Mardin Yeşilay Şube Sekreteri Özmen: Uyuşturucu, akıl ve iradeyi işlevsiz hale getirir
Mardin Yeşilay Şube Sekreteri ve Klinik Psikolog Abdulkadir Özmen, 26 Haziran “Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü” nedeniyle, bağımlılıklarla ilgili bazı tavsiyelerde bulundu.
Uyuşturucu ve benzeri maddelerin, insanların akıl ve iradesini işlevsiz hale getirdiğine dikkati çeken Mardin Yeşilay Şube Sekreteri ve Klinik Psikolog Abdulkadir Özmen, bağımlı insanların sosyal olarak insanlarla ve dış dünyayla bir uyum içerisinde olmadıklarını dile getirdi.
Uyuşturucu maddelerinin farklı türlerinin olduğunu ve her birinin insanlar üzerinde çok çeşitli hastalıklara yol açtığını ifade eden Özmen, vücudun bu maddelere alışarak daha yüksek dozları istediğini belirtti.
Yeşilay gibi kuruluşların uyuşturucu ve benzeri maddeleri bırakma açısından yol gösterici kurumlar olduğunu söyleyen Özmen, ailelerin de üzerlerine bu konuda fazlaca sorumluluklar düştüğüne dikkat çekti.
"Uyuşturucu, vücudun işlevlerini olumsuz etkileyen bir maddedir"
Uyuşturucu ve benzeri uyarıcı maddelerin, vücudun asli görevinin dışında işlemesine nenden olduğunu belirten Özmen, "26 Haziran uyuşturucu bağımlılığı ile mücadele günü nedeniyle, dünya genelinde uyuşturucunun ne olduğunu, uyuşturucu kullanım oranı, uyuşturucunun etkileri ve nedenlerine değineceğiz. Uyuşturucu; bir bireyin vücudunun işlevlerini olumsuz yönde etkileyen maddelerin kullanılmasından dolayı bireyin zarar görmesidir. Zarar gördüğü halde bu maddelerin kullanımının birey tarafından bırakılamamasıdır. Bağımlı, kullandığı maddeye ara verdiği zaman yoksunluk belirtilerini yaşar. Zamanla madde kullanım sıklığını ve dozunu da arttırmış olur." dedi.
Özmen, "DSM 5 kriterlerine göre kullanılan madde miktarının, sorunlara rağmen giderek arttırılması, bırakma çabasının boşa çıkması ve sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerinin giderek azalmasıdır. Uyuşturucu olarak kullanılan maddelerin kimyasal yapıları birbirinden farklıdır. Maddeyi kullandıklarında merkezi sinir sisteminin farklı bölümlerini etkileyerek; fiziksel, sosyal ve psikolojik tahribata yol açar. Uyuşturucu, kullanan bir bireyin hiçbir şekilde güvenliği söz konusu olmayıp kullanan herkes için riski eşittir. Hücrelerimiz vücuda giren her maddeyi tanır ve bir daha unutmamak üzere hafızasına alır." diye belirtti.
"Maddeye başlama yaşı gittikçe düşüyor"
Uyuşturucu maddelerin kullanım yaşının giderek düştüğünü ifade eden Özmen şunları söyledi:
Bir diğer olumsuz yönü, akıl ve iradeyi işlevsiz hale getirir. Kişiyi normal yaşam şartlarından yalnızlığa iter. Bulantı, kusma, kabızlık, ishal, karın ağrıları, mide ve bağırsak spazmlarına bağlı olarak da insan vücudunda bazı tahribatlara sebep olur. Tüm iç organların zarar görmesine bir dizi hastalığa ve ölümlere kadar neden olur. Uyuşturucu, bireyin çevreye uyum yeteneğini azaltır. Sosyal olarak insanlarla, dış dünyayla bir uyum içerisinde olmayıp giderek ailesinden, çevresinden, ilişkilerinden ve yaşamış olduğu alanlardan koparak yalnızlaşmaya götürecek bir yol sergilemektedir. Tabi çoğu zaman bu tabloya eşlik eden bazı ağır durumlarda söz konusudur. Dünyada ve Türkiye’de hızla yayılan alkol, tütün tüketimi ve uyuşturucu madde alım oranları artmaktadır. Maddeye başlama yaşı gittikçe düşüyor.
"Uyuşturucu bağımlısı olan bir birey kendi isteğiyle bırakmak istemesi söz konusu olduğu zaman bu tedavi daha başarılı olur"
Uyuşturucu bağımlılarının tedavi yöntemlerine de değinen Özmen, "Bu alanla ilgili Yeşilay, uyuşturucu madde bağımlılığına bağlı olarak ciddi şekilde önleme çalışmaları yapmaktadır. Özellikle uyuşturucu kullanan bireylerin ve sorunları olan ailelerin gizliliği baz alınacak şekilde çalışmalar yapılıyor. Uyuşturucu bağımlısı olan bir bireyin, kendi isteğiyle bırakmak istemesi söz konusu olduğu zaman bu tedavi daha başarılı bir hale gelmektedir. Çünkü madde bağımlısı olan bir birey, maddeyle bağının koparılmasını istemiyorsa ve ona zorla yaptırılıyorsa maalesef tedavi sonuçları sağlıklı bir sonuca ulaşmamış oluyor." ifadelerini kullandı.
Özmen ayrıca, "Dünya uyuşturucu raporuna göre 2019-2022 yılları arasında uyuşturucu madde kullanımının yüzde 30 artığına dair veriler mevcut. Özellikle terör mensupları ve uyuşturucu güzergahları maddeye olan bağlılığı daha da çok arttırmış oluyor. Dünyada yapıldığı gibi Türkiye’de de uyuşturucuya bağımlı kişilerin suç listesinden çıkartılarak onlarla ilgili tamamen tedaviye yönelik ciddi adımlar atılması lazım." diye belirtti.
"Türkiye’de uyuşturucu ile mücadelede 191 ve 115 YEDAM danışma hatlarıyla insanlar, tedaviye ulaşabilmektedir"
Bağımlı kişi ve ailelerinin destek hatları üzerinden yardım talebinde bulunabileceğini belirten Özmen, "Türkiye’de uyuşturucu ile mücadelede 191 ve 115 YDM (Yeşilay Danışmanlık Merkezi)’nin numarasıyla insanlar, tedaviye ulaşabilmektedir. Sigara, alkol ve madde kullanımı hakkında aileleri bilgilendirme veya bireylerin söz konusu uyuşturucuya başlamadan önce sağlıklı davranışlara yönlendirmeyi sağlamak gerekir. Ciddi durumu olmayan ve risk altındaki gençlere ulaşarak onlara ve ailelerine psikolojik destek ve sosyal yaşamlarını genişletecek güvenli alanlar oluşturulmalıdır. Maddi durumu zayıf olan ailelerin de etkinliklere katılabilmeleri adına maddi destek sağlanmalıdır." şeklinde konuştu.
Son olarak ebeveynler arasındaki ilişkinin sertlik dozunun artmasıyla çocukların dışarıya yöneldiğine dikkati çeken Özmen şu şekilde konuştu:
"Özellikle ebeveynler arasındaki çatışmaların giderek arttığına tanıklık ediyoruz. Çocuk aile içi şiddete maruz kaldığında aileden soyutlanıyor. Daha çok uyuşturucu bağımlılığını azaltmak adına ebeveynlerin de ciddi bir şekilde doğru eğitimlerden geçerek farkındalıklarının arttırılması ve toplum değerlerini koruyacak şekilde de bilgilendirilmesi gerek." (İLKHA)