Türkiye’de her yıl 3 bine yakın hasta kalın bağırsak kanserinden hayatını kaybediyor
Prof. Dr. Mustafa Ateş, Türkiye’de her yıl yaklaşık 20 bin kişiye kalın bağırsak kanseri tanısı konduğunu ve 3 bine yakın hastanın da bu nedenle hayatını kaybettiğine dikkat çekti.
Genel Cerrahi ve Kalın Bağırsak Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ateş, kalın bağırsak kanserinin belirtileri, oluş süreci, teşhisi ve önlenmesi ile ilgili İLKHA’ya önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de her yıl yaklaşık 15-20 bin kişiye kalın bağırsak kanseri tanısı konulduğunu ve her sene 3 bine yakın hastanın vefat ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Mustafa Ateş, hastalığı basit bir kolonoskopi ile önlemenin mümkün olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Ateş, 50 yaş üzerinde olmanın, çok fazla kızartmalı ve yağlı gıdalarla beslenmenin, obez olmanın, alkol ve sigaranın birlikte tüketimi ve bazı vitaminlerin eksikliğinin kalın bağırsak kanseri riskini arttırdığına dikkat çekti.
Bingöl’ün Solhan ve Genç ilçelerinde kalın bağırsak kanseri hastalığının genetik olduğunu ve en çok hastaların bu ilçelerden geldiğine dikkat çeken Ateş, aile hikayesi olmayan ve 50 yaşın üzerinde olanların 5 yılda bir, özellikle Bingöl’ün Solhan ve Genç ilçelerinde yaşayan ve aile hikayesi bulunanların ise düzenli olarak tetkiklerini yapmaları tavsiyesinde bulundu.
Kalın bağırsak kanseri oluşum sürecinin 10 yıl sürdüğünü belirten Ateş, bundan dolayı erken teşhisin çok önemli olduğunu söyledi.
“Kalın bağırsak kanserinden Türkiye’de her yıl 3 bine yakın hasta hayatını kaybetmekte!”
İnsan ölümlerine neden olan kalın bağırsak kanserinin akciğer kanserinden sonra dünyada ikinci sırada olduğuna dikkat çeken Genel Cerrahi ve Kalın Bağırsak Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ateş, “Dünyada en sık görülen ve ölüme sebep olan akciğer kanserleri birinci sırada. İkinci görülen meme ve prostat kanseri ölüm oranı o kadar fazla değil ama üçüncü sırada sık görülen ve en sık ölüm nedenlerinden ikinci olan ise kalın bağırsak kanserleri. Kalın bağırsak kanserinin toplumda yüzde 2,5 görülme sıklığı var. Türkiye’de her yıl 15-20 bin kişiye kalın bağırsak kanseri tanısı konulmakta ve her sene 3 bine yakın hasta da kalın bağırsak kanserinden ölmekte.” diye dikkat çekti.
“Kalın bağırsak kanserinin oluşum süreci 10 yıl sürmekte”
Kalın bağırsak kanserlerinin hem erken teşhis edilebildiğini hem de önlenebileceğine vurgu yapan Ateş, “Kalın bağırsak kanserinin oluşum süreci 10 yıl sürmekte ve bir et beninden meydana gelmekte. Bu et beni basit bir kolonoskopiyle alınabilmekte. O yüzden bu kanserlerin farkındalığı çok önemli. Avrupa’da, Amerika’da, Uzakdoğu’da ki birçok gelişmiş ülkede kalın bağırsak kanserleri için büyük abdestte tarama programları yapılmakta. Tarama programları ülkemizde de KETEM ve Aile Sağlığı Merkezlerinde yoğun yapılmakta. Basit bir test ile gayta da gizli kan bakılabiliyor daha sonrasında da kolonoskopi ile yapılabiliyor.” dedi.
“Kalın bağırsak kanserleri erken tanındığında tedavi edilebilmekte”
Kalın bağırsak kanserlerinin risk faktörlerine de değinen Ateş, şöyle devam etti: “50 yaş üzerinde olmak, çok fazla kızartmalı ve yağlı gıdalarla beslenmek, obez olmak, alkol ve sigaranın birlikte tüketimi ve bazı vitaminlerin eksikliği kalın bağırsak kanseri riskini arttırmakta. Kalın bağırsak kanserleri erken evrede tanındığında tedavi edilebilmesine karşın geç evrede tanındığında karaciğere metastaz yapıp oraya sıçrayabilen bir kanser olması nedeni ile de ciddi maliyetlere, uzun süre hastanede yatışlara neden olabilmekte. Oysaki erken tanındığında kalın bağırsak kanserleri basit bir kolonoskopi ile hemen o et beni alınarak kanser oluşmadan önlenebilen, yegâne kanserlerden biri.”
“Kalın bağırsak kanserinde Bingöl’ün Solhan ve Genç ilçeleri çok dikkat çekmekte”
Erken tanı için hastanelerde, aile merkezlerinde gaytada gizli kan ve kolonoskopi yapılabildiğini ve bu konuda herkesin duyarlı olması gerektiğine vurgu yapan Ateş, “Eğer aile bireylerinde kalın bağırsak kanseri varsa daha erken bir şekilde davranmak gerekir. Diğer ayrı bir konu ise üzerinde çok durmak istediğim Bingöl'ün Solhan ve Genç ilçeleri. Kalın bağırsak kanseri konusunda bu bölgede genetik ailesel bir hastalık gurubu var. Malatya’da yaptığımız ameliyatlarda en çok dikkatimizi çeken bu bölge. Şimdiye kadar 100 tane hasta aynı aile bireylerinden ya da aynı bölgeden, özetle Bingöl Solhan çok dikkat çekmekte. Bu bölge Türkiye’nin dışında özel önem arz eden bir yer. Çünkü buradaki hastalıklar daha çok genetik oluyor ve bu bölgede akraba evliliklerinin çok fazla olması sebebi ile burada fazla görülüyor. Buraya özel önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bingöl Solhan’daki hastaların kanser olmadan ameliyat edilmeleri daha faydalı olacaktır. Ne yazık ki bizim yaptığımız çalışmalarda bu hastaların yüzde 80’i 30’lu 40‘lı yaşlarda kanser olarak bize geliyor. Oysaki biz bunların kanser olacağını biz doğar doğmaz biliyoruz. 40 yaşına geldiğinde bu hasta gurubunun özellikle önem göstermesi gerektiğini, Bingöl Solhanlı hemşerilerimin de bu konuda daha yakın takipte olmalarını şiddetle öneriyorum. 50 yaşın üzerindeysek ve aile hikayemiz yoksa 5 yılda bir, eğer 50 yaşın altında aile hikayemiz varsa ailede kanser olan bireyden 5 yıl önce kendi tetkiklerimizi yapmak gerekiyor. Çünkü bu kanserin bir et beninden, kansere dönüşmesi kalın bağırsakta 10 yıl sürüyor. 5 yılda bir siz kolonoskopi ile girip basit bir endoskopi ile kökünden o et benini aldığınızda; kanserden, ışından, kemoterapiden kurtulabilirsiniz. Eğer aile hikayeniz var ise ya da Bingöl Solhan veya Gençli iseniz hemen tetkiklerini, kolonoskopi yaptırın.” tavsiyesinde bulundu. (İLKHA)