerisinde barındırdığı ve çocukların da kolayla ulaşabildiği içerikler sebebiyle de ciddi tehdit oluşturuyor.
Kimi zaman ailelerin biraz rahat zaman geçirmek adına çocuklarının ellerine tutuşturduğu telefon veya tabletler üzerinden oynanan ve bir süre sonra bağımlılık yapan oyunlar, zaman içerisinde çocukları şans oyunları adı altında kumara, ardından da uyuşturucuya doğru götürüyor. Hatta bazı online oyunlarda verilen konutlar sebebiyle birçok çocuğun intihar ettiği şeklinde haberler de zaman zaman gündemde yer aldı.
İnternette çocukları bekleyen tehlikeler, oyun ve kumar bağımlılığı, madde bağımlılığı gibi konularda İLKHA muhabirine konuşan Temiz Toplum Derneği Başkanı Bilal Ay, alınması gereken önlemlere ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
"Oyunların yüzde 90'ı çocuklarımızı kumara sürüklüyor"
Temiz toplum hareketi olarak aileleri uyarmaya devam etiklerini hatırlatarak konuşmasına başlayan Ay, "Özellikle çocukların evden dışarıya çıkmadıkları dönemlerde teknoloji ile çok fazla muhatap olması, bilgisayar oyunlarına kendilerini kaptırmaları çok ciddi sonuçlar doğuruyor. Hep altını çizerek ifade ettiğimiz bir husus var. Çocuklarımızın ellerindeki tabletlerde, bilgisayarlarda oynadıkları oyunlar, düşünüldüğü kadar masum değil. Bu oyunların yüzde 90'ı çocuklarımızı kumara sürüklüyor. Büyük bir kısmı da intihara doğru bir yol taşı oluyorlar. Dolayısıyla aileler yakinen televizyon programlarında, haber programlarında görüp gözlemliyorlardır. Bu hususlara dikkat etmeliler. Aksi takdirde yarın çok geç olabilir. Çocuklarımızın hangi oyunları oynadığını, nasıl bir ruhsal durum içerisine girdiklerini görüp gözlemlemek lazım. Onlarla daha çok ilgilenmek, vakit geçirmek lazım. Çocuklar doğayla hemhal olmalarını sağlamak lazım. Eş, dost, akraba ziyaretlerine götürmek lazım. Teknolojinin yerine muadil alanların açılması gerekiyor." dedi.
"Uyuşturucu bağımlılığına karşı okul ve aile arasındaki bağların güçlendirilmeli"
Uyuşturucu bağımlılığına karşı her okul dönemi yaklaştığında yaptıkları uyarıları yineleyen Ay, "Her okul dönemi yaptığımız ikazlar var. Bunlardan ilki uyuşturucu. Malumunuz her geçen gün çevremizde rastladığımız hadiselerden birisi uyuşturucu. Ailelerin sıkıntılarını biliyoruz. Ailelerin ne kadar büyük problemler yaşadıklarını daha önceki programlarda da aktarmıştık. Uyuşturucuya karşı da çocuklarımızı korumak zorundayız. Özellikle okul çevrelerinde alınan bir takım önlemler var ama okul ve aile arasındaki bağların mutlaka kuvvetlendirilmesi gerekir. Çocuklarda bir takım değişiklikler varsa bunun üzerine gidilmelidir. Arkadaş çevresi değişiyorsa, farklı alanlarda vakit geçiriyorsa aileler mutlaka çocukla ilgilenerek bu değişikliğin sebebini araştırmalıdır." diye konuştu.
"Bağımlılığa karşı aileler çocuklarıyla daha fazla zaman geçirmeli"
Çocukları ve gençleri bekleyen büyük tehlikelerden birisinin de kumar olduğunu hatırlatan Ay, "Ülkemizde şans oyunları adı altında oynatılan kumar oyunları var. Özellikle televizyon reklamlarında, spor gazetelerinde, otobüslerin arkasında, direklerde bu şans oyunlarının, bahis reklamlarının yapıldığını görüyoruz. Bunlarla alakalı sizin vasıtanızla yetkililere seslenmiş olalım. Çünkü bu bir tarafıyla anayasal suç. Anayasanın 58'inci maddesi 'devlet vatandaşını alkol, uyuşturucu ve kumardan koruyacak önlemler almakla mükellef' olduğunu söylüyor. Spor toto adı altında ülkemizde şans oyunları ismiyle kumar oynatılıyor. Bu çocuklarımıza cazip geliyor. Çünkü seyrettiğimiz televizyon dizileri, bir tarafıyla kolay yoldan zengin olmayı özendiriyor. Orada milyonlara ulaşmak çok kolay gösterildiği için çocuklarımızın zihinleri oraya yöneliyor. Dolayısıyla basit bir adım atarak kumara bulaşıyorlar, sonraki adımda çocuklarımız yasa dışı kumara da sürüklenebiliyorlar. Kumar ile başlayan bağımlılık uyuşturucuya da kayabiliyor. Onun için aileler özellikle çocuklarıyla zaman geçirmeye, onlara sarılmaya, onları dinlemeye mutlaka vakit ayırmalılar. Yine hep söylediğimiz şey var. Toplum olarak biz sokaktaki çocukları da kendi çocuklarımız olarak görmek zorundayız. Eğer bir aksaklık, eksiklik varsa bu manada adımlar atma zorundayız. Yoksa çocuğumuz değil deyip kenara çekilirsek Allah korusun aynı imtihanı biz de vermek durumunda kalabiliriz." şeklinde konuştu.
Bağımlılıkla mücadele yeterli mi? Nasıl bir yol izlenmeli?
Uyuşturucu ile mücadelenin yetersiz olduğunu ve yeni yöntemler geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Ay, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Uyuşturucu ile mücadelede iki tür adım atıyoruz. Birincisi önleyici tedbirler. Temiz çocukların kirlenmemesi bataklığa düşmemesiyle ilgili adımlar atılmalıdır. İkincisi; kandırılan, bataklığa düşen çocuklarımızı bataklıktan çıkarılmasıdır. Elini uzatıp 'beni kurtarın!' diyen çocuklarımız kurtarabilmemiz lazım. Hep ifade ediyoruz. AMATEM'lerin, ÇAMATEM'lerin, bağımlıları tedavi etmekle mükellef olan kuruluşların yetersiz olduğunu biliyoruz. Hem yatak sayısı hem bina olarak yetersiz olduğunu hep söylüyoruz ama bir problem daha var. Nicelik olarak problem var ama nitelik olarak da problem var. AMATEM'lerde uygulanan tedavi yöntemleri maalesef çocuklarımızı tam manasıyla ıslah etmiyor. Dolayısıyla bir paradigma değişikliğine ihtiyaç var. Diğer taraftan o binaların hem kalitesini hem sayısını artırmak lazım. Yine uyuşturucu tedavisinden sonraki süreçte rehabilitasyon alanlarının da faaliyete geçirilmesi lazım. Bunları sürekli, dile getiriyoruz ama gelinen noktada hala büyük adımları atılması gerektiğini görüyoruz. "