Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1987 yılında, uyuşturucu ile mücadele konusunda uluslararası alanda eylem ve iş birliğini güçlendirmek amacıyla 26 Haziran tarihini "Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü" olarak kabul etti.

Suakar, 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü hakkında yazılı bir açıklama yaptı.

Bağımlılık başladığında hem tedavisinin güç hem de kişi bırakmış olsa da yineleme olasılığının oldukça yüksek olduğunu söyleyen Suakar, dolayısıyla en etkin yöntemin bağımlılık oluşmadan önüne geçebilmek olduğunu ifade etti.

Suakar, "Bu aşamada toplumu uyuşturucu kullanımının yaygınlığı; bireysel, ailevi ve toplumsal zararları konusunda kişileri bilgilendirmek, uyuşturucu kullanımı ile savaşta etkili yöntemlerdendir. Madde bağımlılığı gelişiminde en riskli dönem içinde bulunan gençler, eğlenmek ve rahatlamak için uyuşturucu kullanmaya başlamaktadır. Bu bilgiden yola çıkarak gençler için eğlence ve boş zamanlarını değerlendirmede; müzik, sanat, spor ve toplumsal etkinlikler içinde yer almalarını sağlamak bir başka önleme stratejisi olacaktır." dedi.

Madde bağımlılığı tedavisinde, manevi desteğin öneminin altını çizen Suakar şöyle devam etti:

Tedavi yöntemlerine bakıldığında daha çok bağımlılık tedavi merkezlerince verilen tıbbi tedavi hizmeti karşımıza çıkmaktadır. Son yıllarda hastane merkezli müdahale yöntemlerinden toplum temelli müdahale modeline geçilmiş ancak henüz istenilen aşamaya ulaşılamamıştır. Manevi hizmet verilen bireylerin, madde bağımlılığı tedavisinde farklı bir bakış açısı kazanmasına destekleyici olduğu gözlemlenmiştir. Madde bağımlılığı tedavisinde biyopsikososyal desteğin tek başına yeterli olmadığı, bağımlılığın tedavisinde manevi destek hizmetli yaklaşımların etkisi olduğu saptanmıştır.

"Bağımlılık ile mücadelede toplumsal işbirliği son derece önemlidir." diyen Başkan Suakar, "Bu açıdan, sivil toplum örgütlerinin küçük gruplarla yapacakları çalışmalar, bireylere, özellikle gençlere temas etmekte oldukça değerlidir. Ancak tüm bu yaklaşımlar tek başına yeterli değildir. Yaş sınırlaması, reklam yasakları, satış kontrolü gibi politikalarla muhakkak desteklenmelidir. Bu bağlamda, devletin kurum ve kuruluşlarının, uyuşturucu bağımlılığını önleme programlarının uygulanmasına göstereceği özen çok önemlidir. Unutmamak gerekir ki; çocuklar ve gençler bizim geleceğimizdir ve onlara sahip çıkmak birincil sorumluluğumuzdur." ifadelerini kullandı. (İLKHA)