TESSEP İstanbul Koordinatörlüğü gençler için manevi motivasyon ortamları oluşturmak, elzem konuları gündeme getirmek ve gençlerle arkadaşlık ortamı oluşturmak maksadıyla düzenlediği gençlik buluşmaları kapsamında İstanbul Bağcılar'da yoğun katılımlı bir program düzenledi.

Gençlerle, gençliğin benlik-kimlik ve anlam arayışı konusunda sohbet ve söyleşi tadında hasbihal edildi.

Yoğun katılımın olduğu programda, Tesettür Seferberliği Platformu (TESSEP) Dönem Başkanı, Eğitimci- Yazar Bildane Kurtaran bir konuşma gerçekleştirdi.

Gençliğin çok büyük bir sermaye olduğunu, bu nedenle yüzünü gençlere dönen toplumların ve hareketlerin daima kâr edeceğini, kazanacağını belirten Kurtaran, "Siz geleceğin umudusunuz. Bu nedenle yüzümüzü size dönüyoruz. İnanıyoruz ki sizler ümmetin de umudu ve dahi ümmetin gururu olacaksınız." dedi.

"Doğru tanımlanmış ve konumlanmış bir benlik doğru kimlik inşasının temelidir"

'Ben kimim?' sorusunun her gencin kendine sorduğu bir soru olduğunu hatırlatan Kurtaran, "Ben’i aramak, ucu açık bir yolculuktur. Ben arayışı bir sancıdır. Benlik kişinin kendini tanımasıdır, kendisi hakkında verdiği hükümlerdir. Kişinin benliğini değerlendirmesi, doğru tanımlandırmasına ve bu sebeple doğru konumlandırmasına yardımcı olacaktır. Doğru tanımlanmış ve konumlanmış bir benlik doğru kimlik inşasının temelidir. En doğru benlik tanımını yapan ben’i var eden Allah'tır. Ne diyor vahyinde? 'Sonra nasıl amel edeceğinizi görmek için, onların ardından sizleri yeryüzünün halifesi kıldık.' Allah'ın iradesini yeryüzünde temsil eden, emir ve yasaklarına uygun yaşayan, bütün esmalara mazhar olandır Allah'ın halifesi. O halde 'ben kimim?' sorusunun en doğru cevabı; 'ben Allah'ın halifesiyim' cevabıdır." şeklinde konuştu.

"İşte insanın anlam arayışında, insanı tatmin ve mutmain kılan en güzel ve en doğru final karşılıklı rızadır"

Benliğin kimliğin özü, mayası olduğuna dikkat çeken Kurtaran, "Toplumdaki aktif rollerimizi inşa eden kimliğimizdir, kimliğimizi inşa edense benliğimizdir. Bu nedenle benlik ve kimlik birbiriyle yakından ilişkilidir. Aynı zamanda doğru kimliğin inşasında, benlik dürtüleriyle, kimliğin inanç ve kural dinamikleri daima bir yarış, mücadele halindedir. O halde 'Kimim ben?' sorusunun en doğru cevabı nedir? Bu konuda yine vahye müracaat edelim. 'Allah' a çağıran, salih amel işleyen (dine ve dünyaya dair yararlı işler yapan) ben Müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kim vardır?' Popüler kültürün, seküler dünyanın, kapitalist sistemin, modern kalıpların, beşerî izmlerin idealize ettikleri kurgusal kimlik tanımları ki 'Z Kuşağı' tanımı bu tanımların başında gelir. Devamında sıralamalarda en üstte olan kimlik şablonlarında en'ler kategorisinde olan kimlikler bir tarafa, Rabbimizin katındaki enlerde yer alan, Rabbimizin en güzel olarak tanımladığı, en doğru kimlik Müslüman olmaktır. Kimim ben sorusunun en doğru cevabı ise, 'ben Müslümanım' cevabıdır. Benlik ve kimlik arayışı bu şekilde sonuçlandıktan sonra sıra anlam arayışındadır. İnsan anlamsızlıklar dünyasında daima anlam arar, bu minvalde en çok mutluluğu arar. Modern dünyanın insana öğrettiği ve öğrenilen duygulardan biri de mutluluğun, arzuların hızla tatmini olduğudur. Ne kar haz, o kadar mutluluk diye gençlere empoze edilir. Bu şekilde güdülenen insan, haliyle sürü psikolojisiyle güdülür. Oysa fıtrat yaratıldığı gayede anlam bulmak üzere kodlanmıştır. Ancak bu şekilde anlam bulup, tatmin olacaktır. Fıtrata ve hakiki anlama aykırı yaşamak psikolojik boşluklara ve manevi travmalara neden olur. Asla gerçek anlamda mutmain olmaz. İşte insanın anlam arayışında, insanı tatmin ve mutmain kılan en güzel ve en doğru final karşılıklı rızadır. Hayatın en büyük anlamı, iyiliği kuşanmak, kötülüğü savmak ve bu uğurda seferber olmaktır. Hülâsa, kendini, nefsini, benliğini bilen Rabbini bilir. Rabbini bilen haddini bilir. O'nu hakkıyla bilen, O'na gönülden bağlanır ve itaat eder. İnsanoğlunun anlam yolculuğunda varacağı en doğru menzil budur." ifadelerini kullandı. (İLKHA)