Van Gölü sahillerinde etçil “sarıkız” örümceği paniği
Bitlis Eren Üniversitesi Öğretim Üyesi Cihan Önen, Van Gölü sahilinde görüntülenen ve halk arasında “Sarıkız” olarak bilinen etçil örümceğin halk sağlığı açısında tehdit oluşturduğunu belirtti.
Güçlü çeneleri sayesinde et parçalarını rahatlıkla koparıp yiyebilen sarıkız örümceği paniğe neden oluyor.
Akşam saatlerinde öğretim görevlisi arkadaşlarıyla Van Gölü’nün Adilcevaz sahilinde kamp yaparken karşılaştıkları sarıkız örümceği karşısında şaşırdıklarını belirten Önen, iriliğiyle dikkat çeken ve sıçrayabilme özelliğine sahip örümceğin, yaşam alanlarında bulunmasının halk sağlığı açısında tehlike oluşturduğunu söyledi.
Van Gölü kıyısında sarıkız örümcek istilası
Topluma açık sahillerde tehlikeli bu kadar canlının bir arada olması ürpertici olduğunu belirten Önen, “Uzun yıllardan beri vahşi yaşam ve uzay gözlemi yapmaktayım. Aynı zamanda gözlemlediğimi kaydetmekteyim. Geçtiğimiz günlerde kamp yaparken ilginç, ürkütücü ve tehdit edici karelerle karşılaştık. Bir anda halk arasında ‘sarıkız’ diye bilinen canlıların istilasına uğradık. İlk etapta anlam veremedik, şaşkınlık oluşturdu. Topluma açık bir sahilde bu kadar tehlikeli canlının olması bizde bir ürperti oluşturdu.” dedi.
Halk sağlığı açısında ciddi tehdit oluşturuyor
İnsanlara açık alanlarda bu canlıların bulunmasının tehlike oluşturduğunu dile getiren Önen, şunları söyledi:
“Bunlar etçil canlılar. Tok olduklarında kolay kolay insanlara gelmez. Özellikle sahil gibi insanlara açık alanlarda bulunması, halk sağlığı açısında ciddi tehdit oluşturur. Özellikle akşam saatlerinde insanlar farkında olmadan kamp yaparken ya da oturup sahili, ayın mehtabını izlerken, bu canlılar tarafından ansızın ısırılabilirler. Isırdıkları yerlerde bedensel tahripler oluşturur, aynı zamanda psikolojik tahribatta meydana getirirler. Çocuklar bu tip saldırıya maruz kalırsa, ömür boyu örümcek fobisi meydana getirir. Sadece çocuklarda değil, yetişkinlerde de psikolojik tahribat oluşturur.”
Haşerelerle yaşam alanlarında mücadele edilmeli
Bu ve benzeri haşerelerle mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizen Önen, “Bunlar normal doğalarında olması, insanlar açısında zararlı olmaz. Bunlar doğada aynı zaman seleksiyon dönüşümünde önemli canlılar. Fakat sahilde, insanların ev ve bahçelerinde olması ciddi tehdit oluşturur. Haşerelerle yaşam alanlarında ciddi bir mücadele gerektiriyor. Üreme ortamları bozdurularak ya da ilaçlama yapılarak mücadele edilebilir. Bu tehditlere karşı halkın eğitilmesi gerekiyor. Toplumumuzdaki birçok insan bunun zararları hakkında bilgi sahibi olmayabilir.”
Haşerelerden korunmak için neler yapılmalı?
Önen, havaların en sıcak olduğu bu dönemlerde, kendini Van Gölü’nün serin sularına bırakan insanların dikkatli olması gerektiğini söyledi.
Önen, “Ağustos ayı, sıcakların tepemize çöktüğü zamanlar. Bu yörede insanlar serinlemek için kendini Van Gölü’nün serin sularına bırakıyor. Akşam saatlerinde bunlar daha çok ortaya çıkıyor. İnsanlar bu tehlikenin farkında değiller. Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da bu çok yaygın. Özellikle bu tür yerlerde çöpler ulu orta yere atılmamalı. Haşereler, zararlı canlılar, özellikle çöplerde üreme ortamları oluşturmasına zemin hazırlarlar. Hayatta hepimizin başına gelebilir. Akrep sokması veya sarıkız ısırması durumunda soğukanlığımızı korumalıyız. Panik yapmadan en yakın sağlık kuruluşuna gidebiliyorsak gidilmeli, gidemiyorsak hemen 112’yi arayıp en yakın acil serviste müdahale edilmesi gerekiyor.” diye konuştu. (İLKHA)