Bakan Özer 2022-2023 eğitim öğretim yılı hazırlıkları kapsamında okul müdürleriyle bir araya geldi
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 2022-2023 eğitim öğretim yılı hazırlıkları kapsamında Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen toplantıda İstanbul'da görev yapan resmî okul müdürleriyle bir araya geldi.
2022-2023 yılı eğitim öğretim yılı hazırlıklarını tamamlamak için okul müdürleriyle bir araya gelen Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yüz yüze eğitimin yerine ikam edilecek hiçbir vasıtanın, hiçbir dijital platformun olmadığını ve okulun sadece öğrenmenin gerçekleştiği bir mekân olmadığını ifade etti.
Eğitimde fırsat eşitliğinin ve imkân eşitliğinin büyümenin merkezinde olduğunu göstermesi açısından manidar olduğunu belirten Özer, vatandaşa eğitim hizmeti sunmak zorunda olduklarını söyledi.
Toplantıda okul müdürlerine hitap eden Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer; 6 Eylül'de başlayan 2021-2022 eğitim öğretim yolculuğunu, yüz yüze kararlı bir şeklide eğitime tek bir gün bile ara vermeden 17 Haziran tarihinde tamamladıklarını kaydederek "Tüm topluma hep birlikte şunu gösterdik; biz kurallara uyarak bir toplumdaki en güvenli ortamın eğitim kurumları olduğunu gösterebiliriz. Sizlerle birlikte böylesine güzel bir yolculukla bunu tüm toplumumuza göstermekten duyduğum memnuniyeti hassaten ifade etmek isterim." ifadelerini kullandı.
"Okul sadece öğrenmenin gerçekleştiği bir mekân değildir"
Çoğu ülkede olduğu gibi Türkiye'de de değişik platformlarda çocuklara uzaktan eğitimle destek verildiğini hatırlatan Özer, "Şunu hepimiz gördük: Yüz yüze eğitimin yerine ikam edilecek hiçbir vasıta yoktur. Hiçbir dijital platform yoktur çünkü okul sadece öğrenmenin gerçekleştiği bir mekân değildir. Bu süreçte ilk fedakârlık yapılacak yerler de okullar değildir. Okullar ilk açılacak ve en son kapatılacak yerlerdir. 6 Eylül'den itibaren yoğun bir şekilde sahada aktif olarak dolaştım. 50 ilin üzerinde ili ziyaret ettim 10 ay içinde ve her gittiğim yerlerde sizlere teşekkür ettim çünkü sizlerin desteği olmasa ve birlikte bu yolda yürümeseydik bu süreci başarıyla bitirebilmemiz mümkün değildi." dedi.
"Eğitimde fırsat eşitliğinin, imkân eşitliğinin bu büyümenin merkezinde olduğunu göstermesi bakımından manidardır"
Okul öncesi, ortaöğretim ve yükseköğretim kademelerinde vatandaşların çocuklarını çok rahatlıkla okullara eriştirebildiklerini belirten Özer, "Bu, çok hızlı bir şekilde okullaşma oranında kendini gösterdi. Okul öncesindeki okullaşma oranı 2000'li yıllarda bu ülkede yüzde 11 idi. Bugün yüzde 92 oldu. Ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 44'tü, bugün yüzde 90'ın üzerine çıktı. Benzer şekilde yükseköğretim de öyle. Eğitim sistemimizde 500 bin öğretmen varken bugün 1 milyon 200 bin öğretmenin olduğu bir eğitim sisteminden bahsediyoruz. Tüm illerimizde belli bölgeye yatırımlar teksif edilmeden Cizre, Silopi, Hakkâri, Şırnak, Kars, Ankara, İstanbul'da. Türkiye'nin dört bir köşesine bu yatırımlar eşit bir şekilde dağıtıldı. İşte bu eğitimde fırsat eşitliğinin, imkân eşitliğinin bu büyümenin merkezinde olduğunu göstermesi bakımından manidardır." ifadelerini kullandı.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer
Bir ülkenin en değerli sermayesinin beşerî sermaye olduğunu vurgulayan Özer, "Bizim bir ülke için fırsat penceresi olan çok ciddi bir genç nüfusumuz var. Çok ciddi bir beşerî sermayemiz var. Biz eğitim ordusu olarak bu sermayemizi nasıl şekillendirebildiğimizde, güçlü kılabildiğimizde bu ülke çok daha güçlü olacak, geleceğe çok daha umutla bakabilecektir." dedi.
"Bu coğrafyanın vatandaşlarına eğitim hizmeti sunmak zorundayız"
Artık Millî Eğitim Bakanlığının eğitime erişim problemini çözdükten sonra üç noktaya ağırlık verdiğini anlatan Özer, şunları söyledi:
'Biri, eğitimde fırsat eşitliğini arttırmak çünkü geçmişten itibaren gelen o kök problem dolayısıyla oluşan okullar arası imkân farklılıkları, okullar arası başarı farklılıkları hâlâ kendi varlığını sürdürmeye devam ediyor. İkincisi, mesleki eğitimi güçlendirmek. Üçüncüsü de öğretmenlerimizin gelişimini çok boyutlu olarak desteklemek.' Çıkmış olduğumuz yolda hedef olarak eğitimde fırsat eşitliğinde iki noktaya değindik. Biri, okul öncesi eğitimin güçlendirilmesi ki gerçekten son 19 yılda tüm eğitim kademelerinde okullaşma oranları, istenilen seviyeye gelmiş olmasına rağmen okul öncesi eğitimde istenilen seviyeye ulaşamamışız. Onu gördük. Beş yaştaki okullaşma oranı, 6 Ağustos 2021 tarihi itibarıyla yüzde 78 idi. Biz yüzde 100'e çıkarmak üzere yola çıktık. Dört yaştaki okullaşma oranı yüzde 35'ti, yüzde 70'e çıkarmak için yola çıktık. Üç yaştaki okullaşma oranı yüzde 14 iken bunu yüzde 50'ye çıkarmak için yola çıktık.
"750 yeni anaokulu ve 9 bine yakın ana sınıfı hizmete girdi"
Okul öncesi eğitimin, fırsat eşitliğinin bozulduğu ana nokta olduğunu, zikrettiği oranların toplumun büyük kesiminin daha önceden okul öncesi eğitime erişemediğini gösterdiğinin altını çizen Özer, onun için bu alana yoğunlaşmaya başladıklarını dile getirdi.
3 bin yeni anaokulu ve 40 bin yeni ana sınıfı yapmak için bütçe dâhil tüm planlamaların yapıldığını belirten Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gelinen noktada bu rakamı ilk defa burada açıklayacağım: 750 anaokulunu ve 9 bine yakın ana sınıfını hizmete kavuşturduk. Geçmiş tarihlere baktığınız zaman Temel Eğitim Genel Müdürlüğünün yıllık açmış olduğu anaokulu sayısı 50 ile 60 arasında dalgalanıyor. Şu an itibarıyla 750 yeni anaokulu, 9 bine yakın da ana sınıfı devreye girdi ve beş yaştaki okullaşma oranı, yüzde 78'den 6 ayda yüzde 92'ye çıktı. İstanbul'da 6 Ağustos 2021'deki okullaşma oranı Beşiktaş'ta kaç idi biliyor musunuz? Yüzde 45'ti. Türkiye ortalamasının bile çok altındaydı. Onun için İstanbul'a ağırlık vererek bu 3 bin anaokulunun 1000'ini İstanbul'a yapma kararına vardık ve bununla ilgili yatırımlarımız da çok başarılı bir şekilde devam ediyor. Şu an itibarıyla İstanbul'un yüzde 45 olan beş yaştaki okullaşma oranı, yüzde 75'e çıktı. Devam eden süreçler, inşallah, 2022 yılının sonuna kadar İstanbul'daki 5 yaştaki okullaşma oranını yüzde 100'e çıkaracak. Size çok daha çarpıcı bir şey söyleyeyim: İstanbul'daki bağımsız devlet anaokulu sayısı, 147 idi ama 1538 özel anaokulu vardı. Peki, imkânı olmayan insanlar nereye verecek çocuklarını? İşte bizim yaptığımız okullara verecekler. İnşallah, yıl sonuna kadar 1000 anaokulunu İstanbullu vatandaşlarımızın çocuklarının hizmetine sunacağız." (İLKHA)