İstanbul'un Eyüpsultan ilçesinde ikamet eden Eyüp Taş isimli genç, Telegram’dan gelen bir linke tıklayınca hayatı bir anda alt üst oldu.

Telegram’dan gelen linke tıkladığında otomatik olarak DAİŞ'e ait bir WhatsApp grubuna yönlendirilen Taş, grubun farkına vardıktan sonra grubu şikâyet ederek gruptan ayrılsa da başı dertten kurtulamadı.

Evine düzenlenen şafak operasyonuyla gözaltına alınan üniversite hazırlık öğrencisi Taş, 4,5 ay cezaevinde kaldı.

4,5 ay sonra serbest bırakılan gencin cezası onaylanınca DAİŞ üyeliğinden 6,5 yıl hapis cezası verildi. İLKHA muhabirine konuşan Taş, kararın Yargıtay'dan dönmesini beklediklerini söyledi.

"Uzaktan yakından hiçbir iltisakım olmamasına rağmen üyelikten 6,5 yıl hapis cezası aldım"

12 Ekim 2019 tarihinde gece saat 03.00 sularında ders çalışırken evine şafak operasyon düzenlendiğini belirten Taş, o gece yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Ayakta olduğum için direk kapıya yöneldim, kapıyı ben açtım. Bizi hemen bir hengameyle yere yatırdılar. Hakkımızda DAİŞ'ten soruşturma olduğunu söylediler. Ailece şaşırdık hatta babam, 'Eyüp DAİŞ ne?' dedi. Ben de bilmediğimi söyledim. Polisler de aileye bir baktı acaba yanlış adrese mi geldik diye sonra kim olduğumu tanıttım, ders çalıştığımı gördüler. Ardından, 'emniyete götüreceğiz, ifadesini verir bırakırlar' dediler. Sonrasında Vatan Emniyetine gittik. Vatan Emniyeti'nde 4 gün gözaltında kaldık. Sonra Çağlayan Mahkemesi'nde tutuklandık. Tabi hala neden, ne için yargılandığımı bilmiyorum; söylenmiyor. Sadece mahkemede 'Eyüp Ensar' kod adı deniliyor ve ben cevaplıyorum. Aksine; imam hatip lisesi mezunu olduğumu, adımın Eyüp olduğunu söylüyorum. Ardından tutuklanarak Metris'e gönderildik, oradan da Silivri'ye sevk edildik. 4,5 ay Silivri'de tutukluluk süreci oldu. 4,5 ay sonra 32'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde serbest bırakıldık. Şimdi de dosyamız istinaftaydı, bekliyorduk, cezamız onaylandı Yargıtay'a taşındı. Uzaktan yakından hiçbir iltisakım olmamasına rağmen terör üyeliğinden 6,5 yıl hapis cezası aldım. Kim olduğumuz belli, aile yapımız belli, hiçbir alakamız olmamasına rağmen terör üyeliğinden 6,5 yıl hapis cezası verildi. Şimdi Yargıtay'dan sonuç bekliyoruz." 

"Grupta radikal insanlar olduğunu görünce şikâyet ederek gruptan ayrıldım"

Mahkemenin elinde somut delil olmadığını beyan eden Taş, "Tutuklanarak Metris'e gönderildiğimizde cezamızı o vakit öğrendik. Her şeyi yeni öğrendik, daha yeni söyleniyor. Bundan 2 yıl önce üniversite sınavına hazırlanırken YKS'ye çalışıyordum. TYT ve AYT PDF'leri için Telegram kullanıyordum. Ders notlarımı takip ediyordum. Orada geniş arama motoru vardır, bugün bütün sosyal mecralarda olduğu gibi. Oraya 'ehli sünnet' yazdım. Karşımıza YouTube'da olduğu gibi kanallar çıkar, siz mesaj atamazsınız sadece grubun sahibi mesaj atar. Günlük ayet ve hadis okuyorum. Bunun yanı sıra bir link gelmişti, bugün bir link gönderilse hepimiz basıyoruz. Ben de o linke basmakla otomatik olarak WhatsApp grubuna gönderildim. O zamanlar kütüphanede ders çalışıyordum, tekrar kütüphaneye giderek Wi-Fİ ağına bağlandığımda grupta yoğun bir mesajlaşma olmuştu. Ben Hanefiyim, İmam Maturidi hakkında kafir olduğu, müziğin haram olduğu gibi söylemler söyleniyordu. Grupta radikal insanlar olduğunu görünce şikâyet ederek gruptan ayrıldım. Sanırım numaramızd a orada kalıyor. Oradan bir bağlantı kurularak bize de operasyon yapılıyor. Takkeli fotoğrafım var. 'Eyüp Ensar' kod adı deniliyor, halbuki öyle bir şey yok. Ailem de, çevrem de; Eyüpsultan'da doğup büyüdüğüm için Eyüp-el Ensar derler bana. Telefonumda bugün hepimizin dinlediği müzikler, neşidler... ne görseler, Arapça bile görseler hiçbir delil olmamasına rağmen direk IŞİD ile bir bağlantı kuruluyor. Yaşadığımız bu ağır imtihandan sonra 4,5 ay Silivri Cezaevi'nde kaldık. Uzaktan yakından çevrem, arkadaşım olmamasına rağmen cezaevinde aynı görüşten olmadığım radikal insanlarla kaldım. Bunun mağduriyetini gerek ders gerek psikolojik olarak yaşadım." şeklinde konuştu.  

"Hâkim; 'benim gözümde Telegram kullanan herkes potansiyel örgüt mensubudur' diyor"

4,5 ay cezaevinde kaldıktan sonra mahkemeye çıktığını belirten Taş, "Mahkemede hâkimin elinde somut bir delil olmamasına rağmen; bütün delilleri göstermemize rağmen, 'neden Telegram kullanıyorsun' ardından 'sana link geliyor da neden bana gelmiyor' gibi zanlarla hareket ediliyor. Dosyamda; 'Sanık Eyüp Taş'ın oy kullanmamak, Diyanet camilerinde namaz kılmamak, devleti tağut görmek' yazıyor. Halbuki ben imam hatipte olduğumdan dolayı okul müdürüm merkez camilere namaz kıldırmam için gönderiyordu. Namaz kıldırıyorduk, hutbe veriyorduk. Üzerime böyle bir suç isnad edilmişti. Mahkeme de bütün delilleri, fotoğrafları gösterirken maalesef hiçbiri karşılığını bulmuyordu. Hâkim hala; 'hepiniz neden birbirinize benziyorsunuz, benim gözümde Telegram kullanan herkes potansiyel örgütü mensubudur' diyor. Böyle bir zan altında bırakıyor. Bugün hepimiz Telegram'ı kullanıyoruz, ben hala Telegram kullanıyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Selçuk Bayraktar'ı takip ediyorum. Telegram'dan yola çıkarak örgütle bağlantı kuruyor ama elinde hiçbir somut delil yok." diye belirtti.

"Temennimiz bu haksız kararın Yargıtay'dan dönmesidir"

Operasyonun yapıldığı geceden itibaren ailesinin de psikolojik olarak ağır süreçten geçtiğini belirten Taş, "Onlar da hala neden böyle olduğunu anlamaya çalışıyorlar. Elhamdülillah sabrettik ama en son 6,5 yıl hapis cezası verilmesiyle beraber şu an çok üzüntülüler ama ben onları sürekli teselli ediyorum. Biiznillah bir daha hapis yatmayacağız. 6,5 yıl hapis yatmayacağız diye teselli ediyorum. Temennimiz bu haksız kararın Yargıtay'dan dönmesidir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)