• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Malatya İl Sağlık Müdürü Bentli, inflamatuvar hastalıklarında yapılması gerekenleri anlattı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Malatya İl Sağlık Müdürü İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Recep Bentli, “Dünya İnflamatuvar Hastalıkları Günü” münasebetiyle; hastalığın belirtileri, hastalık süreci ve neler yapılması gerektiği ile ilgili olarak İLKHA’ya önemli açıklamalarda bulundu.

“Ülseratif Kolit daha çok kalın bağırsağı etkiliyor”

İnflamatuvar hastalıkları ile ilgili iki ana hastalığın olduğunu belirten Prof. Dr. Bentli, “Birincisi daha sık görülen Ülseratif Kolit, ikincisi de Crohn Hastalığı. Bu her ikisinde de bağırsakların kronik iltihabi bir durumu söz konusu. Klinik olarak çok farklı seyretse bile her ikisinde de oluşan durum, bağırsakların kronik bir iltihabi hastalığı. Tabi Ülseratif Kolit daha sık görülür dedik ama Ülseratif Kolit daha çok kalın bağırsağı etkilerken, Crohn Hastalığı tam tersine ağızdan anüse kadar yani kalın bağırsağımızın sonuna kadar hepsini etkileyebiliyor. Ama Crohn hastalığında ince bağırsakların son kısmı etkilenirken, Ülseratif Kolit'te ise kalın bağırsak ve sol kısım etkileniyor.” dedi.

“Her yıl yaklaşık 700-800 ortalama inflamatuvar bağırsak hastalığı hastalarımız var”

Hastalıkların semptom olarak da çok farklı gelebildiklerine vurgu yapan Bentli, şöyle devam etti: Mesela Ülseratif Kolit kalın bağırsağı etkilediği zaman biraz daha yavaş semptomlu geliyor, hasta ilk önce önemsemiyor ve basit bir ishalmiş gibi düşünüyor. Ama daha sonra ishalin uzun sürmesi neticesinde hekime başvurduğunda hele bir de kanamalı olduğunda dışkılama alışkanlığında değişiklik olduğunda mutlaka biz kolonoskopi yaparak bu tanıyı koymaya çalışıyoruz. Aynı şekilde Crohn, benzer semptomlarda gelebiliyor ama daha gürültülü ortaya çıkabiliyor. Daha şiddetli ishal, çok şiddetli karın ağrısı ve kramplar şeklinde de başvurabiliyorlar. Ve yine aynı şekilde burada da kolonoskopiyle tanısını koymaya çalışıyoruz. Tabi bu hastalıkların sıklığı da önemli, özellikle 100 binlik nüfusta 50-80 gibi kitaplarımızda yazıyor ama bu yüze kadar da çıkabiliyor tabi sağlığa erişimle ilgili bir rakam bu. Ülkemizde ve ilimizde de sağlığa erişim birçok ülkeden daha iyi olduğu için bu oran yüzlere kadar ulaşabiliyor. Yani toplam tanısı konulan ve takip edilen her yıl yaklaşık 700-800 ortalama inflamatuvar bağırsak hastalığı tanısı konulan hastalarımız var.”

“Genç erişkin yaş grubu doktora gitmeyi istemedikleri için bazen tanıda gecikebiliyoruz”

Bentli, “Eğer kramp şeklinde karın ağrısı ishal hele kanlı ishal ise ve özellikle de genç erişkinlerde görüldüğü için bu yaş gurubu doktora da gitmeyi istemedikleri için bazen tanıda gecikebiliyoruz. Bu tür semptomları olan eğer bir hafta içinde iyileşmedikleri takdirde mutlaka bir Gastroenteroloji, Dahiliye kliniğine başvurmalarını istiyoruz.” dedi.

“Crohn Hastalığında gecikildiği takdirde hayati tehlike oluşabiliyor”

Özellikle Crohn Hastalığında gecikildiği takdirde bağırsakta incelme, fistül gelişimi, bağırsaklar arası kanal gelişimi ve çok ciddi karın içi apselerle başvuran hastaların olduğuna dikkat çeken Bentli,

“Tabi bunda daha önce Crohn Hastalığı biraz daha gürültülü semptomlarla seyrettiği için hastalarımız daha erken hekime başvuruyor ama Ülseratif Kolit'te daha hafif ve sinsi semptomlarla seyrettiği için bir çok hastamız hem geçmeyen ishal hem de kanamaya bağlı ciddi kansızlık ve buna bağlı halsizlik semptomlarıyla başvurduğunda yaptığımız bir kan sayımıyla kanının düştüğünü gördüğümüzde mutlaka kalın bağırsaklarını ve midesini görmemiz gerekiyor hele de mutlaka erkek hastaları görmemiz gerekiyor. Bu tür gecikmeye bağlı semptomlar biraz daha ağırlaşabiliyor ama Crohn da bu daha önemli olabiliyor. Karın içi apse gerçekten hayatı tehdit eden bir klinikle hastalar bize başvurabiliyor.”

“Semptom olmasa bile kanser taramalarını mutlaka yaptırmalarını öneriyoruz”

Bentli, son olarak şunları kaydetti: “Tanı konulduktan sonra Ülseratif Kolit hastalarımızın bazen ataklar şeklinde seyrettiği için bu her iki hastalıkta bazen gerçekten ataklar arası çok uzun süreler olduğunda hastalarımız doktora başvurmuyorlar. Hastalarımıza önerilerimiz atakların sık olmasa bile mutlaka ve özellikle Ülseratif Kolitte kalın bağırsak kanseri olması ihtimali normal insanlara göre daha fazla olduğu için Ülseratif Kolit tanısı alan hastalarımızın mutlaka Gastroenterolojiye başvurarak zamanı geldiğinde semptomu olmasa bile kolonoskopiyle kanser taramalarını mutlaka yaptırmalarını öneriyoruz.” (İLKHA)







Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir