Mülteciler karalama kampanyaları nedeniyle büyük endişe taşıyor!
Batman Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu, son günlerde Türkiye’de mültecilere yönelik artan ırkçı yayın ve saldırılara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Mültecilerin ırkçı söylemler nedeniyle büyük bir endişe taşıdığına dikkat çekilen açıklamada, bu düşmanlık atmosferi ve azgın kampanyalar nedeniyle mültecilerin artık kendilerini rahat hissedemediği; sokakta, otobüste, iş yerinde her an saldırıya uğrama endişesi duyduğu ifade edildi.
Savaş mağduru olarak yaklaşık 4 milyona yakın Suriyeli başta olmak üzere Afganistan, Irak, Pakistan, Mısır ve İranlı birçok mültecinin son yıllarda Türkiye’ye sığındığı belirtilen açıklamada, muhacir ve ensar kardeşliğinden rahatsız olanların; ırkçı, ayrımcı saplantılarla mazlum insanları ötekileştiren, dışlayan nefret söyleminin ise bu ülke adına bir utanç manzarası olduğu belirtildi.
Açıklamada, “Birtakım karanlık ve kirli odaklarca yakın dönemde büyüyen bazı ekonomik sorunlar da istismar edilerek muhacir karşıtlığı üzerinden toplumu huzursuzluğa ve ülkeyi istikrarsızlığa sürükleme gayretleri her geçen gün artmakta maalesef. Baştan aşağı yalanlarla örülü tezlerle, bilhassa sosyal medya mecraları üzerinden aralıksız köpürtülen iftiralarla toplumun zihnine ülkenin geleceğinin büyük bir tehdit altında olduğu korkusu yerleştirilmeye çalışılmakta; bunun için ahlaksız, vicdansız bir kampanya yürütülmektedir.” denildi.
“Toplumun bir bölümünün akıl sağlığı ciddi bir tehditle karşı karşıya”
Sistematik bir tarzda sürdürülen bu kirli kampanyanın belli oranda etkili olduğu, bilhassa ırkçı propaganda ve yabancı nefretine açık kesimler arasında karşılık bulduğunun görüldüğü vurgulanan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Gelinen yer itibariyle toplumun bir bölümünün akıl sağlığı ciddi bir tehditle karşı karşıyadır. Hastalıklı zihin yapısının başvurduğu en yaygın taktiklerden biri bazı göçmenlerce gerçekleştirildiği iddia edilen kimi kabahatlerin, birtakım kriminal hadiselerin genelleştirilerek bütün bir muhacir toplumunu ilzam ve itham etme aracına dönüştürülmesidir.
Bir başka kara propaganda malzemesi de muhacirlerin ülke ekonomisine ağır bir yük teşkil ettiği, kamu kaynaklarının kendilerine akıtıldığı söylemidir. Oysa iş çevrelerinin, meslek örgütlerinin, ticaret ve sanayi odaları mensuplarının da çok iyi bildikleri şekilde muhacirler ülke ekonomisine yük teşkil etmeyip, bilakis yük taşımaktadırlar. Pek çok iş alanında muhacirlerin varlığı üretimin devamı için zorunluluk mesabesindedir.”
“Karalama kampanyalarının beslediği kötülük zinciri acı meyvelerini vermektedir”
Mültecilerin ırkçı söylemler nedeniyle büyük bir endişe taşıdığına dikkat çekilen açıklamada, “Göçmenleri hedef alan ve neredeyse tamamı asparagas haberlere, iftiralara dayanan karalama kampanyalarının beslediği kötülük zinciri acı meyvelerini vermektedir. Bu düşmanlık atmosferi ve azgın kampanyalar nedeniyle yıllardır iç içe olduğumuz, ekmeğimizi, sevincimizi, derdimizi paylaştığımız muhacir kardeşlerimiz artık kendilerini rahat hissedememekte, sokakta, otobüste, iş yerinde her an saldırıya uğrama endişesi duymaktadırlar.” ifadelerine yer verildi.
“Mültecilik konusu insani bir olgudur”
Açıklamanın sonunda şu ifadeler kullanıldı: “Sonu acılarla bitecek bir kavşağa doğru yol alıyoruz. Bu yüzden ırkçılık, yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı gibi duyguların tahriki üzerinden topluma yön vermek isteyenler acilen engellenmelidir. Mültecilik konusu insani bir olgudur. Bu konu siyasi malzeme yapılmayacak kadar hassas bir meseledir. Siyaset, bürokrasi, sivil toplum ve medya başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerini; ırkçı yaklaşımlardan uzak durmaya, mültecilerin hayatlarını ve onurlarını koruma noktasında duyarlı olmaya çağırıyoruz.”(İLKHA)