Şimdi bu rekor hepimizin mi?
Türkiye çok garip bir süreç yaşıyor. Bir tarafta vatandaş kiralık ev sorunu yaşarken, kiralık ev fiyatları bir kaç kat artarken, enflasyon neredeyse her gün yukarı doğru tırmanırken diğer yandan da dış ticarette ise ihracat rekorları kırılıyor.
Mustafa Karakaş/Doğruhaber
Türkiye adeta 2 ayrı mevsim yaşayan bir ülke gibi.
İçeride son yılların en zor krizi ile uğraşılırken yumurtadan peynire, ekmekten akaryakıta kadar her şey zamlanırken;
Vatandaş başını sokacak bir evi kiralamakta bile zorlanırken diğer yandan ekonominin dış ayağında rekorların geldiği haberi yapılıyor.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, "Temmuz ayında ihracatımız, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 13,4 artışla 18,6 milyar dolar oldu. Bu, ölçülmüş en yüksek temmuz ayı ihracat rakamıdır." açıklamasında bulundu.
Dışarıya satış rekorları kıran ama içeridekinin alamadığı bir süreç.
Tuhaf bir rekortmenlik süreci.
Peki bu rekorlar marketlerdeki ürünlere yapılan zamların durmasına neden oluyor mu? ne gezer.
Peki o halde bu kırılan rekor sadece sermaye sahiplerine yansıyorsa, yani dışarıya mal satışı yapan şirketler kazanıyorsa bu rekor nasıl oluyor da halkın rekoru oluyor.
Vatandaş Rıza “ölçülmüş en yüksek temmuz ayı ihracat rekorundan” dolayı eve gidince sevinç çığlıkları mı atmalı?
Yoksa “çocuklar ekmek 5 lira oldu, biraz daha kanaat mı demeli”
Sahi başkasının şirketleri satış rekorları kırıyor diye biz niye sevinelim!
Hatta o rekorlar bugün yaşanan krizin bir nedeni olmasın?
Acaba dışarıya tavuk ve yumurta satan şirket TC vatandaşını artık fakir bir müşteri olarak görüp habire fiyatları arttırırken devleti yönetenler, “şirket bu ayda bir rekor getirebilir” diye kenardan izliyor olabilirler mi?
Değilse dışarıda kırılan ihracat rekoru içeride yaşanan enflasyon rekorunun acısına pansuman olabilir mi?