• DOLAR 34.511
  • EURO 36.461
  • ALTIN 2872.281
  • ...
Hizbullah`ı Sistemle Ananlara Tokat Gibi Cevap
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Abdullah Bahadır / Doğruhaber / analiz-haber

‘MASUM İNSANLARI ÖLDÜRÜRSEK ONLARDAN NE FARKIMIZ KALIR’

Hüseyin Velioğlu’nun teşkilati yönünün anlatıldığı bu haftaki bölümde onun panikten uzak, olaylar karşısındaki sarsılmazlığından söz ediliyor ve masum cana kıymanın onun nezdinde nasıl büyük bir vebal olduğu onun dilinden aktarılıyor.

Merhum Velioğluyla ilgili aktarılan anekdot Molla M. V. dilinden şöyle aktarılıyor: “Susa Katliamından sonra bazı arkadaşları çağırmıştı. Bu katliama nasıl bir karşılık verelim veya hareket tarzımız nasıl olsun diye onlarla istişare etmişti. Bir arkadaş; “Biz Silvan’daki PKK’lilerin kahvelerini basıp bomba ve keleşlerle tarayalım, içerdekilerden kimse sağ kalmasın. Böylece onlara ders olur ve bir daha böyle bir şeye cesaret etmezler” diyerek önerisini söylemişti. Ancak Şehid Rehber bu görüşe karşı çıkarak; “Böyle olur mu, oraya PKK’li olmayan masum bir insan da gitmiş olabilir. Orada bulunan herkes PKK’lidir diye bir hüküm ortaya koyamayız. Biz de onlar gibi masum insanları öldürürsek onlardan ne farkımız kalır? Bu şer’i ölçümüze uymaz. Bizim acelemiz yoktur. Durumu araştırıp soruşturacağız. İstihbaratını toplayacağız. Olaya müdahalesi olanları tek tek tespit edip cezalandıracağız, Allah’ın izniyle en güzel şekilde karşılık vereceğiz” demişti. Olay onu çok üzdüğü halde duygusal ve aceleci davranmamıştı. “

‘DÜŞMANIMIZI HİÇ BİR ZAMAN REJİME İHBAR ETMEYİZ’

Hizbullah’ın ve Velioğlu’nun sistem ve devletle alakalı olarak da düşünceleri ve tavırları yine onun yakınında bulunan bir cemaat ferdinin dilinden net olarak anlaşılmış oluyor. Bırakın devlet ve sistemle çalışmayı, kendilerinden 10 kişiyi katletmiş bir grubun yerini tespit ettikleri halde onları bulundukları köylüler aracılığıyla devlete şikayet etmeyi bir zül kabul ediyor ve “düşmanımızı hiçbir zaman rejime ihbar etmeyiz” diyor.

Sözü edilen bu hassasiyet Ş. B. adlı Cemaat mensubu dilinden yazı dizisinde şöyle aktarılıyor: “Susa cami katliamından hemen sonra idi. Şehid Rehber’e olayla ilgili bilgi vermek için gidilmişti. Aynı gün Cemaate; bir grup PKK militanının Silvan’ın ……… köyünde, ………. yerde bulunan bir sığınakta oldukları istihbaratı gelmişti. Gelen istihbarat, bunların katliamı gerçekleştiren ekip olduğu yönündeydi. Bunun üzerine Şehid Rehber ile görüşmeye gittim. Kendisi, olayı ve son durumu teferruatlı bir şekilde sordu. Durumu ve aldığımız istihbaratı anlattım. Oraya yönelik ne yapılabileceğini sorduğunda ise ben; “O mıntıka kontrolümüzde değil, ayrıca köyün coğrafi konumu ve sığınağın olduğu yerde eylem yapabilecek kadar hazırlığımız yoktur. Ancak bilgiyi getiren köylüler, eğer Cemaat müdahale etmezse onları askere ihbar edebileceklerini söylemişler” dedim. Bunun üzerine Şehid Rehber; “Hayır! Başımıza ne gelirse gelsin, biz hiçbir zaman ve şartta, düşmanımızı rejime ihbar etmeyiz. Kendimiz yapabiliyorsak yaparız, yoksa ihbar etme yoluna asla başvurmayız. Bu bizim anlayış ve karakterimiz değildir. O köylülere de bu şekilde söyleyin” dedi.

Böylece gerek masum cana kıyma gerekse de rejime ihbarda bulunma konusundaki Hizbullah’ın tavrı bir kere daha net anlaşılmış oldu.
 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir