Bingöl Üniversitesi merkez yerleşkesinde Geleneksel Kitap Günlerinin 4.'sü açıldı. Fuarda 140 yayınevinin kitapları bulunmakta.  Fuarda yazarlar okurlarıyla söyleşi programları ve imza programları yapmakta.

Bingöl Üniversitesi tarafından düzenlenen, 'Bingöl Üniversitesi Geleneksel Kitap Günleri'nin 4.'sü COVİD-19 salgını nedeniyle verilen 2 yıllık aranın ardından yeniden kitapseverlerle buluştu. Üniversite merkez yerleşkesinde bulanan Sosyal Yaşam Merkezinde 140 yayıneviyle okurlarına kapılarını açan fuar, 20 etkinliğe ev sahipliği yapıyor.  18 Mayıs'ta başlayan kitap fuarı 31 Mayıs'ta sona erecek. 31 Mayıs'a kadar her gün 09.00-20.00 saatleri arasında ziyarete açık olan fuarda 30 yazar okurlarıyla buluşacak.

Fuar yetkilisi Bedrettin Sümer, fuar hakkında bilgi verdi. Okurların da duygularını paylaştığı fuarda imza gününde okurlarıyla bir araya gelen, söyleşi ve imza programı düzenleyen yazar Öğretim üyesi Dr. İbrahim Dağılma'nın imzalı kitaplarını almak isteyenler uzun kuyruklar oluşturdu.  

"Bingöl okuyor Umarım okuduğumuzu hayata geçirmek ve anlamlandırmak hepimize nasip olur"

Bedrettin Sümer

Fuar organizatörleri ve görevlilerinden Bedrettin Sümer yaptığı açıklamada; "Fuar organizasyonuna yardımcı oluyorum. Bu benim Bingöl'e ikinci gelişim. Pandemiden önce gelmiştik, çok bereketli bir fuar olmuştu. Şimdi de çok güzel bir alanımız var, güzel salonumuz var. Bu salonumuza getirebildiğimiz kadar teşhir ürün getirdik. Öğrenci, öğretim görevlisi, akademisyen ve halktan katılım var. Bu hafta içi ilk ve ortaöğretim öğrencilerinin de gelmesini umuyorum. Bingöl okuyor. Umarım okuduğumuzu hayata geçirmek ve anlamlandırmak hepimize nasip olur. Açıkçası piyasa şartlarının sıkıntılı olduğu bir dönemde korkarak geldik. Yoğun bir ilgi gördük. Özellikle dikkatimi çeken bir şey oldu. Çok kitap alan oldu. Bir kişi on adet ve üzeri kitap aldı. Ben birçok fuara katılırım ama bu şekilde çok olmaz. En fazla iki veya dört kitap alırlar. Burada bayağı yoğun bir alışveriş de oldu." dedi.

"Dini kitaplar ve Doğu kültürüne yoğun ilgi vardı"

Dini kitaplar başta olmak üzere, Zaza ve doğu kültürü ile ilgili kitapların alımında yoğun ilgi olduğuna dikkat çeken Sümer, "Felsefi kitaplar çok alındı, bölge yerel olarak Zaza kültürüyle ilgili, Doğu kültürü ile ilgili kitaplar alındı. Batı klasikleri yine revaçtaydı. Özellikle yine dini kitaplara çok büyük ilgi vardı.  Dini kitaplarda yeni yalınmış, telif edilmiş eserler özellikle çok ilgi çekiyor. Alınan kitaplara baktığımızda bölgede bir entelektüel zemin olduğu belli oluyor. Tarih kitapları da ilgide ama yoğunluklu olarak çocuk kitaplarına karşı çok ilgi var, onu gözlemledik. Genel anlamda her konuda talebin olduğunu gördük." şeklinde konuştu.

"Zaza dilinde yazılmış ilk tefsir çalışmasıdır"

İbrahim Dağılma

Yazar Öğretim üyesi Dr. İbrahim Dağılma zazaca alanında bir ilk olan kısa süreler kitabını zazaca ve Türkçe tanıttı. Dağılma açıklamalarında; "Duha süresinden Nas süresine kadar tefsirini yaptık.  Bu kitap 6 yılımı aldı. Çok Mühim bir eser. Eserin önemi kılan hususların birincisi Kur'an tefsiri olması, ikincisi ise Zazaca alanında ilk tefsir eseri olmasıdır. Allah'tan niyazım ediyorum ki bu eser Allah'ın rahmetini umma adına bir gölgelik olur." dedi.

"Gençler haz, tüketim ve egoist bir alana çekiliyor"

Okurları ile yaptığı söyleşide gençliğin sorunlarına değinerek iman, salih amel ve fıtri duyguların önemine vurgu yapan Dağılma; "Özellikle gençlerimizle ilgili çok ciddi problemler yaşıyoruz, ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Deyim yerindeyse gençlerimiz mana dediğimiz, maneviyat dediğimiz boyutu ya unutmuşlar ya unutturulmuş ya da tamamen arka plana atmışlar. Gençler, haz ve tüketim çılgınlığına, alabildiğine egoist bir bağlama çekilmesi amaçlanıyor. Gençlerimiz bu dünya hayatının en sağlam gövdesidir. Deyim yerindeyse hayatın en enerjik, en dinamik, en sağlam ve her açıdan en verimli çağı gençlik çağıdır ama bizim gençlerimiz ve zamane gençliği dediğimiz gençlik, bu noktayı biraz daha farklı bir bağlamda görmeye çalışıyor.  Biraz daha hazlar, arzular, istekler ve maddi bağlamda bir tatmin aramaya çalışıyor. Oysa bunun böyle olmaması lazım. Çünkü bizi belli bir zamana göre yaratan bir yaratıcı vardır." İfadelerine yer verdi.

"Dinin yaptığı tek şey var o da fıtrat mekanizmasında olan güzellikleri hatırlatmadır"

Dağılma; "Dinin hayatımızda zerre-i miskal kadar değeri olmamış olsaydı ve Allah-u Teâla bunu bir şekilde Peygamberleriyle ve kitaplarıyla hatırlatmamış olsaydı, yine de insanlar kendi yaratıldıkları mekanizma yani fıtrat dediğimiz mekanizma açısından yine de hiç kimsenin kendilerine iftira atmasını kabul etmeyecekti.  Yine hiç kimsenin kendisine yalan söylenmesini kabul etmeyecekti, hiç kimsenin kendisini aldatmasını kabul etmeyecekti.  Yine hiç kimsenin kendisini çeşitli hilelerle yanlış savrulmalara götürmesini kabul etmeyecekti.  Yine hiç kimse malının çalınmasını, malının gasp edilmesini kabul etmeyecekti. El hâsıl bu örnekleri çoğalttığımız zaman şunu göreceğiz; Aslında din, kitap, peygamber, bütün bunlar bizim önümüze yeni bir önerme getirmiyor, yeni bir teklifle bizim önümüze gelmiyor veya bizim hayatımızı hiç bilmediğimiz yeni şeylerle değiştirmeye kalkmıyor. Dinin yaptığı tek şey var, zaten yaratılış mekanizmamızda olan, dinin kendisi olmasa da fıtratın kabul etmediği yani insanın mayasına aykırı sözlerden, davranışlardan eylemlerde kendimizi korumamız noktasında sadece bir hatırlatmadır." şeklinde konuştu.

"Tüm kitapların bir kitaba götürmesi, gönüllerin Kur'anî doğrularla dolmasını ümit ediyorum"

Dağılma, son olarak fuara gelen katılımcılara ve özelde okurlarına teşekkür mesajı paylaştı. Dağılma mesajında; " Her kitap bir dünyadır, her kitap bir umuttur. Yüce Kuran'ın emri de kitaba dönüktür.  Allah-u Teâla ikra diyor, okuyun diyor. Kaç gündür bu fuarda umuda ve yarına dönük bir realiteyi beraberce yaşıyoruz. Bir kitap fuarında beraberce bulunuyoruz.  Bu kitap fuarının tek olan kitaba yani Kur'an'a götüren ve onu güzelce okutması ve gönüllerin bu kitaptaki doğrularla dolması umuduyla teşekkür ediyorum. Kitap fuarının verimli geçtiğine inanıyorum. İmza ve söyleşi bağlamında bizi yalnız bırakmayan tüm değerli okurlarımıza, dostlarımıza, kardeş ve bacılarımıza da teşekkür ediyoruz." dedi. 

"Kitap demek insan demek"

Alimet Özbek

Fuara gelen Alimet Özbek adlı okur, "Kitap demek insan demek. Bir insanı anlamak istiyorsan kitap okuyacaksın.  Ben hep şunu söylüyorum, evet Doğan Cüceloğlu yaşamıyor, hiçbir fuarına gitmedim, hiç söyleşilerine katılmadım, ama ben onun kitabını alırsam ve okursam sanki karşımda bir Doğan Cüceloğlu varmış gibi hissediyorum.  Okumanın önemi,  bence çok kitap okuyunca insana şöyle geliyor; ben cahilim, kitap okuyunca ben cahilim, öğrenecek çok şey var var ciddi anlamda. Çünkü her kitap farklı bir dünya, her yazar farklı bir dünya. Ben bun inanıyorum, hepinizi okumaya davet ediyorum, okuyun cahil kalmayın." şeklinde konuştu.

"Risale-i Nur'u tanıtım amacıyla fuarda yerimizi aldık"

Muhittin Söyler

Fuar standı görevlilerinden Muhittin Söyler ise; "Burada risale-i Nur standı açtık. Risale-i Nur'un tanıtma amacıyla kitap fuarına bir katkımız olsun dedik. Gelen gidenlerle ilgileniyoruz. İnşallah hayırlara vesile olur." Şeklinde konuştu. (İLKHA)