• DOLAR 34.654
  • EURO 36.407
  • ALTIN 2931.038
  • ...
Diyarbakır'da sebze ve meyve atıklarının sağlamlarıyla aşevi kuruldu
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Binbir zahmetle yetiştirilen sebze ve meyvelerin çeşitli sebeplerden atık haline gelmesi maddi-manevi kayıpken, bunların bir kısmının tekrar kazanılması çalışması başlatıldı.

Diyarbakır'ın Kayapınar ilçesine günde 100 ton yaş ve sebze geliyor ve günlük 30 ton sebze ve meyve atığı çıkıyor. Bir proje ile belediyenin içerisinde çalışan 6 kadın görevli, pazara girdi. Toplama sistemi geliştirildi ve atıklar kümelendirildi. 30 ton atığın yüzde 12-15’i arasında sağlam sebze ve meyveler ayrıldı. Bu malzemeden yemek yapılmaya başlandı.

Haldeki atıklardan ihtiyaç sahiplerine yemek yapıldı
TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurulan "Sosyal Kooperatifçilik Kapsamında İsrafın Önlenmesine Yönelik Uygulamaların Araştırılması ve Yaygınlaştırılması Alt Komisyonu"nda konuşan Ebru Baybara Demir, Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde başlattıkları proje kapsamında haldeki 30 ton atık meyve sebze arasından sağlam olan yüzde 12-15'ini ayırarak, ihtiyaç sahipleri için aşevi kurduklarını söyledi.

Daha önce "kompost" projesi başladı
 "Topraktan Toprağa Biyobozunur Atık Yönetimi" projesinin mimarı Ebru Baybara Demir, komisyonda sunum yaptı. Demir, 2020 ve 2021 yıllarında ürün kaybı yaşanan 41 şehrin yüzde 93 daha az yağış aldığını, aşırı kuraklıktan çiftçilerin çok etkilendiğini ve buna bir çözüm üretmek için "kompost" projesini başlattıklarını söyledi.

"Tarımda besin zincirini kaybetmemeliyiz"
Demir, toprakta olan biteni anlamanın çok önemli olduğunu ve sulamanın artık yetersiz olduğunu belirterek, "1999 yılında 150 metrede bulduğumuz yer altı sularını artık 850 metrede bulmakta zorlandığımızı gördük. Dolayısıyla bununla ilgili yapılacak bir şey vardı; kompost bize bunu sağladı. Kompost aslında topraktaki mevcut olan besin zincirini tekrar geri döndürmekle alakalı bir sistem. Toprakta bitki var, bitkinin besini olan organik madde var ve atmosferdeki karbonu kullanarak bunları işleyip, organik maddeyi ve bitkiyi besin olarak sürdüren bir besin zinciri var. Fakat kullanılan yanlış tarım yöntemleri, konvansiyonel tarımla birlikte bu besin zincirini kaybettiğimizden dolayı; şu anda su olduğu sürece ve gübre olduğu sürece üretim yapabildiğimiz bir tarım modeline sahip olduk. Çiftçi de bunun çok gerisinde kaldı. Konvansiyonel tarım kaçınılmaz; ama bunun yanı sıra  topraktaki organik madde miktarını da diri tutmak ve besin zincirini kaybetmemek zorundayız." dedi.

"Konserve üretiyoruz"
Yaz aylarında özellikle domates, patlıcan, biberin çok miktarda gelmeye başladığını gördüklerini kaydeden Demir, "Bazen 1 ton domates aldığımız oldu bütün pazarlardan. Bunlar için bize fazla gelen sebze ve meyveyi konserveli ürün haline getirmeye başladık. Gelen meyveye göre reçel, kurutulmuş malzeme, patlıcan, kurutulmuş domates, sos, domates sosları, turşu yaparak bunları da kavanozlayarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya başladık. Hatta catering firmaları, düğünlerde ve organizasyonlarda kullanmak için uygun fiyatlı olduğu için bizi tercih ettiler." diye konuştu.

Bu haberler de ilginizi çekebilir