Çözüm süreci ve Reyhanlı Raporu açıklandı
Adaleti Savunanlar Derneği Genel merkezi, barış süreci ve Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde yaşanan saldırıların öncesi ve sonrası hakkında hazırladıkları raporu açıkladı.
BURSA - Silahlı Kuvvetlerden olağanüstü dönemlerde inançları ve özel hayatları sebebiyle ihraç edilen, kararname yoluyla atılan veya mobbing sebebiyle istifaya/emekliliğe zorlanan subay astsubaylarının 2000 yılında kurdukları Adaleti Savunanlar Derneğinin genel merkezi barış süreciyle ilgili raporunu basınla paylaştı.
Bursa İncirli Kültür Merkezinde düzenlenen basın toplantısında, Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Şube Başkanı Arif Çelenk, “Doğu ve Güneydoğu heyeti olarak bölge halkının çözüm süreciyle ilgili nabzını tutmak; kardeşlik, vatandaşlık ve inanç birliği ortak paydaları üzerinden istişarelerde bulunmak maksadıyla bu ziyaretler planlanmıştır” dedi.
"Bu kapsamda STK’ların, halkın ve kanaat önderlerinin görüş ve temennileri alınmıştır" diyen Çelenk, "Planlandığı üzere, Diyarbakır, Batman ve Mardin illerinde birer gün süren yoğun görüşmelerde bulunulmuştur. ASDER Genel Merkezi tarafından titizlikle seçilen ve her görüşün temsilcisi olan STK’larla görüşmeler yapılmıştır. Batman ve Mardin’de STK, vakıf ve sendika temsilcilerinin katılımı ile oluşturulan platformlar ile toplu görüşmeler yapılmıştır” şeklinde konuştu.
Bugüne kadar barışla ilgili konularda dayatmacı güçlerin söylediklerinin olduğunu vurgulayan Çelenk, "Biz de adaleti savunanlar derneği olarak diyoruz ki, bu süreç sadece akil insanların veya sadece iktidardaki AK Partinin meselesi değil, milletin meselesidir. Topyekûn sivil toplum örgütleri barış sürecinde biz de varız dediğimiz de göreceğiz ki kendiliğinden barış süreci oluşmuş olacaktır" ifadelerini kullandı.
Doğu ve Güneydoğu'daki tespitlerini, 'batıdaki STK’lar barışı bir istiyorsa doğudakiler üç istiyor' şeklinde ifade eden Çelenk, “Çünkü onlar daha çok sıkıntı gördüler, daha çok çektiler, onlar barışa dünden razıdırlar” dedi.
Çelenk, “Barış sürecinin ismi, kavramı geçtikten sonra bölgede en ufak bir gözyaşının olmaması, bölgedeki sanayinin çalışması, bölgeden göç edenlerin tekrar bölgesine yerleşmesi bu sürecin başarıya ulaştığının bir emaresidir” diye konuştu.
“Reyhanlı’da "Ensar" ve "Muhacir" dayanışmasının en güzel örnekleri yaşanıyor”
Reyhanlı'daki bombalı saldırılarla ilgili asker gözüyle tarafsız bir şekilde rapor hazırladıklarını da ifade eden Çelenk, bu raporla yaptıkları tespitleri ilgili kurumlara ulaştıracaklarını dile getirdi. Çelenk, Reyhanlı'da tıpkı Medine dönemindeki "Ensar" ve "Muhacir" dayanışmasının en güzel örneklerinin yaşandığını belirterek, bazı insanların evinin yarısını Suriye'den gelen kardeşlerine verdiğini anlattı.
Bir insan düşünün ki evinin yarısını Suriye’den gelen kardeşlerine ayırdığını, Reyhanlı'nın 60 bin nüfusu olduğunu, 40 bin de mülteci geldiğini bildiren Çelenk, bu süreçte ufak tefek aksaklıkların yaşandığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Devlet yetkililerimiz daha iyisini bilmekle birlikte ufak bir provakatif bir hareket olduğunu, kasıtlı olarak insanların tahrik edildiğini, muhacir olarak Reyhanlı'ya gelen Suriyelileri bölge insanı olmadığı halde tahrik edip evine kapatmak isteyen kesimlerin izlerini biz tespit eder gibi olduk. Alevi'si, Sünni'si, Kürt'ü, Türk'ü ile Reyhanlı halkı, 100 bine ulaşmış sayısına rağmen ekmeğini mültecilerle paylaşan misafirperverliğini en güzel örneğini gösteren yapıda. O şeyleri çıkaranların dış mihraklar ve dıştan gelen kişiler olduğu anlaşılıyor. Sivil toplum örgütlerinin sadece Reyhanlı'da değil Suriye'nin içindekilere dahi yardımları götürdüğünü, bu saldırıların o yardımları engellemeye yönelik olduğunu gözlemledik."
Çelenk, açıklamasının ardından Bursa'daki sivil toplum kuruluşu temsilcilerine Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki izlenimlerini aktardı. (Zeki Aras, Fethullah Özsoy - İLKHA)