Malcolm X’in hac notları
Taha Kılınç, Malcolm X'in Ekin Yayınları tarafından neşredilen eseri üzerinden bir takım hatırlatmalarda bulunuyor.
Malcolm X’in hac notları
“An itibariyle burada, gayrimüslimlerin gözlerine haram kılınmış olan, dünyanın en mukaddes şehri mübarek Mekke’de dinî ziyaretimi (hac) tamamlamış bulunuyorum. Hac ibadeti, tüm Müslümanların hayatlarındaki en mühim hadisedir ve şu an burada Arabistan dışından gelmiş 226 bin kişi bulunuyor. Türkiye’den 600 otobüsle gelen 50 bin kişi ise en büyük kontenjanı oluşturuyor. Ki bu bile, aslında Batılıların, Türkiye’nin İslâm’a sırt çevirdiği yönündeki propagandalarını boşa çıkarıyor.
Bugüne kadar 10 Amerikan vatandaşının dahi Mekke’yi ziyaret etmiş olduğuna ihtimal vermiyorum. Ve öyle inanıyorum ki, siyahî olarak Amerika’da doğup hac ibadetini fiilî olarak yerine getirebilmek büyük ihtimalle ilk bana nasip olmuştur.
Bunu övünmek için söylemiyorum. Sadece bunun ne büyük bir lütuf ve harikulade bir kazanç olduğunu belirtmek ve aynı zamanda sana entelektüel manada daha iyi fikir sahibi olma imkânı sağlamak istiyorum. Aktardıklarımın takdirini senin idrakine bırakıyorum.
Şehirlerin en kutsalına gerçekleştirdiğim bu ziyaret, benim için öylesine eşsiz bir deneyim oldu ki, en çılgın hayallerimin bile ötesinde, beklenmedik sayısız ikramla karşılaştım.
Cidde’ye varışımdan kısa süre sonra Prens Muhammed el Faysal tarafından karşılandım ve ondan, meşhur babası Ekselans Faysal’ın fermanıyla Suudi Arabistan Krallığı’nın misafiri olduğumu öğrendim.
O günden itibaren cereyan edenleri tarif etmek, ancak birkaç kitaba sığar. Fakat Ekselanslarının sayesinde özel makam aracı, şoför, dinî rehber ve hizmetimdeki hizmetkârlar eşliğinde Cidde, Mekke ve Medine’de otellerde kaldım. Hiçbir zaman bu kadar el üstünde tutulmamıştım ve hiçbir zaman bu kadar saygı ve hürmet karşısında kendimi daha mütevazı ve sıradan hissetmemiştim. Bu tür nimetlerin bir “Amerikan zencisi”nin üzerine yağdırılacağını kim tahayyül eder ki?
Lakin Müslüman âleminde, İslâm’ı kabul eden kişi beyaz veya siyah olmayı geride bırakır. İslâm tüm insanları “insan” olarak kabul eder, çünkü buradaki insanlar tevhid inancındadırlar. Onlar tüm milletlerin de aslında bir olduğuna, tüm abilerimiz ve kız kardeşlerimizle birlikte bir “insanlık ailesi” oluşturduğumuza inanırlar.
Burada, Arabistan’da gördüğüm samimi misafirperverliğe ve hakiki kardeşliğe bundan önce hiç şahit olmamıştım. Şu bir gerçek ki, bu kutsal ziyaret esnasında gördüğüm ve tecrübe ettiğim her şey, beni birçok düşünce kalıbını yeniden düzenlemeye ve daha evvel edindiğim kanaatlerimi bir kenara itmeye mecbur bıraktı.
Aslında bu hakikate uyum sağlama süreci bana çok da zor gelmedi. Zira inandığım her şeye sadakatle bağlı olmama rağmen, her daim zihnimi açık tutmaya gayret ediyordum. Zekâ vasıtasıyla arayışa çıkan kişi, esneklikle el ele ilerlemelidir. Açık bir zihin ise bu esnekliği yansıtmak için zaruridir, çünkü hakikat asla nihayete ermez.”
Malcolm X, kendisini yepyeni bir insana ve sağlam bir Müslüman’a dönüştüren o meşhur haccını eda ettikten sonra, ABD’deki dostlarından Gloria Owens’a Mekke-i Mükerreme’den yazdığı 25 Nisan 1964 tarihli mektubunda, duygularını böyle ifade ediyor. Mektuba Mekke’nin ve Kâbe’nin o yıllardaki görünümünü gözümüzde canlandırmamızı sağlayacak kartpostallar da eşlik ediyor. Malcolm, yine Owens’a gönderdiği bir kartpostalda hacdan sonra Afrika turuna devam edeceğini haber veriyor. Haccı takiben ayrıca Lübnan ve Mısır’ı da ziyaret ederek oradaki dostlarıyla buluştuğunu da yine tuttuğu günlüklerden, mektuplarından ve defterine aldığı notlardan biliyoruz.
Haccın dönüştürücü ve baştan inşa edici rolüne verilebilecek en büyük örneklerden biri herhalde Malcolm X’dir. Siyah ırkın üstünlüğüne meyletmiş bir insan olarak ayak bastığı Mekke’den, İslâm’ın evrensel ve ırklar üstü mesajını iliklerine kadar kavramış bir muvahhid olarak ayrılan Malcolm, sadece kendi serüvenini kemâle erdirmekle kalmamış, aynı zamanda kendisinden sonraki herkese “Hac aslında nedir?” sorusunun en esaslı cevaplarından birini de hazırlamıştır.
Yukarıdaki uzun alıntıyı, Malcolm X’in İslâm dünyasının merkezindeki uzun yolculuklarının notlarından oluşan “Hac Yolunda 1964 Günlükleri” (Ekin Yayınları, 2019) adlı kitaptan yaptım. Gidenlerin de gidemeyenlerin de hac heyecanını yaşadığı şu günlerde, kitabı bütün okurlara sitayişle tavsiye ediyorum.
Nasip olursa, cumartesi yazısında, yine bir başka mühtedinin, Alman diplomat Murad Wilfried Hofmann’ın hac izlenimlerine yer vereceğim. Bizi dışarıdan gören gözlerin yakaladığı ilginç detaylara dikkat kesilme adına…
Taha Kılınç / Yeni Şafak
Haksöz