Irkçılık Çölleşmektir(O Ermeniyi dövdürmeyecektik!)
Bu ülkede yükselen ırkçı duygunun gözleri kör ettiğini görmek için artık göze bile ihtiyaç yok. Metrolarda dövülen Suriyeliler ve sokakta yürümekten korkan Arapların kervanına minibüste Çerkezce konuşmaktan çekinenler de katılacak
Mustafa Karakaş/Doğruhaber
Hep diyoruz faşizm bir imha ideolojisidir.
Bu ülkede ve tüm dünyada milliyetçilik, dışı vatanını sevmek cildi ile kaplanmış,içi yabancı düşmanlığı ile doldurulmuş karanlık bir kitaptır.
Bu kitaptan beslenen bir bireyin -kendisi dışındaki ile- barış ve huzur içinde yaşaması mümkün değildir.
Ümit Özdağ’ın provokasyonları ile bu ülkede korkunç bir faşist dalga yükseliyor.
Bu ülkedeki tüm muzıratı durduran, çağımızın dalgakıranı olan Müslümanlar daha doğrusu Müslümanlık bilinci harekete geçip şu faşist dalgayı durdurmasa maazallah korkunç şeyler yaşanabilir.
Önce Kürdü hizaya getir diye başlayan bu dalga son on yılda yerini Suriyeli ve Araplara bıraktı.
Birkaç gün önce minibüste ailesi ile anadili ile konuşan bir Çerkez’in minibüste uğradığı sözlü saldırı, dalganın boyutunu ortaya koyuyor.
Irkçılığın sarhoş ettiği 'Burası Türklerin ülkesi. Kürt-Çerkes fark etmez. Burada ikinci bir dil konuşamazsın.' Cümleleri sapmanın; dalaletin geldiği noktayı aslında çok güzel özetliyor.
Bazen trajik durumları mizah ile anlatmak meramı anlatma noktasında çok daha faydalı oluyor.
Anlatıma göre biri Kürt diğeri Türk üçüncüsü ise Ermeni olan üç arkadaş bir yaz günü yaya olarak yolculuk yapmak zorunda kalıyorlar.
Tabi eskiden şimdiki gibi her yerde dükkan, market yok.
Dağ başında acıkıyorlar.
Bir üzüm bağı görüyorlar, sağa sola bakınıyorlar, sahibi yok.
O halde biraz üzüm alıp yiyelim parasını da sahibinin görebileceği bir yere bırakır gideriz diye düşünmüşler.
Üzümleri almışlar buz gibi pınarda yıkadıktan sonra yemeye başlamışlar.
Bir müddet sonra bağın sahibi gelmiş. Yüzü öfkeden mosmor. Gücü yetse üçüne birden dalacak ama…
Adamların elbiselerinden kimin hangi milletten olduğunu anlamış. Kürt şalvarlı, Türk fesli, Ermeni’nin ise boynunda haç varmış.
Başlamış Ermeni’ye bağırmaya.
Ulan demiş!
- Bu Kürt'tür, benim din kardeşimdir. Bu Türk'tür benim öz kardeşimdir. Sen kimsin! Ermeni’yi bir güzel dövmüş.
Oturmuş Türk ve Kürd ile başlamış sohbete.
Biraz dinlendikten ve Türk ile Kürd’ün arasını milliyetçi sözlerle açtıktan sonra ayağa kalkmış Kürd’e dönmüş;
- Behey utanmaz demiş. O gavurdu helal haram bilmez, Bu Türk’tür gardaşımdır sen utanmaz mısın malımı yemeye demiş ve vurmaya başlamış.
Her ne kadar Kürd “vallahi parasını ödeyecektik” demeye çalışsa da bir güzel Kürdü de dövmüş.
Oturmuş dinlenmiş. Bir süre Türk'ün yüzüne bakmış.
Türk iriyarı soydaşından çekiniyor ama şimdiye kadar söylenen "biz kardeşiz" söylemlerinin bir işe yaraması temennisinde de bulunuyor.
Bağın sahibi iyice bir dinlendikten sonra Türk’e dönmüş yerde yatan Ermeni ve Kürdü göstererek;
Behey utanmaz bunlardan biri dinimden değil hadi yapar mı yapar,
Diğeri kanımdan değil hadi yapar mı yapar,
Sen hem kanımdan hem dinimdensin, sen nasıl bana bunu yaparsın, nasıl malımı çalarsın? Der ve başlar dövmeye.
Türk’te son darbesini alıp Kürd’ün yanına düşünce Kürde, yanındaki Ermeni’yi gösterir ve “bunu dövdürmeyecektik” der.
Evet Suriyeli ve Afganistanlı hakaretlere uğrarken ırkçılığa karşı sesini yükseltmek yerine susan sevgili Kürd sen zaten bu kafayı çok iyi tanırsın.
Seni unuttuklarını zannetme.
Sevgili Çerkez, Gürcü, Abaza, Arap…
Sizler, bizler, hepimiz bu toprakların farklı renkleriyiz…
Hatta Türk bile, sessiz kalması halinde bu ırkçı kafatasçı zihniyetin kurbanı olacaktır.
Malum o bağda Türk'te dayak yemekten kurtulamamıştı.
Irkçılar bizden birini kopardığında ses çıkarmazsak emin olun birer birer hepimizi kökünden kopartacak ve bu toprakları çölleştireceklerdir.
Binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan Kürd’e yüzlerce yıldır bu topraklarda yaşayan Çerkez’e minibüste dahi anadilini konuşamazsın diyen sapkın, hastalıklı bireyler yetiştiren bu sapkın ve insanlık düşmanı sistem bu toprakları çölleştirmiştir.
Bu topraklar insansız kalmasın istiyorsanız ırkçılığa karşı sesinizi yükseltin!
Kavminden dolayı hiç kimsenin hakarete, saldırıya uğramasına izin vermeyin!