Süresiz nafaka zulmü devam ediyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2019 yılında süresiz nafakanın kalkacağını ve nafaka için üst ve alt sınırın olacağını söylemişti. Ancak aradan geçen 3 yıla rağmen herhangi bir değişiklik olmadı ve bu zulüm halen devam ediyor.
Süresiz nafaka ile bir gün bile evli kalan çiftlerin boşanması durumunda erkek süresiz olarak boşandığı kadına nafaka vermek zorunda kalıyor. Toplumda ciddi anlamda mağduriyetlerin yaşanmasına neden olan bu uygulamaya son verilmesi için çağrılar yapılmaya devam ediyor. Her geçen gün sayıları artan mağdurlar bir çözüm yolu bekliyor.
Van'da yaşayan 76 yaşındaki Ferzende Ayaz da binlerce mağdur gibi boşandığı eski eşine 30 yıldır nafaka ödüyor. 30 yıl önce 150 TL nafaka ödeyen Ayaz, şimdi ise mahkeme tarafından 850 TL nafaka verilmeye mahkûm edildi. 850 TL'yi beğenmeyen eski eşi ve çocukları ise nafakanın bin TL olması için mahkeme süreci başlattı.
İkinci kez evlenen Ayaz, kendisinden talep edilen nafakanın çok olduğunu, emekli maaşı ile eşine ve öğrenci olan 2 oğluna zar zor bakabildiğini söyledi.
"18 yıl önce çocuklarım bini evden kovdu"
Hayat hikâyesini anlatan Ayaz, 18 yıl önce emekli olduğunu belirterek, "18 yıl önce çocuklarım beni evden kovdular. 5-6 ay garajda yattım. Bir hoca bizi barıştırmak için geldi, çocuklarımla konuştu. Büyük oğlum 'eğer ayrılırsam annemi de götüreceğim' dedi. Ben de düşündüm dedim ki ben tek bir kişiyim onlar 4-5 kişiler en iyisi ben gideyim dedim. Garajdan çıkıp bir otele yerleştim. Bir yıl otelde kaldım. Sabah işe gider, akşam gelir otelde kalırdım. Bir senenin sonunda artık dayanacak halim kalmadı. Evin tapusunu eski eşim ve çocuklarıma verip evden ayrıldım. Boşandıktan sonra bir süre daha otelde kalmaya devam ettim. Daha sonra tekrar evlenme kararı aldım. Biraz aradıktan sonra ikinci evliliğimi yaptım. Evlendikten sonra bir sene kirada kaldım. Emekli oldum ve ikramiye olarak 60 bin TL ikramiye aldım. 45 bin TL'ye şu an oturduğum evi aldım. İkinci evliliğimden de 2 oğlum var, liseye gidiyorlar." dedi.
"Para verecek durumum yok"
Ferzende Ayaz
Ayaz, "Bu çocuklara benden başka bakacak kimseleri yok. Emekli maaşımdan başka bir gelirim de yok. Şimdiki maaşımdan nafaka veriyorum. Bu nafakanın artması için beni mahkemeye vermişler. Benim de kuru maaşımdan başka bir şeyim yok. 2 çocuk okutuyorum. Yeni ev kurdum. Eski evimi, evin arsasının hepsini verdim, hala benden daha fazla nafaka istiyorlar ve beni mahkemeye veriyorlar. Her ay bu nafakayı götürüp yatırıyorum. Ama beni mahkemeye vermişler ve benden daha fazla para talep ediyorlar. Ama benim bu parayı verecek durumum yok." ifadelerini kullandı.
"Mağduriyetler yılardır devam ediyor"
Dava Avukatı Mehmet Şefik Kocaağa ise Medeni Kanun'daki eksikliklerden dolayı bu tür mağduriyetlerin yıllardır devam etiğini belirterek, "Son zamanlarda boşanmalar artmış durumda. Boşanmalarda maalesef özellikle nafaka konusu taraflar arasında çok büyük bir uzlaşmazlık konusu oluyor ve taraflar bunu bir baskı aracı olarak kullanıyorlar maalesef. O konudaki kanuni düzenlemelerde çok belirgin bir açık var." dedi.
"Süresiz nafaka hukuken haksız bir yoldur"
Süresiz nafaka ile bir tarafın ciddi anlamda mağdur edildiğine dikkat çeken Kocaağa, "Vatandaş, hukuken güzel bir sözleşme ile güzel bir yuva kuruyor. Bir araya geliniyor. Ancak sorunlar olduğunda ve taraflar ayrılmak durumunda kaldıklarında, hukuktaki bu açıklar tarafları çok daha fazla birbirleriyle karşı karşıya getiriyor. Bir tarafı çok mağdur ediyor ve altından çıkamayacağı yüklerin altına koyuyor. Süresiz nafaka, hukuken haksız bir yol ve yordamdır." ifadelerini kullandı.
"İslam hukukunda 'mihr' belirtilmeden evlilik bağı kurulamıyor"
Avukat Mehmet Şefik Kocaağa
İslam hukukunda taraflar mihr denilen, boşama durumunda kadına verilecek malı belirlemeden evlilik birliğinin kurulamadığına işaret eden Kocaağa, "Evlilikler için mihr belirleniyor, taraflar o mihrde anlaşıyor ve bu şekilde evlilik birliği kuruluyor. Ancak Medeni Hukuk'ta toplumun değerleri, dini, kültürü dikkate alınmamış. Batı toplumunda nasılsa aynı şekilde uygulamışlar. Ama bu, toplumda bir yara oluyor, büyük bir sorun oluyor ve işin içinden çıkılamıyor. Olması gereken, taraflar bir evlilik birliği kurduğunda, boşanma durumunda da her iki tarafın ne olacağını bilmeleri lazım ki boşandıktan sonra kadın erkeğe bir baskı kuramasın." diye konuştu.
"Süresiz nafaka bir silah olarak kullanılıyor"
Yoksul kişiye bile gücünün çok üstünde bir nafaka yüklendiğini vurgulayan Kocaağa, "Nafakanın süresiz olması bel büküyor. Tarafları birbirine haksızlık yapmaya itiyor. Bu bir silah olarak kullanılıyor. Evlilik birliği kurulduğunda, boşanma durumunda kadına verilecek malın belli olması gerekiyor. Bir değişiklik yapılarak çok rahat bir şekilde hukuka böyle bir şart getirilebilir. Yazılı mevzuatın, toplumun hukukuna uydurulması gerekiyor ve en güzel hukuk da budur. Bu yaralar bu şekilde iyileşir, bu zorluklar bu şekilde aşılabilir. Bu açık ve zulüm yolu bu şekilde kapatılabilir." şeklinde konuştu.
(İLKHA)