Dr. Sertaç Tekdal: Mescid-i Aksa, Rabbimizin kıymet biçtiği ve mübarek kıldığı bir yerdir
Rehber Gençlik Topluluğu ve İdeal Gençlik Topluluğunun Mardin Artuklu Üniversitesi AKM salonunda ortaklaşa düzenlediği "Mavi Marmara ve Kudüs Davası" programına konuşmacı olarak Dr. Sertaç Tekdal katılım gösterdi.
Mardin Artuklu Üniversitesi AKM salonunda Rehber Gençlik Topluluğu ve İdeal Gençlik Topluluğunun Mavi Marmara'nın yıl dönümü münasebetiyle organize ettiği program, halkın yoğun katılımıyla gerçekleştirildi.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program daha sonra Özlem Ajansa sanatçıları Muhammed Ali Oğuz ve Mahfuz Aktekin'in seslendirdiği ilahi ve ezgilerle devam etti. Konuşmacı olarak Dr. Sertaç Tekdal'ın iştirak ettiği program tekrar ilahi ve sonrasında Mücahid Temel'in yaptığı duayla son buldu.
Mescid-i Aksa ile Mekke ve Medine'nin aynı kıymet ve değerde olduğunu belirten Tekdal, Allah'ın orayı değerli kıldığına dikkati çekti.
İşgalci İsrail devletinin Müslümanların sessizliğinden güç alarak bu kadar cesaretli olduğunu söyleyen Tekdal, uyuyan ümmetin uyanmamasının Kudüs'ü esarette bırakacağını belirtti.
"Mescid-i Aksa'yı da ziyaret edebilmek ve görebilmek yüreklerimizde, düşüncelerimizde her an var olması gereken bir arzu ve istektir"
Allah'u Teala'nın Mescid-i Aksa'yı Kur'an'da mübarek kıldığını ifade eden Tekdal şunları söyledi:
"Böyle bir programı organize ettikleri için Rehber Gençlik ve İdeal Gençlik topluluklarını tebrik ediyorum. Yakın zamanda Mescidi Aksa ziyaretimiz oldu ve Cuma namazını Mescidi Aksa'da kıldık, Rabbime şükürler olsun. Bugün dünyevi şöhretler, dünyevi makamlar, dünyevi zenginlik ve sermayeler insanları elbette ki cezbediyor. Onlara kavuşabilme adına inancından taviz veriyor ama asıl olan cennetin nimetlerine, cennetin şöhretlerine ve cennetin yıldızı olmaya talip olmaktır. Kudüs ümmeti için kutsaldır, değerlidir. Mescid-i Aksa sıradan bir mescid değildir. Mescid-i Aksa'yı da ziyaret edebilmek, görebilmek yüreklerimizde, zihinlerimizde, düşüncelerimizde her an var olması gereken bir arzu ve istektir. Zira bunun kıymetini Rabbimiz biçmiştir. Rabbimiz "…Çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya…" (İsra 1) diye buyuruyor. Bunu başka bir insan, bir topluluk, bir cemaat veyahut da Osmanlı gibi başka imparatorlukların bakiyesi olarak değil. Rabbimizin kıymet biçtiği ve mübarek kıldığı bir yer olarak görmeliyiz."
Müslüman alim ve şahsiyetlerin sözleriyle konuşmasını sürdüren Tekdal, "Bizim için Mekke ve Medine neyse, Mescid-i Aksa ve Kudüs de o dur. İmam Şafii'nin de bu noktada güzel bir sözü var, 'İmkânım olsa itikafımı 3 mescitten Mescid-i Aksa'da yapmak isterim, Mescid-i Aksa'da peygamberlerin ayak izleri çok daha fazladır.' diyor. 88 yıllık esaretten sonra Kudüs fethedilip orası tekrar Müslümanların eline geçince Nurettin Zengi'nin yaptırmış olduğu minberi Selahaddin-i Eyyubi Mescid-i Aksa'ya yerleştirir. 1187'den 1969 yılına kadar kalan bu minber, maalesef işgalci siyonistlerin gözetiminde çıkarılan bir yangın sonucunda tamamen tahrip edildi. Dönemin işgalci rejim yöneticilerinden Golda Meir, 'O gece sabaha kadar uyuyamadım, zannediyordum ki Müslümanlar dört bir taraftan israile gelecek lakin sabah oldu ve korkulan olmadı. İşte o zaman idrak ettim ki biz dilediğimizi yapabiliriz. Zira bu ümmet uyuyan bir ümmettir.' diyor." dedi.
"Mavi Marmara bu mukaddes mekânın muhafızlarına bir destek olarak yola çıktı"
Dr. Sertaç Tekdal
Mavi Marmara Gemisi'nin bir umut gemisi olduğunu belirten Tekdal, siyonist işgal rejiminin saldırısını umutları ve yardımları yıkmayı amaçlayan bir saldırı olarak nitelendirdi. Tekdal, "Mavi Marmara bu mukaddes mekânın muhafızlarına bir destek olarak yola çıktı. 36 ülkeden insanlar sadece Müslüman değil, Yahudiler, Hristiyanlar, ateistler bile bu gemilerde vardı. Müslümanlar imanlarının gereği olarak gidiyorlardı ama ateist, Hristiyan ve Yahudilerden de bazıları vicdanlarının bir gereği olarak oraya gidiyorlardı. O mazlum ve mustazaf insanlara yardım götürebilmek amacıyla o gemide gidiyorlardı. Mavi Marmara da işgalci israilin katliamı yaşandı ve 10 Müslüman kardeşimiz Şehid edildi. Müslüman kardeşlerimizin en genci Furkan Doğan'dı. Belki bize farkında olmadan bir mesaj vermiş oldu. Aslında şehadet ve anne ikisi de cennetin anahtarlarıdır. İkisi de cennete giden yolun kapılarıdır. Aliya İzzetbegoviç'in çok sevdiğim bir sözü var, "İyi insan olmadan iyi Müslüman olamayız." diyor. Kudüs ve Mescid-i Aksa Müslümanların elindeyken Müslümanlar aziz olmuşlar ama ne zaman ki Kudüs elden çıkmışsa Müslümanlar zelil olmuşlardır. Bu çok net bir ölçüdür." ifadelerini kullandı.
(İLKHA)