• DOLAR 34.65
  • EURO 36.453
  • ALTIN 2931.122
  • ...
Saadet Partisi Şanlıurfa İl Başkanı Yanmaz: Dünya ülkelerinde seçim barajı sembolik olarak var
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

 

AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ''Milletvekili Seçimi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi''ni Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) sundu.

14 milletvekilinin imzasıyla hazırlanan 15 maddelik kanun teklifinde, seçim barajının yüzde 10'dan yüzde 7'ye düşürülmesi ön plana çıkıyor.

Seçim barajın yüzde 7'ye düşürülmesi, "Yönetimdeki istikrarı örselemeden daha fazla partinin ve fikrin yasama organında temsil edilebilmesi" olarak düşünülüyor.

Kanun teklifine göre ittifakı oluşturan partilerin her birinin çıkaracağı vekil sayısının hesaplanmasında seçim bölgelerinde aldıkları oy oranları dikkate alınacak. Doğrudan siyasi partinin seçim çevresinde aldığı oy sayısına göre partilerin milletvekili sayısı belirlenecek.

'Milletvekili Seçimi Kanunu ve Bazı Kanunlarda yapılacak değişikliklerle ilgili Saadet Partisi Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Niyazi Yanmaz, İLKHA konuştu.

"Dünya ülkelerine baktığınız zaman birçok ülkede seçim barajı sıfırdır"

Yüzde 10 seçim barajı uygulamasının 12 Eylül darbe ürünü olduğunu ifade eden Yanmaz, "1982 Anayasası'na göre; Türkiye'de seçim barajı yüzde 10 olarak belirlendi. Bu anayasa 12 Eylül darbesinin ürünü bir anayasaydı. O günden bugüne yüzde 10 barajı hiç değiştirilmedi ve bu şekilde kaldı. Bugün dünya ülkelerine baktığınız zaman birçok ülkede seçim barajı sıfırdır ya da yüzde 1-2 gibi sembolik rakamlardadır. Seçim barajı özellikle 'temsilde adalet' ve 'istikrar' olsun diye yüzde 10 olarak tutuldu. Kamuoyununda bildiği gibi Ak Parti ve MHP'nin birlikte oluşturduğu Cumhur İttifakı'nın hukukçuları, 'Seçim Yasası' üzerinde çalışıyorlar. Anayasaya göre; Seçim Yasası'nda bir değişiklik yapılırsa 1 yıla kadar uygulanamaz, 1 yıl geçtikten sonra uygulanır. Yeni Seçim Yasası 16 Mart tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanmış olsa 17 Mart 2023 tarihinde geçerli olabilir." şeklinde konuştu.

 

"Cumhurbaşkanı için uygulanan bir yöntem var"

Kanun teklifinde Cumhurbaşkanı için yapılan uygulamayı eleştiren Yanmaz, "Bu şunu gösteriyor politik yorumlardan önce teklif olarak şunu söyleyelim. Genel Seçim Kanunu değişikliğinde; Cumhurbaşkanı için uygulanan bir yöntem var. Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanıdır. AK Parti'nin Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan olursa kendisi devletin tören, merasim ve tüm imkânları kullanarak Cumhurbaşkanlığı seçimine girecek. Farklı bir cumhurbaşkanı adayı olursa o sıradan bir cumhurbaşkanı adayı gibi mevcut cumhurbaşkanının imkânlarından istifade edemeyecek. Bir şehirdeki en güzel ve stratejik meydanda Cumhurbaşkanı bir miting yaparsa devlet töreni ile karşılanacak ve devletin imkânlarını kullanacaktır. Başka bir Cumhurbaşkanı adayı ise mitingini aynı meydanda yapamayacak." diye konuştu.

"Türkiye'de şeffaflık adına hiçbir şey kalmadı"

Millet ve Cumhur ittifakının tam teşekkül etmediğine dikkat çeken Yanmaz, "Örneğin CHP bir milletvekili çıkaracağı zaman 40 bin oy alması gerekiyordu. 46 bin oy almışsa kalan 6 bin oy İYİ Parti'nin hanesine yazılıyordu. İYİ Parti de o oydan istifade ederek bir milletvekili çıkarabiliyordu. Şimdi ise artık oylar ile milletvekili çıkarılamıyor. Cumhur İttifakı burada şunu gözetmiş; 'Biz nasıl olsa da birinci çıkıyoruz. Birinci çıktığımıza göre Millet İttifakı'nda küçük partilerin aldıkları oy milletvekili çıkarmaya yetmeyecek. Dolayısıyla o da bizim ittifakın hanesine yazılacak.' Bu konjonktürel bir şeydir. Türkiye'de şeffaflık adına hiçbir şey kalmadı.  Geçtiğimiz 20 yıldır AK Parti iktidarlığı söz konusudur. Gelinen noktada köşeye sıkıştı; ekonomik krizler, dış politikada tutarsızlıklar, adalet ve hukukta tutarsızlıklar, sosyal yaşamın çökmüş olması ve hayat pahalılığı gittikçe AK Parti iktidarlığını çökertti. Gönül arzu ederdi ki AK Parti 20 yılın sonunda insanların severek, iştiyakla ve sempatiyle oy versin ve yüzde 50-60 oy alsın. Hakikaten de ülkeye hizmet etmiş olsun. " ifadelerini kullandı.

 

"Seçim Kanunu'nda özellikle küçük partilerin ittifaka girmesinin hiçbir ana esprisi kalmıyor"

Ülkenin iyi idare edilemediğini belirten Yanmaz, "Şu anda ülkede mutlu bir azınlık var, iktidar ve yandaşları ve partidaşları… Bir de gerçekten ezilen, hayat pahalılığı yüzünden kahrolanlar var. Doğalgazı ürkerek ve korkarak yakan, aydınlanmak için ampulu yakarken endişe edenler var. Hükümet iyi idare edemedi. Gelinen noktada da 'Seçim Kanunu' ile oynayarak tufaya düşürmek, tuzak kurmak istiyor. Seçim Kanunu'nda özellikle küçük partilerin ittifaka girmesinin hiçbir ana esprisi kalmıyor. Örneğin X adındaki küçük bir parti, 40 bin oyla milletvekili çıkarıyorsa 38 bin oy da alırsa aldığı oy heder oluyor. İlla da 40 bin oy alması gerekiyor. Dolayısıyla bu küçük partiler için zor ama Cumhur İttifakı, Millet İttifakı'nı tufaya getirmek böyle bir strateji çizdi. Hesap edemediği bir şey var. Karşı tarafta ille buna karşı strateji geliştirecektir. Millet İttifakı'nda olan ve olacak partilerin elleri elma, armut toplamıyor. Onlar da birtakım strateji düşünecek." dedi.

"Türkiye, AK Parti'nin iktidarı elinde oyuncak olmuştur"

Bütün meselenin devletin ikbalı, insanların refahı ve özgürlüğü ile adaletin tesis edilmesi olduğunu vurgulayan Yanmaz, "Salt 'Benim ikbalım' diye düşünürseniz bir partinin, şahsın, küçük bir zümrenin iktidarı saltanatı diye düşünürseniz, o ülkenin idaresi çıkılmaz bir hal alır. Bugün  maalesef Türkiye, AK Parti iktidarının elinde oyuncak olmuş bir durumdadır. Yaz-boz haritasına dönmüş. Hemen hemen her şeyde ihale de hukuk da Seçim Kanunu'nda aklınıza gelebilecek her şeyde kendi bilirkişinin iki dudağı arasında cerayan ediyor. Eskiden istifalar, ihraçlar olurdu ama şimdi 'Af talebi' diye geçiyor. Bakan istifa değil af talebi ediyor." ifadelerini kullandı. (İLKHA)







Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir