• DOLAR 34.298
  • EURO 37.577
  • ALTIN 3025.295
  • ...

Bakan Nebati'nin açıklamalarından öne çıkanlar;

Bankacılık sektörümüz reel sektör ve tasarruf sahipleri arasında köprü görevi görmesi sayesinde ekonomik gelişmede rol oynuyor. Olası şoklara karşı çok daha dayanıklı bir bankacılık sektörüne sahibiz. Bankacılık sektörümüzün sağlam temeller üzerinde istikrarlı ve sağlıklı faaliyet göstermesi için gerekli çalışmalara hız kesmeden devam ediyoruz. Finansal sistemin içerisinde yaklaşık %85'lik paya sahip sektörün aktif büyüklüğünün milli gelire oranı %41 seviyesinde. Reel sektörümüzün büyük yatırımlar yapabilmesi ve ölçeğini bulabilmesi için ihtiyaç duyduğu kaynağı bulabilmesi kritik önem arz ediyor, bu nedenle bankacılık sektörünün faaliyetlerini sürdürebilmesi için gerekli çalışmalara hız kesmeden devam ediyoruz.

Krediler 5,5 trilyon TL'ye mevduatlar 6 trilyon TL'ye ulaşmış durumda. Kredi büyümelerini yakından takip ediyoruz. Bankacılık sektörü olası şoklara dayanıklı. Sektörün sermaye yeterlilik oranı yüzde 20.4 oranında ve yasal alt sınırın neredeyse 2 kat üstünde. Bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü 10 trilyon lirayı aştı. Tahsili gecikmiş alacak oranı yüzde 2,9 oldukça düşük seviyede. Selektif kredi mekanizması politikamızın odağında.

Küresel finansal piyasalarda güçlü kredibiliteye sahip bankalarımız kredilerini rahatlıkla yenileyebilirken borçlarını da başarılı şekilde çevirebiliyorlar.

YÜZDE 7'LİK BÜYÜME ÖNGÖRÜLÜYOR

Küresel ekonomi zor dönemden geçiyor, Şubat ayında başlayan Ukrayna'daki savaş devam ediyor. Yaşanan olumsuz gelişmeler karşısında mevcut kaynaklarımızı etkin kullanarak fiyat artışlarını sübvanse ediyoruz. Finansal istikrarı güçlendirerek yüksek katma değeri teşvik edecek şekilde odakladığımız Türkiye Ekonomi Modelimizle kararlı şekilde ilerlemeye devam ediyoruz. Cari açık sorunu ve bunun neden olduğu sorunları kökten çözmek için tasarladığımız Türkiye Ekonomi Modeli ile Türkiye istikrarlı güçlü şekilde büyümeye devam ediyor. İlk çeyrekte güçlü ve dengeli büyüme eğilimi sürüyor. Öncü göstergeler ilk çeyrekte büyümenin yüzde 7 civarında büyüme gerçekleşeceğine işaret ediyor.

İhracat rakamlarında tarihte görülmemiş artışlar kaydediyor, rekorlara imza atıyoruz. Yıllıklandırılmış ihracat 240 milyar doları aştı. Sanayimizin milli gelir içindeki payının ileri dönemlerde daha da artacağını düşünüyoruz. Mart ayı itibarıyla istihdamımız 30 milyon kişi olarak gerçekleşti.

Artan üretim potansiyelimiz ve yüksek katma değerli üretimle cari açık sorununu kalıcı olarak çözmeyi hedefliyoruz. Şubat ayında duyurduğumuz bugüne kadar yarısından fazlasını kullandırdığımız KGF paketiyle üretim ve ihracatı destekliyoruz. Kredilerin büyüme ve istihdam gibi alanlara yönelmesi amacıyla ticari kredilerde yüzde 10 oranında zorunlu karşılık oranı getirdik. Konut sektörüne yönelik paketler hazırladık.

Yüksek enflasyon karşısında ülkeler önlem alıyor, almaya devam ediyor. ABD enflasyonla mücadele kapsamında 6 ay boyunca 1 milyon varili stratejik rezervlerden kullanmaya başladı. Çin kömür üretiminde yurt içi üretim kapasitesini artırdı. Enflasyonda arz ve maliyet yönlü yükselişin öne çıktığını ve bu nedenle yükselişin geçici olduğunu düşünüyoruz. Adımlarımızı atmaya devam ediyoruz. Gıda, temel ihtiyaç ve tarımsal, elektrikteki KDV indirimleri gibi indirimlerdir. Enflasyonun ardındaki yapısal etmenlere karşı çalışmalarımızı da komite çatısı altında sürdürmeye devam ediyoruz.

GIDA FİYATLARI ENFLASYONU OLUMLU ETKİLEYECEK

Bitkisel üretimde artış sağlamayı, iç tüketimin üzerinde hububat üretimi gerçekleştirmeyi bekliyoruz. Gıda fiyatlarındaki enflasyonun azalmasında olumlu etki gösterecektir. Ekilemeyen tarım arazilerini önceliklendiriyoruz. Üreticilerin üzerindeki maliyet baskısını azaltmak için temel girdilere ilişkin politikalar gerçekleştirip destekler sağlıyoruz.

KKM ile Döviz etkisini azalttık. Enflasyonda ataleti kırmayı ve fiyat istikrarını kalıcı olarak yaparak halkın alım gücünü eskisi gibi yapmayı hedefliyoruz. Enflasyonla mücadeleyi tek boyutlu olarak sadece devletin çözeceği sorun olarak görmüyoruz. Küresel olumsuzluklara rağmen toplumun her kesimini korumak için sektörlerle tam koordinasyon halindeyiz. Milletimizi enflasyon baskısı altında ezdirmemek için birlikte çalışmaya devam edeceğiz.

Son 20 yılda gerçekleşen yapısal dönüşümde finans sektörü kilit nokta oynuyor. Yaşadığımız küresel finansal kriz, hain darbe girişimi, spekülatif kur artışı, Ukrayna savaşı, pandemi karşısında bankalarımızın ekonomiye sağladığı destek oldukça sevindiricidir.

Finansal sektörün ve piyasaların büyüklüğünün arzu ettiğimiz seviyeleri yakalayamadığı da bir gerçektir. Bankalarımızın çağın gereklerine uyum sağlayarak faaliyetlerini etkili şekilde sürdüreceklerine inancımız tamdır.

Birlikte çalışalım, birlikte kazanalım. Bankacılık ve finans sektörümüz için devrim olacak adım İstanbul Finans Merkezi'ni hayata geçireceğiz. Bizler dün olduğu gibi bugün de yüksek hedeflerimize inançla ilerleyeceğiz. Tüm aksiyonları beraberce almaya, birbirimize omuz vermeye devam edeceğiz.