Gıda krizi ve gıdanın geleceği Gaziantep'te masaya yatırıldı
Gaziantep'te düzenlenen "Gıda Krizi ve Gelecek" konulu panelde, gıdanın önemine dikkat çekildi.
Gaziantep Sanayi Odası (GSO), Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) ve Gaziantep Genç İş İnsanları Derneği (GAGİAD) iş birliğinde "Gıda Krizi ve Gelecek" konulu panel gerçekleştirildi.
Şehitkamil Sanat Merkezi’nde (ŞSM) düzenlenen programa, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Oğuzeli Belediye Başkanı Mehmet Sait Kılıç, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi, Gaziantep Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Akıncı, Gaziantep Genç İş İnsanları Derneği Başkanı Cihan Koçer, kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri, sektör ve firma temsilcileri ile davetliler katıldı.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Doktor Ayşegül Selışık, Başkent Üniversitesinden Profesör Doktor Ahmet Şahinöz ve Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Profesör Doktor Mustafa Bayram’ın panelist olarak katılım sağladığı ve moderatörlüğünü Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneği (TAGYAD) Başkanı İsmail Uğural’ın üstlendiği panelde, küresel gıda krizinin ve gıdadaki gelişmelerin Türkiye'ye etkileri, gıda krizine karşı çözüm yolları, Türkiye’nin gıda risklerinin neler olduğu, salgın, iklim değişimi ve savaş üçgeninde gıdanın durumu, teknolojinin gıdayı nasıl değiştirmekte olduğu, gıda endüstrisinin nereye doğru evrildiği ve Türkiye’nin bundan sonraki süreçte hangi adımları atması gerektiği konuları masaya yatırıldı.
"Rusya ve Ukrayna savaşı gıdanın önemini bir kez ortaya koydu"
Toplantının açılış konuşmasında, Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaş ile birlikte küresel çapta yaşanan sorunların gıda konusunun önemini bir kez daha ortaya koyduğunu söyleyen Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, "İçinde yaşadığımız coğrafya bizlere pratik, çalışkan ve güçlü olmayı öğretti. Bunu birçok alanda uyguladığımız gibi gıdada yaşanan sorunlara karşı da uygulayabiliriz. Gıda krizine karşı kim, ‘birlikten kuvvet doğar’ anlayışı ile hareket ederse şehrini, ülkesini ve dünyayı o kurtarır. Bizim de bu anlayış ile hareket etmemiz gerekiyor. Bunun yanı sıra bizim yüksek teknolojiye geçmemiz ve gıdayı iyi yönetmemiz lazım." diye konuştu.
"Gıdanın geleceği için farkındalık ekiyoruz"
Gıda güvencesi ve gıda güvenliğinin bugün tüm dünyanın ortak ve en büyük sorunu haline geldiğini söyleyen Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi de, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile birlikte gıda konusunun bugün artık çok daha kritik ve stratejik hale geldiğini, salgın döneminde yaşanan sıkıntıların ardından Ukrayna-Rusya savaşının da gıda arzı konusunda sıkıntıyı büyütmekle birlikte bu süreci daha da hızlandırdığını kaydetti.
"Gıda konusu artık tüm dünyanın en önemli argümanı. Kritik, stratejik, sosyal ve siyasal anlamda çok yönlü bir unsur ve en büyük silah" diyen Ünverdi, sanayi 4.0’ın yaşandığı bu çağda, akıllı sanayi ve akıllı tarımın devreye alınmasının büyük önem taşıdığını, akıllı sanayi ile karbon salınımının azaltılarak doğaya duyarlı üretimin yapılabileceğini ve akıllı tarım ile Anadolu’nun zengin topraklarından en verimle şekilde faydalanılabileceğini söyledi.
Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak, yaşamak ve yaşatmak için doğaya karşı hepimizin sorumlulukları var" diyen Ünverdi, "Ülkeler bugün buğday stokluyor. Stoklar nereye kadar yeterli olabilir ki. Bu tüm insanlığın birlikte çözebileceği bir sorun. Herkes kapısının önünü süpürürse her yer temiz olur. Ne ekerseniz onu biçersiniz. Biz bugün geleceğimiz için farkındalık ekiyoruz, yeşil doğa diyoruz, temiz bir dünya diyoruz, kaynaklarımızı doğru kullanalım, israf etmeyelim diyoruz. Panik yapmayalım ama sürdürülebilirlik için tedbir alalım, hazır olalım. Dünyanın odaklandığı gıda konusunda böylesine önemli bir programın düzenlenmesinde iş birlikleri için Gaziantep Ticaret Borsası’na, Gaziantep Genç İş İnsanları Derneği’ne, alanında uzman birbirinden değerli panelistlerimize, konuşmacılarımıza ve tüm katılımcılarımıza teşekkür ediyor, toplantımızın hayırlı olmasını diliyorum." dedi.
Tarımdaki potansiyelimizi iyi değerlendirirsek milli ekonomimize güçlü bir katkı sağlarız
İnsanlığının geleceğinin gıdanın geleceğine bağlı olduğunu söyleyen Gaziantep Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Akıncı da bugün gelinen noktada gıda güvenliğini tehdit eden en önemli unsurların insan eliyle oluşturulan yanlışlar silsilesi olduğunu kaydetti.
Dünyanın tahıl ambarları olarak adlandırılan iki ülkenin savaşının adeta küresel gıda krizini tetiklediğini ifade eden Akıncı, "Savaş nedeniyle hububat ve yağlı tohumlar başta olmak üzere tarımsal ürünlerle ilgili dünya genelinde bir sıkıntı yaşanıyor. Bu sıkıntılar etkisini her geçen gün daha da arttırıyor. Şu an küresel buğday stokları kırmızı alarm veriyor. Dünyanın 'buğday savaşı' kavramını tartıştığı bu dönemde, ülke olarak gıda ve tarımda kaderimizi kendimiz tayin etmek için tarladaki çiftçiden son tüketiciye kadar sektörün içinde yer alan tüm aktörlere çok büyük görevler düşmekte. Yeter ki iklimi, biyo-çeşitliliği, zengin tarım alanları, sayısız ürün deseni ile müthiş bir zenginliğe sahip olan ülkemizin bu potansiyelini iyi değerlendirelim. Bu potansiyeli doğru değerlendirirsek kendi ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz gibi farklı coğrafyalardaki ülkelerinde beslenmesini sağlayabilir bu alanda milli ekonomimize güçlü bir katkı sağlayabiliriz." diye konuştu.
"Geleceğimiz için gıda endüstrisindeki değişimin bir parçası olmak zorundayız"
Günümüz dünyasında tüm dünya ülkelerinin gündeminin en önemli konusunun gıda olduğunu, mevcut durumun devam etmesi halinde bu tehdidin gelecekte artarak ciddi bir soruna dönüşebileceğini dile getiren Gaziantep Genç İş adamları Derneği Başkanı Cihan Koçer ise şunları söyledi:
Gıda krizi meselesinin çözümünü, sebeplerin ortadan kaldırılmasına bağlı olduğunu düşünüyorum. Meselenin sebepleri arasında küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği ve kuraklık gibi mücadele etmesi kolay olmayan, uluslararası kolektif çabalar gerektiren meseleler olduğu kadar, iç çatışmalar, ülkeler arası savaşlar, kaynak israfı ve korumacılık politikaları gibi meseleler de bulunmaktadır.
Türkiye’nin kendine yetebilme politikalarını daha da geliştirmesi ve bu yönde yoğun çalışmalar yapması gerektiğini kaydeden Koçer, "Türkiye’nin üretim, tedarik, perakende, girdi gibi alt başlıklarda kapsamlı planlama politikaları üretmesi, uzun vadeli kalkınma planları hazırlaması ve gıda endüstrisiyle entegre sistemler geliştirmesi olası krizlere karşı dayanıklılığı artırabilir. Bizler geleceğimiz için sorumluluklarımızın farkında olarak değişimin bir parçası olmak zorundayız." ifadelerini kullandı.
Panelistler çözüm önerilerini paylaştı
Protokol konuşmalarının ardından gerçekleştirilen panelde ise Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Doktor Ayşegül Selışık, sürdürülebilir tarım için kurumsallığın ve bilincin üst düzeyde olması gerektiğini ve bunların yanında yöneten bir akla ihtiyaç olduğunu söyledi.
Selışık, sürdürülebilir tarımın verimlilik, karlılık ve istihdam sağlayabileceğini, bütün bunları yapabilen bir sisteme geçildiğinde başarıyla ancak o zaman ulaşılabileceğine vurgu yaptı.
Gıda krizine karşı çözümün öncelikli olarak lokalde aranması gerektiğini dile getiren Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Profesör Doktor Mustafa Bayram, lokaldeki insanların işin mutfağında olduğunu ifade etti.
Ülkelerin ve şehirlerin gıda politikalarının o coğrafyalardaki şartlar dikkate alındığında farklı olması gerektiğini kaydeden Bayram, önümüzdeki en az 10 yılın gıda yönünden zor olacağını ve gıdanın çok daha kıymetli hale geleceğini söyledi.
Başkent Üniversitesi’nden Profesör Doktor Ahmet Şahinöz de kent nüfusunun son birkaç yılda çok hızlı şekilde artış gösterdiğini, kendi kendine yeten, etini, sütünü üreten çiftçi sayısının büyük oranda azaldığını söyledi.
Gıda güvencesindeki kaybın bundan kaynakladığını ifade eden Şahinöz, Türkiye’nin gıda sorununun daha önce de var olduğunu, bunun Rusya-Ukrayna savaşı ile biraz daha arttığını kaydetti.
"Gıda Krizi ve Gelecek" paneli soru-cevap bölümü ve plaket takdiminin ardından sona erdi. (İLKHA)