Mustafa Karakaş/Doğruhaber

Şirin Ebu Akile, 2 gün önce rejim tarafından katledilmişti.

Akile’nin bugün cenaze töreni vardı.

Terör çetesi, insanlık onuru ile medeniyet değerleri ile, hiçbir şey ile bağdaşlaşmayan bir vahşilikle cenazeyi taşıyanlara saldırdı.

Akile bir Müslüman değildi, Hristiyan bir Arap’tı. Kendisi için “Ben Kudüs’ün kızıyım” diyordu.

Evet öyleydi, o Kudüs’ün kızıydı.

Çünkü Kudüs’te doğmuş, Kudüs sokaklarında koşturmuştu. Kudüs’ün havasını ciğerlerine çekmişti. Gazeteci olduğu günden beri Kudüs’ün başı ne zaman sıkışsa Akile oraya koşardı.

Kudüs’ü savunmak vatanı savunmak demekti çünkü.

Akile bir vatanperverdi.

….

Bugün bir ölüm haberi daha geldi.

Yani bir cenaze daha var.

Ölen Müslüman!

BAE lideri Şeyh Halife bin Zayed Al-Nahyan…

Elinin altında milyarlarca dolar olan.

Dünyanın en zengin devlet adamı…

2004’ten beri BAE’yi yönetiyor.

Kudüs için attığı tek bir adım yok.

Kudüs’ün tek bir sokağını bilmez.

O da öldü.

Siyonist rejimin sözde başbakanı Bennet, Al Nahyan için “Mirası ve muazzam işleri israilde büyük beğeni topluyor” dedi.

Rejimin Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, BAE hükümdarının ölümünü “BAE'deki dostlarımız ve tüm bölge için büyük bir kayıp” olarak nitelendirdi.

Garip zamanlar değil mi?

Hristiyan olan Akile’nin katledilmesi, İslam Dünyasının yüreğini kanatırken, Müslüman Nahyan’ın ölümü siyonist rejim şeflerini üzmüş!

Akile’nin durduğu yer, insanlığın durduğu yerdi. O kendi topraklarını haberleştiriyordu.

O gerçekten Kudüs’ün kızı idi ve bu uğurda katledildi.

Tıpkı Rachel Corrie gibi ümmetin yüreğine defnedildi.

Peki Nahyan kimin oğluydu? Nereye defnedilecek?

Kim onu nasıl anacak?