`Dizilerde aile ve toplumsal ahlak hedef alınıyor`
Yeşilay Cemiyeti Tarsus Şube Başkanı Sinan Başkaya, TV`lerde oynatılan dizilerin aile ve toplumsal ahlakı hedef aldığını belirterek, batının bile rahatsız olduğu düşüncelerin modernite adı altında gençlere ve aileler empoze edilmeye çalışıldığını söyledi.
MERSİN - İnsanın mutlu, huzurlu ve güvende olduğu en önemli yerin kişinin anne, baba, eş ve çocuklarından oluşan ve toplumun temelini teşkil eden ilk kurum olan aile olduğunu belirten Yeşilay Cemiyeti Tarsus Şube Başkanı Sinan Başkaya, İslam’ın aile kurumuna çok önem verdiğini ve ailenin sağlıklı olması, sağlam temeller üzerine kurulabilmesi için birçok emir ve tavsiyelerde bulunduğunu belirtti.
Sağlıklı bir toplum için önemli olan aile üzerindeki oyunları gerçekleştirmek için her eve bir sözcünün girdiğini belirten Başkaya şunları söyledi: “Televizyon, tek yanlı iletişimiyle izleyiciyi savunmasız yakalamaktadır.
Bilinçli bir yetişkin ile henüz bilinci oluşmamış bir çocuğun bundan etkilenme durumlarının aynı olması elbette mümkün değildir. Özellikle bazı okul dizilerinde öğrenciler dersten çok gayrı meşru arkadaşlık ve ilişkilere teşvik edilmekte ve bu yanlışlar doğru olarak lanse edilip meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır.
Maalesef ülkemizdeki televizyon kuruluşları ve film prodüksiyonları ve yönetmenler, toplumu Batılılaştırma adına en etkin rolü üstlenen aktörler olmuşlardır. Bu aktörler batılılaşmayı kültürel değerleri alma olarak algıladıklarında tüm dizi ve filmlerde bu toplumu ayakta tutan değerler ötekileştirilip yeni değerler topluma dayatılmaya çalışılmıştır” dedi.
Televizyon dizilerinin bireyden çok topluma zararı vardır
Artık Batının bile rahatsız olduğu düşünce ve yaşam tarzının dizilerle modernite adı altında gençlere empoze edildiğine dikkat çeken Başkaya, “Amaç toplumu öz kültürüne yabancılaştırıp yozlaşmış yabancı kültürün etkisine açık hale getirmektir. Bu da ancak ve ancak gençlerimizin beyinlerini ve gönüllerini uyuşturmak ile olur ki, onu da beyinleri zararlı maddelerle, gönülleri de ahlaki dejenerasyon ile uyuşturabilirsiniz.
Televizyon dizilerinin bireyden çok topluma zararı vardır. Akşam eve giden bir babanın televizyon açıkken ailesiyle ilgilenmesiyle, kapalıyken ilgilenmesi arasında çok büyük bir fark vardır. Alkolde de böyle bir durum söz konusudur. Bağımlılık yoksunluk sebebi oluyor. Ve en ciddî darbeyi aileye vuruyor“ ifadelerini kullandı.
Toplumu korumanın tek yolu aileyi korumaktır
Başkaya açıklamasının devamında “Son zamanlarda okullarımızda ortaya çıkan problemin ana kaynaklarından biri, öğrencilerimizin bu dizilerden etkilenme sonucu okulları eğitim-öğretim yuvasından çok dizi filmlerde gördükleri şekliyle algılamalarıdır. Ve toplumu korumanın tek yolu aileyi korumaktır. Bunun başka yolu yoktur.
Önemli olan bu konuda ailenin tavrı ve bakış açısıdır. Ailelerin küçülmesi, evlerden dede ve ninelerin uzaklaşması, mevcut bir takım sıkıntıları da beraberinde getiriyor. Meselâ, aile olarak izlenen dizilere müdahale edilmesi gerekiyor. Bağımlılığa götüren yolların ilk adımı olan sigaranın alımının zorlaştırılması gerekiyor. Bunun gibi yapılması gereken çok şey var. Özellikle hükümetler tarafından aileye her şekilde yatırım yapılması gerekiyor.” şeklinde kouştu.
(A. Hakim Kurt - İLKHA)