Şuayb aleyhisselam kimdir? Medyen halkı nasıl helak oldu?
Kur’an-ı Kerim, Medyen ve Eyke halkının uğratıldığı azaptan çok kısa bahsetmiş, teferruata girmemiştir. Bu hususta verdiği bilgi, Medyen halkının korkunç bir gürültüyle birlikte meydana gelen şiddetli bir depremle, Eyke halkının ise gölge azabıyla helak edildiği, Hz. Şuayb (a.s.) ve ashabının ise Allah'ın rahmetiyle her iki azaptan hariç tutulduğunun bildirilmesinden ibarettir.
Medyen halkına gönderilen bu azap, A'raf ve Ankebut sûrelerinde şiddetli bir deprem (recfe) olarak zikredilir. Bu deprem sonucu inkarcı zalimlerin tamamı, bulundukları yerlerde ölmüşler ve cansız eşyalar haline gelmişlerdi. Sanki onlar, daha önce bu yurtlarında ikâmet edip, orayı şenlendirmemişlerdi. Müşriklerin bu korkunç sonunu gören Hz. Şuayb (a.s.), geçmişin bir muhasebesini yaparak, onlara karşı üzerine düşeni yaptığını, Allah'ın mesajını onlara ulaştırdığını ve öğüt verdiğini söyledikten sonra sözlerini şöyle tamamlamıştı: "Şimdi kâfir bir kavme nasıl acırım?" Merhum Elmalılı'nın ifadesiyle, "Hz. Şuayb (a.s,), ilk önce kavminin helak olmasından dolayı bir üzüntü duydu, fakat onların üzülmeye lâyık olmadıklarını ve küfürleriyle azabı hak et-tiklerini düşünerek, onlarla olan bütün manevî ilgisini kesti. Kısacası 'oh olsun!' demedi; ancak 'vah' etmenin de caiz olmayacağını düşünerek ve böyle söyleyerek onlardan tamamen yüz çevirdi," Onların başına gelen korkunç deprem, A'râf sûresinde şöyle anlatılmaktadır:
"Derken onları şiddetli bir deprem (recfe) yakalayıverdi de evlerinde dizüstü çökekaldılar. Böylece Şuayb'ı yalanlayanlar, sanki orada hiç sefa sürmemiş gibi oldular. Asıl hüsrana uğrayanlar, Şuayb'ı yalanlayanlar olmuştu. Şuayb onlardan öteye döndü ve 'Ey kavmim, Allah biliyor ki, size Rabbimin mesajını ilettim, size öğüt de verdim; şimdi kâfir bir kavme nasıl acırım?' dedi.
Ankebût sûresinde de şöyle denilmektedir:
"Medyen kavmine de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik; vardı dedi ki: 'Ey kavmim! Allah'a ibadet edin de son güne ümit besleyin; bozgunculukla yeryüzünü berbat etmeyin!' Buna karşı onu yalanladılar, derken, onları şiddetli bir deprem (recfe) yakalayıverdi de yurtlarında dizleri üstü çökekaldılar."
Hud sûresinde ise, Medyenliler'in helakinin, korkunç bir gürültü sonucu olduğu ve Allah Teâlâ'dan bir lütuf olarak Hz. Şuayb (a.s.) ve ashabının bu azaptan kurtulduğu bildirilmiştir:
"Emrimiz geldiğinde, Şuayb'ı ve beraberinde iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. O zulmedenleri ise, dehşet verici bir ses (sayha) yakaladı ve yurtlarında çöküp kaldılar.
Sanki orada şenlik kurmamışlardı. Bak işte Semûd gibi Medyen de defolup gitti."
Medyen kavminin helaki hakkında biri şiddetli bir deprem, diğeri korkunç bir gürültü olarak iki felâketten bahsedilmesi, bu iki hâdisenin birlikte vuku bulduğunu göstermektedir. Buna göre, korkunç bir gürültüyle birlikte şiddetli bir deprem meydana gelmiş olmalıdır.
Peygamberler Tarihi