Pakistan'ın Milli Günü'nde vahdet vurgusu
"23 Mart Pakistan Milli Günü" münasebetiyle İstanbul'da düzenlenen programda yapılan konuşmalarda, İslam ümmeti için vahdetin artık elzem olduğu vurgusu yapıldı.
Pakistan Dayanışma Platformu tarafından Eyüpsultan'da düzenlenen programa, Pakistan İstanbul Konsolos Yardımcısı Amanullah Memon, HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, Aksa Eğitim ve Dayanışma Vakfı (AKDAV) Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Kayan, birçok STK temsilcisi ve İstanbul'da yaşayan çok sayıda Pakistanlı katıldı.
"Vakit varken Müslümanlar olarak bir araya gelebilir, kendi kurtuluş yolumuzu çizebiliriz"
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Pakistan İstanbul Konsolos Yardımcısı (Pakistan topluluğu ile ilişkiden sorumlu) Amanullah Memon, "Bu program görünüşte küçük bir şey ama Pakistan kurulmadan önce 23 Mart tarihinde bağımsızlığın ilan edilmesi kararıyla aslından bir manada Pakistan kurulmuş oluyordu. Bu tarihte verilen karar ile o zaman Hint Alt Kıtası'nda yaşayan Müslümanlar, 'bizim için farklı bir seçim değil farklı bir memleket lazım' diye karar verdiler. Çünkü Müslümanlar ile Hindular iki ayrı millettir. Müslümanlar yalnızca bir ilaha ibadet ederken Hinduların sayısızca ilahları var. Şimdi vakit varken Müslümanlar olarak bir araya gelebilir, kendi kurtuluş yolumuzu çizebiliriz. Bu kadar çok zorluklar çekmemizin sebebi aynı noktada durmamamızdan kaynaklanıyor. Eskiler Müslüman olarak yaşadıkları için izzet ve makam sahibiydiler. Biz ise bugün İslam'ı yaşayamadığımız için zillet içerisindeyiz. Ne zaman doğru ve iyi Müslüman olursak o zaman ne Afganistan ne Keşmir ne de Filistin'de hiç kimse bizi ezemeyecek." dedi.
"Hepimiz aynı geminin yolcularıyız ve bu geminin sahili selamete ulaşması gerekir"
Pakistan'ın milli gününü tebrik ederek konuşmasına başlayan HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, "İnşallah Pakistan en kısa sürede siyasi, ekonomik, kültürel, askeri ve her manada bağımsız, güçlü bir İslam devleti olur. Derdimiz bir. Pakistan, Türkiye, Mısır, Sudan, Irak, Suriye ve nereye gidersek gidelim Müslümanların derdi birdir. Müslümanların isteği, birlik ve beraberliğin sağlanmasıdır. Müslümanlar bir araya gelmeli ve ümmet olmanın gereğini yapmalıdır. Geçen hafta Pakistan Başbakanı İmran Han'ın bir konuşması oldu. Konuşmasında, '1.5 milyar ümmet olmamıza rağmen Keşmir davasında, Filistin davasında kaybettik. Dünyada yükselen İslam düşmanlığına karşı gereğini yapamadık' diye sitem ediyordu. Muhterem kardeşlerim! Hepimiz aynı geminin yolcularıyız. Gemi batarsa hepimiz batarız. Geminin selameti, kendi selametimizi için bu geminin sahili selamete ulaşması lazım. Bunun yolu da kişisel, cemaatsel, ülkesel, devletsel çıkardan ziyade ümmetin maslahatını öncelemekten geçer." diye konuştu.
"Ümmetin ortak bir akla, ortak bir iradeye, ortak bir çatıya ihtiyacı var"
Ümmet arasında çizilen sınırların suni sınırlar olduğunun farkında olduklarını belirterek konuşmasın başlayan AKDAV Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Kayan ise şöyle konuştu:
Geldiğimiz aşama itibarıyla hayat, dünya, inancımız, geleneğimiz ve gerçeğimiz yeniden ümmet olarak kendimizi gözden geçirmeyi, ortak bir amaç ve hedef etrafında kilitlenmeyi, topyekûn ümmetin bağımsızlığı, özgürlüğü için bir irade ortaya koymamız gerektiğini karşımıza çıkarıyor. Özellikle dünyanın İslam karşıtı durumu ortadadır. Doğusuyla, batısıyla, kuzeyi ve güneyi ile hiçbir mezhep, ülke, yönetim ayırımı yapmaksızın topyekûn İslam'a savaş açmış olan emperyalist bir dünya ile karşı karşıyayız. Yüzyıllık bir süreçten sonra geldiğimiz safha itibarı ile ümmetin ortak bir akla, ortak bir iradeye, ortak bir çatıya ihtiyacı var. Kendi milli, yerel ölçeğimizdeki varlığımızı ebetteki sürdüreceğiz ama üst kimliğimiz, ümmet kimliğimiz, evrensel İslam kardeşliği kimliğimiz vahdeti artık acilen gündemimize almayı zorunlu kılıyor. Aksi takdirde yeryüzünde küfrün tek millet olduğu gerçeğinin ve bunun getirdiği sonuçları en ağır şekilde yaşayan bizler bu mağduriyeti, mazlumiyetin ve ezilmişliğe son verebilmek için mutlaka ortak iradenin tecelli etmesi gerekiyor. Tarihte bu bilincin oluşmasında Pakistan- Hindistan özelindeki o bilincin bugün yine özellikle o coğrafyada bu ruhun yeniden dirilmekte olduğunu görüyorum. İnşallah küresel küfre karşı bu ruhun yeniden bizi dirilteceğini ve ortak paydada buluşturacağına inanıyorum.
Programa, Pakistan Mezun ve Mensupları Derneği (PAMDER), İnsan ve Medeniyet Hareketi (İMH), Aksa Eğitim ve Dayanışma Vakfı (AKDAV) destek verdi. (İLKHA)