Ahir zamanda fitnelerin çoğalması, gayri İslami hayat tarzının alenen yaşanması, günahların kolaylıkla ulaşılabilir olması toplumun tamamını, özelde ise gençleri ciddi manada olumsuz etkiliyor.

Günümüzde en masrafsız evliliklerin dahi 200-300 bin TL gibi bir miktara denk gelmesi, dar gelirli aileleri, henüz iş sahibi olamayan veya kazandığı para ile ancak geçinebilen gençlerin evlenebilmesinin önünde büyük bir engel olarak duruyor.

Özellikle son dönemde artan hayat pahalılığı ile birlikte toplumun büyük bir kısmı geçinebilmek, ev idare edebilmek için büyük mücadele ediyor. Bu şartlar göz önünde bulundurulduğunda, helal yoldan yuva kurmak isteyen gençler de kız tarafının talep ettiği yüklü miktarda mehir, ev eşyası, düğün masrafları ve buna benzer giderler sebebiyle evlilik düşüncesinden ya vazgeçiyor ya da bu isteğini uzun bir süre ertelemek zorunda kalıyorlar.

Yazar Ahmet Bulut konuyla ilgili İLKHA muhabirine yaptığı değerlendirmede hem gençlere hem de ailelere önemli tavsiyelerde bulundu.

"Evlilikte en önemli noktanın; gençlerin kalbinin ısınacağı, annenin ve babanın onaylayacağı tanıştırma usulünün en doğru ve verimli olduğunu düşünüyorum"

Son dönemde gençlerin evlenirken flört evliliği yaptığını, flörtle yapılan evliliği zehirli bal şerbeti içmek gibi gördüğünü belirten Bulut, "Evlilikte en hayırlı, verimli ve en güzel olanının anne-babanın ya da bir yakının tavsiyesi; gençlerin gönlünün ısınacağı evliliğin en hayırlı evlilik olacağını düşünüyorum. İnsanlar flört döneminde gerçek yüzünü göstermiyor. 10 yılda flört etse muhatabını görmek istediğini görüyor, duymak istediği duyuyor. Aslı yıllar önce bir hocamız; 'erkeklerin maskesi evlendiğinde, kadının maskesi çocuk doğunca düşer' demişti. Bu 30 yıl önce söylenen bir cümleydi, şimdi kaç tane maske oldu belli değil. İnsanlar her bir sosyal medya sayfasında ayrı bir maske ile bulunuyor. Gerçek yüzü elde ettikten sonra çıkıyor. Evlilikte en önemli noktanın; gençlerin kalbinin ısınacağı, annenin ve babanın onaylayacağı tanıştırma usulünün en doğru ve verimli olduğunu düşünüyorum." diye belirtti.

"Mehir kadının hakkıdır, bununda tabi abartılmaması gerekiyor"

Evlilikte mehir alınmasının kadının hakkı olduğunu dile getiren Bulut, "Bu bazen bir bilezikte olabilir, bir kilo altıda olabilir. İki tarafın karşılıklı anlaşmasıyla olacak ama kadının hakkıdır. Nikahtan önce bunun kararlaştırılarak takdir edilmesi, peşin olarak da taksitli olarak da verilebilir. Erkek söz verip de ödemediği zaman kul hakkıdır, öldükten sonra bile mirasından ilk alınacak ödenecek kul hakkıdır. Bununda tabi abartılmaması gerekiyor. Son dönemde mehir unutuldu ama bazı bölgelerimizde büyükler başlık parası ya da başka şeyler deyin adına bir kılıf bularak evliliği zorlaştırıyorlar bunu doğru bulmuyorum. Efendimiz evliliğin en hayırlısının; en kolay, en hafif olduğunu söylüyor." dedi.

"Evleneceklere üç altın tavsiye; 'Allah ne der?' sorusu, ihtiyacı önemseyin, israftan sakının"

Evlenecek gelin ve damat adaylarına eş seçiminde tavsiyede bulunan Bulut, "Birinci sorunuz 'Allah ne der?' olsun. Yapacağınız alışverişte de mihirde de ve diğer şeylerde de el alemi hesaba katmayın. İkincisi ihtiyacı önemseyin, üçüncüsü de israftan sakının. Bugün evlenecek olan kardeşlerim şu üç kurala uysa kendilerini büyük bir sıkıntıdan kurtarmış olurlar. Maalesef burada da ayağımızı yorganımıza göre uzatmak yerine; Ahmet Bey böyle yaptı, Ayşe Hanım böyle yaptı, başkasının gelirine göre düğün-dernek yapmaya çalışıyoruz. Ondan sonrada kredi, borç batağına saplanıyor 10 yıl boyunca iki yaka bir araya gelmiyor. Bu üç kriteri evlilikte çok önemli görüyorum. Maalesef evlilik için alışverişe çıkarken; iki taraf cihada gider gibi çıkıyor. Düğün öncesi karşı taraftan ne kurtarırsam kar diyor, birbirlerini yıpratıyorlar, düğünden sonrada birbirlerinin yüzüne bakacak mecalleri kalmıyor bu işi daha baştan bitirmiş oluyor." dedi.

Yazar Ahmet Bulut

Evlenecek olan adaylara tavsiyelerde bulunan Bulut, "ahlakı güzel olan, aynı hedefe odaklanabildiğimiz, aynı dili konuşabildiğimiz, yalandan uzak duran ve özelliklede namaz hassasiyeti olan ister erken ister bayan olsun bunlar genel tavsiyelerimizdir. Namaz hassasiyeti olmayan bir kardeşim günde 5 defa Allah'a isyan ediyor; Allah'a isyan edenin eşine isyan etmeyeceğine garantisi yok ki. İkincisi de ahlaken de eğer şaka bile olsa yalan söyleyebiliyorsa yarın, bir gün yapamayacağı şey yoktur. Çünkü oda ahlaki ölçüyü en iyi ortaya koyan değerlerden birisidir. Sevgili Peygamberimiz yalanla iman bir arada olmaz diyor. Şaka bile olsa yalanı terk edene cennetin ortasında bir köşk verilecektir diyor. Evlilik öncesinde birbirine beyaz, pembe, mavi her neyse yalan söylüyorsa her türlü haltı yiyebilir. Dolayısıyla ben bu iki ölçüyü evlenecek olan genç kardeşlerde aranması gerektiğini düşünüyorum. Bunlar ahlakı güzel olduğunun alametidir. Yüzü güzelse evlenirsen bir gün, ahlakı güzelle evlenirsen bir ömür boyu mutlu olursun diye eskiler çok güzel formülize etmişler." şeklinde konuştu.

"Anneler, babalar; evliliği zorlaştırırsanız çocuklarınızı günaha sürüklersiniz, çocukların işlediği günahların bir misli de size yazılır"

Bulut, "Bugün örf dinin önüne geçtiği için her bölgede ayrı sıkıntılarla karşılaşıyoruz. O bir kilo altın taktı diyor, öbürü 1,5 kilo diyor, diğeri 2 kilo diyor, bugün piyasayı bilmiyor musunuz? Bu defa evlilikler geciktiriliyor. Gençler bugün 11-12 yaşında ergenliğe ulaşıyor, Türkiye genelinde evlilik yaşı 29'a yükseldi. Her sene yükseliyor. Neden? Zorlaştırıldığından dolayı. Anneler, babalar evliliği zorlaştırırsanız çocuklarınızı günaha sürüklersiniz. Çocukların işlediği günahların bir misli de size yazılır. İşi kolay kılalım diye özellikle paylaşıyorum. Lütfen bu işi kolay kılalım. Gençleri helal dairesinde, vakti geldiğinde evlendirmeyi kolay kılalım. Yoksa onların işlediği günahın bir kısmı bize de fatura edilir." ifadelerini kullandı.

(İLKHA)