Yeryüzünde her an okunmaya devam edilen ve insanları karanlıklardan aydınlığa çıkan yollara davet eden ezan aynı zamanda Allah'ın kanunlarına, sünnetullah, Kur'an'a, adalete, iyiliğe, insanlığa, kardeşliğe, barışa, huzura ve İslam'a da bir çağrıdır.

İstanbul Sultanahmet'te düzenlenen basın açıklamasında, cumhuriyetin kuruluşunda "Devletin Dini İslam'dır" ibaresinin yer aldığı, bunun 1928'de kaldırıldığı ve ardından ezan başta olmak üzere İslam'i şiarlara karşı bir savaş başlatıldığı hatırlatıldı.

TBMM kurulduğunda ilk maddede vatana ihanet kanununun çıkarıldığı, kanunda İslam şeriatına bağlılık yemininin olduğu vurgulanan açıklamada, sonrasında yapılan tüm kanunların işgalcilerden alındığı ancak adına "Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu" denildiği hatırlatıldı.

3 Şubat 1932'de (26 Ramazan) Ayasofya Camii'nde Türkçe Ezan okunduğu, 18 Temmuz 1932'de ise Arapça ezanın genelge ile yasaklandığı belirtilen açıklamada, 18 yıl devam eden yasağın 16 Haziran 1950'de Arif Nihat Asya'nın öncülüğünde Menderes ve arkadaşları tarafından kaldırıldığı ifade edildi.

Açıklamada, "Ezan bundan 90 yıl önce tüm Türkiye'de kabalacı siyonist sabataist pakrudinler, masonlar emriyle tek parti CHP diktatörlüğü dayatmasıyla ezana, Kur'an'a, millete ve Allah'a savaş ilan edilmiş oldu. Devlete, millete savaş açanlara, Çerkez Hasan'lar çıkıp ceza vermedi. Bugün Çin işgalindeki Doğu Türkistan'da da ezan yasak ve Hilâfet merkezinde ki Ayasofya'da ise 87 yıldır namaz kılınamıyordu. Ezan, Kur'an, cami yasaklayarak Millete ve Allah'a savaş açanları lanetliyoruz. Bu yasakları kaldıranları kaldırtanları şükran ile minnetle anıyoruz." denildi. (İLKHA)