Siyonist işgal çetesinin Filistin toprakları üzerinde Müslümanlara yaptığı zulme dikkat çekmek ve gündemde tutmak amacıyla ilan edilen Dünya Kudüs Günü münasebetiyle İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan İlim ve Medeniyet Derneği Başkanı Nasrettin Güneş, özellikle gençlerin Kudüs'e gitmelerini, Mescid-i Aksa'da bulunmalarını ve oranın Ümmetin bir parçası olduğunun aşılanması gerektiğini belirtti.

Güneş, akademi camiasının yapacağı çalışmalarla Kudüs davasının haklılığının dünya kamuoyuna sunulması gerektiğini dile getirdi.

"İşgal bugün topla, tüfekle yapılsa bile en çokta zihinlerde işgal yapılmaktadır"

İslam Alemi'nin; ilk kıblesi, ikinci mescidi ve üçüncü Harem-i Şerif'i olan Mescid-i Aksa'nın büyük bir zulüm altında olduğunu belirten Güneş, "İslam âlemi için hem dini hem tarihi anlamda önemli bir yerde bulunan mescidimizin ve Kudüs topraklarının büyük bir işgal altında olması bütün Müslümanların uykularını kaçıracak düzeyde olması gerekiyor. Ancak gelin görün ki bu durum, Müslümanlar için kabullenilmiş gibi duruyor. Bugün Müslümanların zihninde Kudüs ve Mescid-i Aksa sanki asla bir daha gidilemeyecek ve görülemeyecek bir yermiş gibi maalesef duruyor. Bu durum algı ve bilinçle ilgilidir. Bunun önüne özellikle gençlerimizin şuurlarına, bilinçlerine Kudüs ve Mescid-i Aksa bilincinin aşılanmasıyla aşılabilecek bir durumdur. İşgal bugün topla, tüfekle yapılsa bile en çokta zihinlerde yapılan bir işgaldir, bunun önüne geçmek gerekir. Özellikle gençlerimize Kudüs'e gitmeleri, Mescid-i Aksa'da bulunmaları ve oranın Ümmetin bir parçası olduğunu aşılamak gerekir. Tabiri caizse gençlere Kudüs aşısı yapmak gerekir. Bu bağlamda gençlerimizin zihnindeki ulaşılamaz, esareti asla kırılamayacak durumunun düzeltilmesi gerekir. Özellikle gençlere Kudüs'e gitmeleri, orada bulunmaları, oradaki Müslümanlarla bir araya gelmeleri, illa oraya gitmelerine de gerek yok ama orası için bir şey yapmaları durumunun oluşturulması gerekiyor." dedi.

"Kudüs, Müslümanların elinde ve yönetiminde olduğu zaman barış diyarıydı"

En büyük işgallerin çoğunlukla kitlenin zihinlerinde başlatıldığını bu sebeple Kudüs şuuru ve bilinci üzerine birçok program yapılması gerektiğini dile getiren Güneş, "Kudüs 1917 yılına kadar Müslümanların yurdu halindeydi ancak 1917 yılından sonra özellikle Osmanlı Devleti'nin bölgeden ayrılmasıyla Kudüs büyük bir zulüm diyarı haline geldi. Bunun bilincinde olmak lazım. Kudüs, Müslümanların elinde ve yönetiminde olduğu zaman barış diyarıydı ancak bugün Müslümanlar için zulüm diyarı haline geldi. Bugün işgal rejimi algı operasyonlarını çok iyi yönetiyor. Özellikle Müslümanlara yönelik yaptığı algı operasyonlarıyla sanki Kudüs'ün evvelden beri kendisininmiş gibi söylem ve hareketleri maalesef bizi zor durumda bırakıyor. Bizim de buna karşılık vermemiz gerekir. Kendi zihinlerimizi bu algı operasyonlarına karşı temizlemekle birlikte, şuurumuzu ve bilincimizi de yenilememiz ve diri tutmamız gerekiyor." diye konuştu.  

"Öğrencilerin kendi faaliyetleriyle Kudüs'e yönelik programlar yapması önemli bir durumdur"

Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın Müslümanların öz yurdu olduğunun bilincinin oluşması çalışmalarının özellikle üniversitelerde daha aktif yapılacak faaliyetlerle aşılanabileceğinin altını çizen Güneş, "Üniversite gençliği maalesef bu durumdan çok uzaktadır. Bu duruma akademik faaliyetlerle birlikte öğrencilerin kendi faaliyetleriyle Kudüs'e yönelik programlar yapılması önemli bir durumdur. Özellikle akademik anlamda, uluslararası hukuk anlamında; Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin'in bütün topraklarında bir işgal durumunun olduğu ve bu işgalin uluslararası hukuk ve diğer bağlamlarda anlatılması, yazılması hem makaleler hem de kitaplar ve raporlar şeklinde oluşturularak dünya kamuoyuna sunulması elbette çok önemli olacaktır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)